Genç kız kendi kendine bir şarkı mırıldanarak sessiz ve soğuk sokakları arkasında bırakıyordu. Tatlı bir sabırsızlık ile bir an önce ormana varmak istiyordu. Bu parkta geçirdikleri geceden sonraki ilk buluşmalarıydı. Genç kız çoktan onu özlediğini hissediyordu.
Genç kız ormanın girişi ile karşılaştığında gözleri genç oğlanı aradı. Ne kadar göz gezdirse de onu göremeyince yüzündeki gülümseme silindi. "Acaba gelmedi mi?" Diye aklından geçirdi. Daha sonrasında hemen toplarlanıp "Olumsuz düşünmek yok." Diyerek kendine gaz verdi ve ormana doğru yönelip göle doğru ilerledi.
Göl görünmeye başladığında genç oğlanı da gördü. Genç kızın içindeki onun gelmemiş olma korku hemencicik yok olup gitti. Genç oğlan ayakta öylece göle doğru bakıyordu. Genç kız onu öyle görünce bir anda içi arkasından sarılma isteği ile dolmuştu. Yapıp yapmamakta kararsız adımlarıyla ona yaklaştı.
Aralarında neredeyse bir metre kaldığında durdu. Genç oğlan çoktan onu farketmişti ama arkasını dönüp ona bakmaya cesaret edemiyordu. Ona baktığında yaşayacağı keskin acıyı hissetmek istemiyordu. Fakat Bu acıyı yaşayacağını bile bile buraya gelmişti.
İkisi de kendilerine cesaret yüklemekle meşgüldü. Biri onu bakmaya korkuyor diğeri ise ona sarılmaya.
Genç kız her zamanki "Bunu şu an yapmazsak ne zaman yapabiliriz ki ?" felsefesiyle ona iyice yaklaşıp kollarını ona sarıp tüm bedenini ona yapıştırdı. Kafasını onun sırtına yaslayıp gözlerini kapattı.
Genç oğlan bir anda ona sarılan beden ile korksa da daha sonrasında ne kadar birine sarılmayı özlediğini farketmişti. Genç oğlanın bir bedeni yanında hissetmeyeli uzun olmuştu. Bu his eskiden ailesiyle geçirdiği mutlu zamanlara kadar götüren bir histi.
Genç kız hiç birşey düşünmeden öylece duruyordu. Sadece onu hissetmeye odaklanmıştı. Bu belki de tek şanslık bir fırsattı.
Genç oğlan onun kollarının arasında kalarak arkasına döndü. Amacı ona sarılmakken genç kız onun bu hareketinden rahatsız olduğunu düşünüp ellerini geri çekti.
Yüz yüze kaldıklarında genç kız kızarmış yanakları ile çekingen sesiyle "Seni rahatsız etmedim umarım." Dedi.
Bu tatlı insana karşı neler yapmak istediği bir bir aklından geçen genç oğlan gülümsedi. Onun bu masum sarılması bile kendini kaybettirecek dereceydi.
"Hayır, sevdim." Hislerini saklamadan konuştuğuna kendi bile şaşırmıştı.
Aslında kendisi sonsuz bir düğümün içinde gibiydi. Genç kızı bırakmak istemiyordu ama tüm şartlar onu bırakması yönündeydi. En başında iken sadece kendi sevgisini kontrol altına almaya çalışıyordu ve bu o kadar zor değildi. O zamanlar genç kızı başka biriyle görme fikri aklında hiç yoktu. Fakat şu an onu Kakashi gibi it biriyle görme fikri onu bir sürü fesat duyguya itiyordu. Şimdi savaştığı sadece Sakura değil aynı zamanda Kakashi idi.
Eğer genç kızı bırakırsa Kakashi'ye kalır korkusu içini yiyip bitiriyordu. Bu duygu onu Sakura'ya daha da yakınlaşma arzusu uyandırıyordu. Ona daha da yakınlaşıp kendinden kaçmayacağına emin olmak istiyordu. Ama bunu yaparsa ordunun yasaklarını çiğnemiş olacaktı. İşte genç oğlan böyle bir düğümün içerisindeydi.
"Yaniii bunu hep yapabilir miyim?"
"Yapabilirsin."
Genç kız küçük bir tereddüte düşse de bozuntuya vermedi. Sanki bugün fazla dürüst diye düşündü ama daha sonrasında bunu o geceye bağladı.
