"Hazır mısınız?" diye sordu Yağmur."Hazırız." dedi Esra ve Deniz. El ele tutuştular ve yürümeye başladılar
10 yıldır bekledikleri gün gelmişti sonunda, evleniyorlardı. Esra ailesiyle 10 yıldır haberleşmiyordu. Arayıp sormamışlardı... Onlar Esra'yı, Esra onları silmişti. Böylesi daha iyiydi, daha mutluydu. Bazen üzülse bile artık eskisi kadar etkilemiyordu onu. Deniz onun ailesi olmuştu.
Alya ve Berk'in ikizleri olmuştu. Alara ve Aras. Alya Umut'u nikah masasında bırakıp gittikten sonra Berk ile ortadan kaybolmuşlardı bir süre. Geri döndüklerinde de ufak bir düğünle evlenmişlerdi. Onlar da gayet mutluydular.
Ufuk ve Ecrin'in Miray adında bir kızları olmuştu. Tatlı atışmaları oluyordu ama birbirlerini çok seviyorlardı. Herkes gibi onlar da mutluydu ve 7 yıl sonra onları tekrar birleştirmiş olan Miray'a minnettardılar.
Yağmur kendisini işine adamıştı. Yalnız bir profesör olduğunu söylüyordu her zaman. Alara, Aras ve Miray'ı kendi çocuğu gibi seviyor ve ilgileniyordu.
Caner bekardı. Simay da hayatın tadını çıkarıyordu ve idolü olarak gördüğü Yağmur gibi o da kendisini işine adamıştı.
Deniz ve Esra 2 yıldır Fransa'daydılar. İstanbul'da evlenip orada yaşamaya devam etmeyi çok isteselerde bu mümkün değildi onlar için. Fransa'da çalıştıkları iş ve yaşadıkları hayattan memnunlardı ama diğerlerini çok özlüyorlardı.
Yeminler edilmişti, artık resmi olarak evlilerdi. Bu güne gelene kadar çok şey yaşamışlardı ama sonunda mutluydular artık. Her şey güzeldi...
"Seni seviyorum Deniz."
"Seni seviyorum Esra."
Bambaşka hayatlarda, bambaşka hikayelerde ve bambaşka satırlarda görüşmek üzere...
•Son•