Sabahın yedisi müzikle uyandım. Gerçekten sabahın köründe ne bu enerji. İnsanlar müzikle uyanıyor bende işte bir gün daha neden bu kadar erken uyandım diye lanet ederek uyanıyorum. Kendi kendime güldükten sonra hemen dolabımdan mavi kot pantolon ve kırmızı kazağımı giydim. Kedimin de mamasını verdikten sonra kahvaltımı okulda yemeğe karar vererek evden çıktım. Müzik sesi de kesilmişti merdivenlerden inerken Volkanda kapıdan çıkıyordu. Onu görünce gülümsedim. O hiç gülümsemedi. Kafamı yere eğip yürürken Volkanda önümden gidiyordu. Duraksadı bende düz yürümeye devam ettim hiç ona bakmadan. Onun yanından geçerken oda benim hızımla yürümeye başladı. Değişik kokuyordu hiç böyle bir koku duymamıştım. Burnunun direğini yakacak kadar sert ama ferahtı. Hayır ne güzel önden giderken iyiydi şimdi neden benimle yürüyor ki gerçekten de çok dengesiz. Ona bakmak için kafamı kaldırınca konuştu.
-Bu gün daha iyi misin?
+İyiyim teşekkürler. Dedim ve önüme döndüm.
-Sana tavsiyem Akın ve Savaştan uzak dur kendi iyiliğin için. Ve beni de yorma.
+Anlamadım ???
-Duydun işte sana bakmak zorundayım babamın zoruyla. Beni yorma ve uzak dur belaya bulaşma.
+Sana ne benim kimle gezeceğimden istediğime bulaşırım sana düşmedi beni korumak. Dediğimde şaşırmış gibi suratıma baktı.
-Ben babam ne diyorsa onu yapıyorum uyardım yapmak ya da yapmamak sana kalmış.
+Bende bana insanlığından yardım ediyorsun sandım. Ne kadar aptalım. Sende onlar gibi dengesizsin. Senin beni korumana ya da bakmana ihtiyacım yok benden uzak dur bana karışma. Dedim sinirli sinirli. Sonra ondan uzaklaştım tek başıma yürümeye devam ettim.
VOLKANDAN
Okula gelmiştik bile önden gitmesine izin verdim diğerleri bilmiyordu babamın dediklerini. Bazen babam gerçekten beni zorluyor. Bu kızla işimiz var. Derken diğerlerinin yanına gittim. Genelde arka bahçede üçümüz dururduk şu İdiller gelmese keşke. O zaman Akını sakinleştirmek daha kolay oluyor. Akına bakınca gözünün Öyküde olduğunu fark ettim. Öykü ise Savaş ve Melis ile birlikteydi. Akın birine dik dik bakıyorsa yandık bana gene iş çıkacak bazen keşke küçük olan ben olsaydım diyorum. Akın zaten sinir hastası hemen patlayabiliyor, bide haplarını kullanmıyor ona zorla içiriyoruz. Akın hala onlara bakıyordu. Savaşa mı yoksa Öyküye mi emin olamadım. Umarım ki Savaştır. Kaan birden “hadi anladık Akın Savaşa bakıyor da be oğlum sen neden Akını süzüyon aşık mı oldun. Benim yakışıklı kardeşim tabi ki çok can yakar ama abi lütfen bu sen olma lütfen.” Deyince uzun süredir Akına baktığımın farkına vardım “ne diyon lan sen” dedim ve kafasına vurdum. Akına dönüp “sen kime bakıyon gene ne oldu” dedim oda “bak bu yeni gelen kıza çok taktım hep Savaşla” dedi bende “hayır o Savaşla değil Melis ile duruyor sana ne ne yaparsa yapsın” dediğimde korktuğum başım geldi. “yeni kız için acayip planlarım var. Herkese yaptık bakalım o dayanabilecek mi yoksa korkup kaçacak mı” dedi. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Hayır o kıza bunu yapamayız demek isterdim ama babamın beni yönlendirdiğini anlayacaktı ve babam kesinlikle buna çok kızardı. Ama merakta etmiyor değildim onu merak ediyordum pes edecek mi yoksa etmeyecek mi? Akın hemen Kaana döndü “bana WC de kullandığımız o pis taslar var ya içine su doldur ve kantinden bir torba buz al ve getir” dedi. Kaan da garibim ne yapsın sinirlenmemesi için gidip dediğini yaptı. İdile dönüp şu kızı çağırın arka bahçede bizim yerimize” dedi. İdilde pis pis sırıtarak tamam dedi ve gitti. Zaten arka bahçedeydik ama neresi olduğunu hemen anladım. Kameraların görmediği kör noktada durur insanlara orda pislik yapardık orayı kastetmiş olmalı. Orası zaten dar bir alan iki kolon arası oluyor. Hepimizi almaz orası ve ben her zaman dışarıda kalır hoca geliyor mu diye kontrol ederdim. Akına dönüp “akın bak zaten zil çalacak 10 dakika var gel gidelim öğlen yaparız” dedim. Tabiki dinlemedi. Bekledik ve o an gelmişti. Umarım çok ileri gitmez diye düşündüm.ÖYKÜDEN
Melis ile birlikte kantinde oturuyorduk. Çok uykum var dedim. Oda karşımda esnedi. Güldü. Merdivenlere baktığımda Melise “uyuz tayfa geliyor hazırlan kavga var” dedim. Yanımıza geldiler sandalye çekip oturdular İdil çok akıllıca ve güzel konuşuyordu.
-Öykü gel barışalım yaptığım her şey için pişmanım daha sen geleli 3 gün oldu ama hiç oturup konuşamadık hadi gelin biraz bahçede dolaşalım sonra sınıfa gireriz öğretmen zaten beni sever sıkıntı yok.
Bizde Melis ile birbirimize bakıp düşündük Melis hayır anlamında kafasını salladı ama ben bir şans vermek istedim. Tamam dedim ve gitmeye başladık merdivendeyken melis “Öykü ben hocayla konuşmam gerekiyor siz gelirsiniz olur mu” dedi bende “olur derste görüşürüz” dedim. İdile gülümsedim. Ve çıktık bahçeye. Arkaya doğru yürüdük orda Akınlar da vardı. İdil şunlarla karşılaşmak istemiyorum dönsek olur mu dedim oda gel gel bir şey olmaz ben varım dedi. Yürümeye devam ettik ben kafamı indirip yanlarından geçecekken İdil “paket teslim.” dedi “ben daha bir şey diyemeden kendimi duvara yaslanmış bir şekilde buldum.
Ne yapıyorsunuz siz? Diye bağrınca Akın eliyle ağzımı kapattı. “şiiii yeni kız sen geldiğinde ben biraz meşguldüm sana hoş geldin diyemedik. Dedim ki hoş geldin sürprizi yapalım.” Deyince Volkana baktım oda bir şeyden anlamamış duruyordu.
“Şimdi ağzını açıcam ama bağırırsan daha kötüsü olur. O yüzden tavsiyem sus ki çabuk bitsin.” Deyince tüylerim diken dikendi o mavi gözleri ölü gibi bakıyordu insanların mutsuzluğundan sanki mutlu oluyordu. Konuşurken eğilmişti yüzüme nefesi sigara ve alkol kokuyordu. Ağzımı açınca derin nefes aldım. Ama sakinleşemiyordum. Korkuyordum Volkan uyarmıştı ama ben dinlememiştim. Aslında pekte bir şey yapmamıştım ben onlara. O sırada Akın” Volkan sen git derse gir ben halledicem.” Kıza zarar verme dedi ve gitti. O gidince zaten olanlar oldu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Okul (GÖLGE)
Teen FictionYAZARDAN "En ummadığın kişi ortaya çıkartır sırlarını derindekinin. Sen herkesi kör, evreni sersem mi sanırsın?" Her sır elbet çıkacaktır ortaya. ÖYKÜDEN Ben Öykü size acı veren tüm insanlara ne demek isterdiniz. Benim şimdiki aklım olsa bana tün...