Hemen şimdi kendime gelmem gerekiyordu. Şuan hiç kriz geçirecek iyi vakit değil. Kendimi toparladım ve tekrar Öyküye döndüm.
Öykü onca saattir hiç kıpırdamamıştı. Öylece tavana bakıyordu. Ona yaklaştım beni gördü ve bağırmaya başladı. Asaf kesin ona o kötülüğü yapan Asaf. Sinirle derin nefes aldım ve Öykünün bağırışını umursamadan elimdeki battaniyeyi ona sarıp kucağıma aldım. Hiç hareket etmiyordu. Nefesi kesik kesik geliyordu. Yüzüme baktı ve şaşırdı "AKIN" dedi o mavi gözleri kocaman olmuştu. Şuan rahatlamıştı kafasını göğsüme yasladı gözlerini kapattı. Hemen onu arabama bindirdim kendi evime ve onunkine gidemeyeceğimizden dolayı bizim yazlık eve sürdüm. Uzunn bir yol vardı. Öykü arka koltukta hareketsiz yatıyordu. Onun bu halini gördüğümde kalbim sızlamıştı. Bunu yapan ben şimdi ona yardım ediyordum. Normalde asla ona yardım etmem asla ama neden böyle olmuştu ne değişmişti şimdi.
Yolda daha yarım saat gitmişti ve daha gidecek çok yolumuz vardı ki Öykü inlemeye başladı. Hatta daha şiddetlendi ağlamaya başladı. Ah Bi bu eksikti. Hemen arabayı kenara çektim ve arabadan inip onun baş ucuna oturdum kafasını bacaklarıma koydum. Gözlerini açmamıştı. Titreyerek ağlıyordu rüya görüyordu sanırım. Onu uyandırmam gerekiyordu ama nasıl. Korkutmak istemiyordum. Elimle yüzüne düşen bir kaç tel saçı aldım arkasına attım. Şuan fark ettim yanakları ve saçları yumşacık tı ve o kadar saat kalmasına rağmen mis gibi kokuyordu. İstemeden ellerim saçlarına gitti içimden sevmek gelmişti neden bilmiyorum. Saçlarını sevmeye başlamıştım oda ağlamayı kesmişti sanırım bu onu rahatlatıyor. Kalbim çarpmaya başlamıştı hemen hemdimi toparlayıp Öykünün kafasını nazikçe koltuğa geri koydum ve direksiyona tekrar geçtim.
Aradan 2 saat geçmişti ve eve geçmiştik öykü bu süre içinde zaman zaman ağlamış zaman zaman bağırıp küfürler etmişti ama sonunda gelmiştik. Onu tekrar kucağıma aldım odalardan birine koydum. Asıl zor olan şimdi onu nasıl giydirecektim hareket edemiyordu. Kendi başıma bela almıştım. Öyküyü uyandırmaya karar verip yanına gittim ve ona seslendim. Zorda olsa gözlerini açmıştı. Benden korkarak geri gitmeye çalıştı ama canı acıdığı belliydi hareketi yarım kaldı. Kalk temizlen dedim. Ağlamaya başladı kalmaya çalışıyor ama karnındaki derin kesikler yüzünden canı acıyıp hareketi yarım kalıyordu. Derin nefes aldım sinirlenmeye başlamıştım. Ona dönüp " ÖYKÜ YAT GELİCEM ŞİMDİ" dedim korkmuştu. Sanırım fazla bağırmıştım. Ecza dolabına gittim ve ordaki gerekli malzemeleri alıp yanına oturdum. Yarasını temizlemek için battaniyeyi açmak istedim ama sımsıkı tutmuş izin vermiyordu. Ona bakıp "YA ŞİMDİ BANA İZİN VERİRSİN YADA SANA BANYO YAPTIRIRIM CANIN DAAAHA ÇOK ACIR" dedim sert bir tonla. Oda kafasını yana eğdi ve elini battaniyeden çekti. Hiç konuşmuyordu. Bende battaniyeyi yavaşça açtım yarasına baktım. Bembeyaz teninin üzerinde kıpkırmızı kanlar belinden akmıştı çok derin kesikti. Hemen kenarından silmeye başladım sonra üzerine gerekli olan işlemleri uyguladım ve belinden yaraya mikrop kapmaması için sardım. Şimdi daha iyiydi. Hemen gidip beyaz bir bez aldım ıslattım ve göbeğini sildim kandan tamamen kurtulmuştuk. Tam ayağa kalkıp ellerimi yıkayacaktım ki iç çamaşırındaki kanı tekrar gördüm. Ah Bi bu eksikti gerçekten hemen bir çare bulmam gerekiyordu. En iyisi gidip almak ama bu saatte açık bir yer yoktur. Sabaha kadar dayanamaz en iyisi evi biraz karıştırmak. Öyküye dönüp iç çamaşırını göstererek "bunun için bir şeyler ayarlamaya gidicem kıpırdama sakın" dedim. Onun yüzü kıpkırmızı olmuştu ama birşey demeden tavana baktı. Zaten geldiğinden beri hiçbir şey demiyordu.
Bütün odalara baktım geçen yazdan kalma bir mayo altlığı buldum nerden geldi bilmiyorum büyük ihtimalle Kaan da burayı biliyor bir kızla gelmiş olmalı. Buraya ben hariç herkes gelirdi. Zaten kaaanlarla kardeş gibiydik onun evi benim evim fark etmez anahtarlarımız vardı. İçimizden en kız düşünü Kaan olduğu için kesin Kaan getirmiştir. Hemen aldım bu ona olur hiç kullanılmamış etiketi üzerindeydi. Çekmecelere baktım Pet aramak için zor da olsa 2 tane buldum bu gecelik yeter heralde yarın gider alırım. Hemen koşarak yanına gittim ve elimdekileri ona fırlattım. Yüzüme bile bakmıyordu ve bu beni deli ediyordu. "bak öykü ben sinirlenmek istemiyorum şimdi bunu giyiyorsun temizleniyorsun anladın mı?" hiçbişey demeden kalkmaya çalıştı ama yine yarım kaldı çabası. Derin nefes alıp sakin kalarak elinden tuttum ve onu tek hamlede kaldırdım yataktan. Mecbur acıyacaktı canı en azından hızlı oldu. Onu lavaboya soktum kapıyı kilitlememesini emrettim. Hiç birşey demiyordu dediklerimi yapıyordu. O hazırlanırken bende mutfağa geçip aldığım çorbayı ısıttım. Bir yandanda onu düşünüyordum. Ne giyecekti şimdi o, sadece bir iç çamaşırı ve pet buldum sanırım unutmuşlar onları burda başka kıyafet yok. Yani en azından kız kıyafeti. En iyisi ben kendi tşortümü vereyim zaten ona elbise gibi olur. Çorba ısınırken hızla odama çıkıp elime geçen ilk tşortümü aldım. Onun yanına gittim oda temizlenmiş battaniyeye bakıyordu. Battaniye kanla dolmuş hem adet kanı hemde normal kan. Beni görünce saklanmaya çalıştı. Ben de ona bakmadan tiortü kapının yanına koyup "giy gel mutfaktayım" dedim. Mutfağa geldiğinde çorba ısınmıştı tabağa koydum ekmek kestim onu beklemeye başladım 5 dakika geçmeden gelmişti. Tşortüm ona yakışmış. "wayy tişort iyi olmuş çirkinliğini gizlemiş" hiç bişey demiyordu onu kızdırmaya çalıştım ama demiyordu. Neden neden? "bana cevap ver yoksa kötü şeyler olacak" dedim. Oda yüzüme korkuyla baktı. Tekrar konuşmaya devam ettim.
"Bak Öykü bu yaşadıklarımızı unutucaksın bunlar yaşanmadı sen yoluna ben yoluma şimdi ben hata yaptım çok fazla kaybettim kendimi ama senin yüzünden seni sadece korkutacaktım amacım asla bunları yapmak değildi sen bana anneme laf etmeseydin şuan evde mışıl mışıl uyuyor olacaktın. Eğer bir kişiye bile anlatırsan daha beteri olur senin için" dedim gülerek. Oysa onun sadece gözleri doldu ve tamam anlamında kafasını salladı. Sesiz kalmasına dayanamıyorum. Bide hala tabağına dokunmamış gene sinirlenecektim. "o tabak bitecek yoksa burda 1 hafta kalmak zorunda kalırsın onlar geçene kadar" dedim oda hemen yemeye başladı. Güzelce yedi tabağı kaldırdı bulaşığı yıkamak için lavaboya eğildi ama öylece kaldı. Sanırım canı yanmıştı. Ahhh diyerek ellerimi saçlarıma geçirdim. Bu kız gerçekten aptal gerçekten. Daha fazla dayanamayıp onu kucağıma aldım ve odaya götürdüm. Bana korkuyla bakıyordu. Bu hoşuma gitsede üzerine bu gün bu kadar gitmeyeceğim. Yatağa yatırdım yataktaki battaniyeyi alıp odadaki çamaşır makinasına attım ve ona dönüp"odam hemen yan tarafta tek seslenişin de duyarım bişey olursa seslen."dedim ve çıktım.Yatağıma geçip napacağımı düşündüm. Şimdi onu yaraları geçene kadar burda tutsam uzun sürecek ben kendime hakim olamaya bilir ve canını tekrar yakabilirim. Bu yüzden sadece bir kaç gün kendini toparlayana kadar dursun sonra anlaşmamıza uyar umarım göndere bilirim. Evet 2 3 gün yeterli..tam uyuyacakken yine bir inleme sesi duydum. Takmadan gözlerimi kapatıp karanlığa kendimi bırakacaktım ki yine Asaf diye bağırmaya başladı. Ahhh yetti ama ne Asafmış lan ne Asafmış var ya o lavuğu bulursam doğduğuna pişman edicem. Sıcacık yatağımdan kalkıp onun yanına gittim. Şuan resmen yatakta titriyordu. Bağırıyordu. Ne yani bu kız hep böyle rüyalar mı görüyordu. Tmama şimdi sakin sakin yanına gidip oturdum. Kafasını yine kucağıma koydum ve saçlarını sevmeye başladım. Bu ona arabada giderken iyyi gelmişti. Ama şuan etki etmiyordu. Bir anda eli elime geldi ve tırnaklardı. Zaten sinirlenmemek için zor duruyordum niye dahada zorlaştırıyor bu kız anlamıyorum. Sanırım şimdi yapacağım şey bir ilk olacaktı ama buna mecburdum şuan bide ben korkutarakk uyandırırsam tamamen kafayı yiyebilir. "Öykü" dedim en nazik ses tonumla. Artık nasıl bir naziklik olacaksa çıkan sesime ben bile inanmamıştım. Neden bu kızı önemsiyormuşum gibi geliyor. Her neyse şimdi kendimle çelişkiye girmemin sırası değil. Tekrar seslendim. Uyanmıyordu. Sesimi biraz daha sertleştirerek tekrar seslendim. Hafiften gözlerini aralamıştı. Bana tekrar korkuyla bakmaya başladı. "Öykü iyi misin?" dedim. Sanki umrumdaymış gibi. Oda şaşırtmıştı. Hemen kafasını kaldırdı. Derin nefes alıp gözlerini tekrar kapattı. Uyumaya başladı ama şuan elimin üzerinde yatıyordu. Tamam bu gecelik asla yapamayacağım bir şeyi yapacağım bir kızın rüya gördüğünde sakinleşmesini sağlayacağım. Herhalde bunu yapabilirdim sakin kalarak.
Sabah saat 10 olmuştu ve Öykü yanımda mışıl mışıl uyuyordu bense bütün gece bekçi gibi bekledim. 8 veya 9 kere sakinleştirdim ama daha fazlaydı ve ben artık saymayı bırakmıştım. Yorgun düşmüş olacak ki sabah 8 den 10 a kadar aralıksız uyudu. Tam artık benimde gözlerim kaymaya başlamıştı ki Öykünün "ne işin var burda canavar" deyişini duymuştum. Şuan sakindim ve sinirlenmek istemiyordum. Birşey demeden kalktım ve "tüm gece başında bekledim senin baş belasısın şimdi ben biraz uyucam git aşağı kahvaltı hazırla sakın bir yere kaybolma biliyorsun anlaşmamızı ve hazırlayınca gel beni uyandır" dedim ve kendi odama geçtim. Tşortümü bir yere atıp duş aldım ve zıbardım.
BÖLÜM biraz geç geldi üzgünüm.
Yorum ve oylamayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Okul (GÖLGE)
Teen FictionYAZARDAN "En ummadığın kişi ortaya çıkartır sırlarını derindekinin. Sen herkesi kör, evreni sersem mi sanırsın?" Her sır elbet çıkacaktır ortaya. ÖYKÜDEN Ben Öykü size acı veren tüm insanlara ne demek isterdiniz. Benim şimdiki aklım olsa bana tün...