Bölüm 3

132 11 3
                                    

Ayakkabılarımı giyinmek için eğildiğimde cebimden evin anahtarları yere düşmek üzereydi ve misafirimiz olan sarışın bayan anahtarı düşmeden yakalamıştı. Anahtarı elinden alırken parmaklarımın eline değmesiyle garip bir şekilde geriye sarsıldım. Sarışın bayan gülümseme atarak "daha dikkatli olmalısın" dedi ve içeri gitti. Kapıyı kapatıp merdivenlerden aşağı inerken bayanın söylemek istediklerine bir anlam bulmakla meşgulken diğer yandan merdivenlerden ikişer ikişer basamaklardan indim. Neden bu kadar imalı söyledi acaba? alt tarafı bir anahtar yani düşebilir elbette ki...

Yolda yürürken kafamaki düşüncelerim garip garip şeyler görmeme neden oluyordu sanırım bu faralar filmlere ve dizilere kendimi çok kaptırmıştım zihnimi sulandırıp duruyordu.
Artık bu kadar çok film ve dizi izlemeyecektim baksana sanki ben bir film karakteri gibi acaba şöyle olsa ben nasıl kaçardım vs düşündürüyordu. Neyseki sakin olup kendimi kontrol edebiliyordum fakat yinede içimde huzursuzluk vardı sebebini bilmiyordum ama umarım kötü bir şey yoktur. Derin derin nefes alıp verdim ayrıca sakin olmalıyım evet bir kaç adım sonra bizimkilerin yanına gelmiş güzel bir zaman geçiriyor olacaktım.  Gözlerimi açtığımda ise karşımda ağasından salyalar akan saldırmak üzere olan bir köpekle karşılaşınca çığlığı bastım ve koşabildiğim kadar hızlı koştum fakat sokak köpeği benim kadar hızlıydı tam ısırmakta iken korkuyla gözlerimi kapattım ve köpeğin tiz sesinin benden uzaklaştığını duydum. Yerden kalkıp karşımdaki uzun boylu çocuğun bana baktığını gördüm.

"İyi misiniz?"

Vücudumun her yeri zangır zangır titrerken dilim tutulmuş konuşamıyorum. Kafamı hayır anlamında salladım ve kafeye doğru yavaş adımlarla yürümeye çalıştım fakat başarısız olup yere düşmüştüm.

"Yardıma ihtiyacınız var bu halde reddetmeyi düşünmüyorsunuz herhalde?"

Cevap verememiştim sadece yutkunabilmiştim. Yerden kalkınca, uzun boylu çocuk bana kafeye kadar eşlik etmişti... Sandalyenin birine oturdum garsondan acil su istemişti. Su gelince bardağı bana uzattı. Bardağı elinden alırken ellerimiz birbirine değdi teni soğuktu hızlıca elimi geri çektim. 

Bir anda karşımızda Ceydayı görünce şok olmuştum. Umarım yanlış anlamamıştır elimdeki bardağı bırakıp ayağa kalktım ve yanına yaklaştım.

"Esila sana inanamıyorum ya ben sana en yakın arkadaşım dedim güvendim sense benim sevgilimle göz gözesin dip dibesin"

Hafif bir şekilde kekeleyerek "Ya-yanlış anlaşılma va- va- r"

Yanına yaklaştım ve beni geriye doğru itti. Sinirlenmeye başlamıştım nasıl olurda benim en yakın arkadaşım böyle bir şey yapabileceğimi düşünürdü bu saçmalık. Yine sakinliğimi koruyup durumu izah etmeye çalışıyordum fakat yine başarısız olmuştum fakat her seferinde peş peşe hiç susmadan bir şeyler söyleyip duruyordu en iyisi susmamdı zamanı geldiğinde hatasının farkına varır umarım.

"Selim senden nefret ediyorum!"

Ceyda kafeden ağlayarak çıktı. Bana yardım eden çocukta peşinden koşturarak gitti yetişemeyincede arkasından baktı. Ellerini saçlarının arasından geçirip kafasını geriye eğdi ve benim yanıma doğru geldi sandalyeyi çekip karşıma oturdu elini masaya bir kez vurdu "lanet olsun ya" dedi.

"Bir kez olsun hayatımda mutluluğa yer açmak istedim fakat benim hayatımda mutluluk lafı biraz gariptir Esila."

"Bak ben çok özür dilerim en yakın arkadaşımın sevgilisiyle böyle tanışmak oldukça tuhaf bir durum ve benimde hoşuma gitmedi gerçektende çok özür dilerim"

Omuzlarımdaki gerginlik vücudumun her yerine acı vererek hissetmeme, etraftaki gürültünün başımda yankılanışı ve birazdan olacaktan habersin olan zavallı bedenim öfkelenmişti. Farkında olmadan elimde tuttuğum bardağın avucumun içinde parçalanmasına neden olmuştu.

Selim omzuma dokunup gözlerimin içine bakarak bir şeyler diyordu ellerini geri çekti. Bu olanlara anlam veremezken sakinleşmiş olduğumu ve elimden süzülen kanların içimde oluşturduğu garip bir his çıkardı ortaya ve birde kolumda oluşan yaranın acısı...

Kabus Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin