-3-

1.7K 170 9
                                    

                                      •Hamlemin üzerinden tamı tamına bir hafta geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hamlemin üzerinden tamı tamına bir hafta geçmişti. Taehyung'un hâlâ bir şey yapmamış olması beni gün geçtikçe daha da gererken iyice paranoya olmuştum. Ama boş yere değildi çünkü ne kadar bekletilirsem o kadar büyük bir şeyle karşılaşacağımı daha önce deneyimlemiştim.

Elimdeki kalemi sıraya bıkkınlıkla bıraktım ve kollarımı kavuşturup etrafı incelemeye başladım. Tenefüs henüz bitmemişti ve ne anlattığını uzun süredir bilmediğim Roseanne bana sinirle söylenip önüne döndü. Okullar birleştikten sonra Rheme'e gelmişti. Tabiki bu duruma çok sevindim çünkü Jisoo ve Jennie ile ne kadar yakınsam onunla da öyleydim ama görüşmediğimiz zaman dilimlerinde yaşanan olayları an be an anlatışı bir haftadır son bulmuyordu.

Roseanne söylenmeye devam ederken dikkatimi kapıdan giren kişi çekmişti. Kollarında sanki elinden kapıcaklarmış gibi tuttuğu replika çantası, kendisinin daha yeni boyamış olduğu her halükarda belli olan düzensiz bir örgüyle toplanmış saçları ve suratındaki aptal ifade.

Sıralara doğru yönelip boş olduğuna inandığı bir sıraya çantasını koyduğunda kafamı bile ona döndürme zahmetinde bulunmadım.

"Orası dolu." Her zamanki soğuk ifademe eklenen sert sesimle tüm sınıf sessizleşmişti.

" İyi ama kimsenin eşyası yok. Kimseye ait değil burası." bu kız gerçekten gerizekalıydı.

"Sana orda birisi oturuyor demedim orası dolu dedim." Gözlerinin içerisine keskin bir bakış gönderdiğimde başka bir sıraya yönelmişti.

"Orası da dolu."

"İyi ama.. burada da kimse yok." mırıldanarak konuştuğunda gözlerimi devirdim. Mıy mıy insanlar kadar sevmediğim başka kimse yoktu.

Kapıdan içeri giren bedenle birlikte kız kafasını kaldırıp gülümsemişti. Kim Taehyung kızın tepesinde dikildiği sıraya yönlendiğinde kızın gülümsemesi arttı. Kesinlikle fazla romantik dizi izlemişti. Taehyung centilmenlik yapıp sırayı ona verecek falan mı sanıyordu?

"Uzaklaş beş."

kıza kaba bir şekilde bulunduğu katman ile seslendiğinde alayla güldüm. İlk çantasını koyduğu sıraya da Jungkook oturmuş hatta çoktan uyumaya başlamıştı bile. Kız dolu gözlerle sınıftan çıktığında sınıftaki fısıltılarla yüz ifademi yeniden sabitleştirdim.

"Tanrım kurucular hep kabaydı ama 4 aile birleştiğinden beri durdurulamıyorlar."
"Haklısın, birbirlerinden güç alarak herkesi ezmekten zevk alıyorlar."
"Tanrım diğer katmanlara pislik gibi bakıyorlar."

Tahtadaki sunumun önemli kısımlarının altını tabletimden çizerken enseme değen nefesle arkamı döndüm.

"Lalisa"

"Ne var Taehyung?" sinirle fısıldadım.

"Hazır mısın?" sinsi gülümsemesi yüzünü kaplarken göz devirdim ve önüme döndüm.
Kesinlikle mahvolmuştum. Bu ölüm oyunundan sıkılmıştım. Geçen sene oyunu oynamayı o kadar çok istememiştim ki yanlış hamleler ile kaybetmiştim. Bu sene aynısının yaşanmasına izin veremezdim ama oyun kuralları beni oldukça zorluyordu.

Snow Flower||Taelice Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin