~•~
"Konuşmayacak mısın benimle?" karşımda dikilen bedeni hiçe saydım. Yanından geçip giderken mutfağa girmiştim. Dolaptan kendime bir bardak alıp su doldurdum. Suyumu yudumlarken Haruto karşıma dikilmişti."Abla neden böyle yapıyorsun?" bardağı tezgaha sertçe bırakıp gözlerimi üzerine diktim.
"Neden mi? Sen gerizekalı mısın?" Taehyung başlayacak tartışmamızı kendi tarafına dikmişti.
"Senin ne işin var evde Taehyung?" bıkkınlıkla konuşmuştu. Benimle yalnız kalmak istiyordu. Sanırım inancı yalnız kaldığımızda kendini affettireceği yönündeydi.
"Sevgilimin evindeyim." sözleri yumuşamama sebep olmuştu. Ağzından ilk defa böyle bir şey duymuştum. Keşke şu an olmasaydı dedim kendi kendime. Keşke başka bir zaman tadını çıkartabileceğim bir anda söylese.
"Haruto git hadi, gelmeyeceğim havaalanına falan. Seni uğurlamak gibi bir niyetim yok. Gölge etme başka ihsan istemiyorum." başını onaylarcasına sallayıp çıkışa ilerlemişti.
"Seni seviyorum abla, sadece gitmem biraz uzaklaşmam gerek. Lütfen anla beni." arkasını dönüp kapıdan çıkmıştı. Gözümün önü hafifçe karardığında tutunacak yer ararken Taehyung bedenini bana sarmıştı.
"Üzülme bu kadar. Başının çaresine bakacaktır. Bir kaç aylığına gittiler sadece. Tatil gibi düşün." başımı onaylarcasına salladım. İlk söylediklerinde temelli sanmıştık ama olayı düzgünce açıkladıklarında bir kaç aylığına kafa dinlemeye gittiklerini söylemişlerdi. Jennie tatile gittiğini söyleyerek abisinin de yardımı ile babasını ikna etmişti. Haruto ile gideceğini bilmiyordu sadece ama zaten japonyada onları kimse rahatsız etmezdi.
Taehyung olaylara benden daha ılımlı yaklaşmış ama son anda Jennie ile kavga etmişti. Eh beklendik bir hareket. İlişkileri benim için hiç problem olmasa da Taehyung ile Haruto birbirlerine bayıldıklarından bu durumu ikisi de kabul edemiyordu.
"Lalisa Manoban bu gecenizi benimle harcar mısınız lütfen?" konudan bağımsız sorduğu saçma soru gülmeme sebep olmuştu.
"Bütün gece uyumayı planlıyordum." başını onaylamazca sallayarak önüme gelen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.
"Hayır, bu gece benim ol." koyulaşmış kahveleri hiç olmadığı kadar yoğun bakıyordu gözlerime. Bakışının ağırlığında ezilmiş bir haldeyken iç çektim.
"Pekâlâ.."
~~Salondaki geniş koltuğa kendimizi bırakmış elimizde bir şişe iki shot bardağı ile birbirimize bakıyorduk. Lisa'nın kullandığı ilaçlar bitmişti ve uzun zamandır alkol tüketmediği için bu geceyi beraber şereflendirelim istemiştim.
"Kurallar basit. Bir itirafta bulunuyoruz. Karşı taraf itirafın büyüklüğüne istediği ölçütte karar verebiliyor. Ne kadar büyük olduğunu düşünürse o kadar içiyor. İtiraf kötüyse tek bardak, fena değilse iki, çok iyiyse üç. Anlaşıldı mı?" oyun oynayalım diye kendisini buraya oturtmuştum ve yüksek ihtimalle kendisi şimdi 'bu mu oyun, çocuk musun Taehyung' tarzında söylenmelerde bulunacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snow Flower||Taelice
Fanfiction[tamamlandı] Gösterdikleri ve sahip oldukları karakterleri tamamen farklı olan iki insan. 4 düşman aile, sayısız sır, kast sistemi ile işleyen bir okul... Ve birbirleri ile ölüm oyunu oynayan ikili. Kim Taehyung ve Lalisa Manoban. Bu oyunun bir ka...