The Villain Has Something to Say [Türkçe Çeviri]

Bölüm 4

Ç.n: Wu Yin'in diğer adı Xuan Lingzi ve sektteki öğrenciler "zhangmen-shibo" diye sesleniyorlar. Zhangmen, sekt liderlerine verilen bir lakap ve Shibo da amca demek. Sekt lideri amca :D)

----------------------------

Bu sınırsız ruhsal enerji tüm gökyüzünü doldurdu; öyle güçlüydü ki bir denizi pıhtılaştıracak gibiydi. O kadar baskıcıydı ki oradaki hiçbir öğrenci başını kaldıramadı. Sadece yüksek platformun ortasında duran Luo Jianqing sanki bu korkunç, baskıcı atmosfere uzun zamandır alışkınmış gibi başını hafifçe kaldırdı. Bakışlarını uzak bir yere dikti.

Görünürlerde kimse yoktu. Onlara yalnızca ses ulaşmıştı.

Muazzam, görkemli altın kılıç ışığı geçtikten sonra nihayet beyaz giysili bir siluet görebildiler.

Uzun siyah saçlar, basit beyaz yeşim tacının altında bağlanmıştı. Karmaşık, yoğun ebruli desenlerle işlenmiş beyaz bir cüppe, geniş kollu bol giysiler yukarıdaki mavi gökyüzüne tezat oluşturuyordu. O kadar göz kamaştırıcıydı ki insanlar ona yüreklerinde çiçeklenen hürmetle baktılar. Zirvede, tüm canlıların üzerinde durdu. Altındaki kalabalığı kayıtsız ve sakin gözlerle izledi. Sonunda, uzun platformun tepesinde bakışları yavaşça durdu.

Luo Jianqing kafasını kaldırmıştı. Birkaç yüz metre mesafeden, biri gökyüzünde diğeri yerde birbirlerine bakıyorlardı.

Luo Jianqing onu yüzlerce yıldır görmemiş gibiydi, diğer kişi ise sakince bakışlarına karşılık veriyordu. Avucundaki kanlar o kadar sıcaktı ki, sanki eli yanıyordu. Luo Jianqing ciddiyetle "Usta" diyerek selam verdi.

Xuan Lingzi bulutların arasında durdu ve hafifçe "Hmm" diye cevapladı.

Tai Hua Dağı'nın Yu Xiao Tepesi Lordu, kültivasyon dünyasının şu anda bir numaralı ölümsüzü olan Efendi Xuan Lingzi idi. On beş yaşında Temel Oluşturma'ya, yirmi beş yaşında Öz Oluşturma aşamasına ulaştı. Elli altı yaşında ise Yeni Doğan Ruh yaratmayı başardı. Üç yüz yıldan fazla bir süredir kültivasyon yapıyordu, ancak göklerin altında Qi'sini ruha dönüştüren tek kültivatör oydu. Geçtiğimiz beş bin yıla bakıldığında, cennete yükselip ölümsüz olmayı uman tek kültivatör de oydu.

Xuan Lingzi'yi gördüklerinde sayısız öğrencinin şaşkınlıkla gözleri büyüdü. Yeni kabul edilen öğrenciler bile bu kişiye bakmaya cesaret edemediler. Sadece bir an baktılar, sonra ürkekçe gözlerini kaçırdılar.

Bu, ruhunu arındırmayı başarmış onurlu bir insanın üstünlüğüydü. Onu sadece anlık görmüşlerdi ama çabucak paniğe kapıldılar.

Ve öğrenci kalabalığı arasında hiç kimse Li Xiuchen'den daha heyecanlı değildi. Çılgın bir sevinçle, beyaz bir kıyafet giymiş asil, onurlu kişiye baktı. Ona uzun süre bakamamasına rağmen, o kadar heyecanlıydı ki kendini kontrol edemiyordu: Xuan Lingzi geldi! Xuan Lingzi beni öğrencisi olarak alacak!

Xuan Lingzi'nin soğuk, zarif yüzünde hiçbir duygu izi yoktu. Sanki etrafındaki öğrencilerle hiç ilgilenmiyordu. Görüş hattı kendi öğrencisine sabitlenmişti. Alnının ortasındaki altın kılıç işareti altın ışıkla hafifçe parlıyordu. İnce gözleri ve uzun kaşları, özenle biçim verilmiş burnu, renksiz dudakları vardı. Gerçekten dünyevi kaygıları olmayan zarif bir ölümsüz gibi görünüyordu ve herkesin ona saygı duymasını sağlıyordu.

Xuan Lingzi, yüksek platformdaki öğrenciye dikkatle baktı. Luo Jianqing sessizliğini koruyarak başını eğdi.

Bir süre sonra, Xuan Lingzi'nin göz bebekleri küçüldü ve aniden yüksek platforma doğru harekete geçti.