Bölüm 52: Li Xiuchen'in Kötü Şansı (1)

347 67 75
                                    


Selamlar herkese kısa bir duyuru yapmak istiyorum. Biliyorsunuz biz çevirmenler gazla ve yorumla çalışıyoruz sjjdhf random atsanız bile ''aa eğlenerek okuyorlar hehe'' diyerek çevirme isteği geliyor bana da. Bölüm az olduğu için yorum yapmıyorlar herhalde diyordum ama 50'li bölümlere geldik artık lütfen daha fazla yorum yapın T.T bu arada stajım da başladı ama editörüm ve ben hızlıca bitirmeye çalışıyoruz. Bu ilk çevirim, ayrıca daha önce hikaye yazmakla fln da uğraşmadım o yüzden acemiyim, eksiklerim varsa söyleyebilirsiniz. Diyeceklerim şimdilik bu kadar kendinize iyi bakın hasta olmayın ♥

---------------------------


Ölümsüzlük Arayışında Li Xiuchen'in metreslerinden biri olarak bahsedilen bu kızda özel bir şey olmalıydı.

Luo Jianqing, son hayatında Li Xiuchen'in çoğu metresini tanıyordu. Qing Lan Tepesi'nin en bilinen, simyada uzmanlaşmış güzel Shimei'i Mu Tianxin ve kendisine rehberlik edecek bir sekti olmasa da kültivasyonunun yirminci yılında Temel Oluşturma aşamasına gelmiş olan Mu Ruorong da onlardandı.

Bu gelişim seviyesi ve hızı, Tai Hua Dağı'nın iç öğrencileri arasında dahi olarak tanınmasını sağlamıştı, Mu Ruorong'un sadece bağımsız bir kültivatör olduğundan bahsetmeye gerek bile yoktu.

Kasabada bir ya da iki tane son seviye Altın Öz Aşaması kültivatörü olduğunu fark eden Luo Jianqing, ruhani duyularını gizledi ve merdivenin köşesinde durarak birinci katta gerçekleşen karşılaşmayı izledi.

Uzun boylu ve çekici bir kız ortada durmuş, düşmanlarını gözlerinde kinle izliyordu. Elinde iki pala tutuyor ve Şeytani Canavarın kürkünden yapılmış basit bir elbise giyiyordu. İnci gibi bir teni olan Mu Tianxin'in tam tersi kavruk teniyle Mu Ruorong her erkeğin şehvetini ateşleyen kıvrımlı bir vücuda sahipti.

Luo Jianqing, durduğu yerden birinci kattaki bir sürü erkeğin yutkunma seslerini net bir şekilde duyabiliyordu.

Tavernada kendine iyi bir yer bulan Li Xiuchen, Mu Ruorong'un kalçalarına ve göğüslerine arzuyla bakıyordu.

Kızın etrafı, dört erken-aşama Temel Oluşturma kültivatörü ve onların arkasında durarak gözlerini Mu Ruorong'a sabitleyen bir son-aşama Temel Oluşturma kültivatörü tarafından kuşatılmıştı.

Mu Ruorong kaşlarını çattı, "Burası Wan Shou Tepesi değil. Kendinize gelin!"

Bir Temel Oluşturma kültivatörü küçümser ses tonuyla konuşmaya başladı. "Elbette, burası Wan Shou Tepesi'nin dışında bir kasaba, ne olmuş yani? Sen hiçbir sekte ait olmayan bağımsız bir kültivatörsün. Senin için burada kimse yok ve kimse de gelmeyecek. Seni bir karınca gibi öldürebiliriz! Etrafına bir bak, bunlardan kim sana yardım edecek, hm? Hiç kimse! Çünkü onu oracıkta öldüreceğiz!"

"O Şeytani Canavarı ben öldürdüm, siz sadece oradan geçiyordunuz. Sahip olduklarımın bir kısmını size vermem için hiçbir neden göremiyorum."

"O zamanlar çok bitkindin. Seni hemen öldürmeyerek iyi davranıyoruz. Mu Ruorong, ne yaptığının farkına varsan iyi olur. En güçlünün her şeyi alması Wan Shou Tepesi'nin kuralıdır. Şimdi tekrar soruyorum, vazgeçiyor musun vazgeçmiyor musun?"

Mu Ruorong alayla gülümsedi, "Ama şimdi Wan Shou Tepesi'nde değiliz."

Dört kültivatörün arkasında duran kişi bir adım öne geldi. Bakışları Mu Ruorong'un dolgun vücudunda gezindi ve sonunda göğüslerinde durdu. Mu Ruorong nefretle ona bakarken adam konuşmaya başladı, "Bunu sen istedin. Beyler! Bugün, Luo Kılıcı'mızın Beş Kaplanı'nın bu kadınla şahsi bir şeyler yapması gerekiyor. Lütfen bize biraz zaman verin ve rahatsız etmeyin. Eğer biri ısrar ederse, kılıçlarımızın düşmanlarının kim olduğunu bildiğini garanti edemeyiz."

The Villain Has Something to Say [Türkçe Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin