4. BİR KAFES, BİN HEVES.

9.1K 1K 3.4K
                                    

800 oy, 3200 yorum sınırı geçildikten sonra yeni bölüm gelecek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


800 oy, 3200 yorum sınırı geçildikten sonra yeni bölüm gelecek.

dip not: yorumsuz okumayın... aranızdan bir kişi her seferinde kendi başına bütün sınırı geçmeye çalışıyor, olmuyor böyle. azıcık birbirinize yardım edin🥹

sizi çok seviyorum.

keyifli okumalar (:

B.M

s'onun öyküsü, nihat ilhan

vurgunum, murat göğebakan

yalnızca sitem, sezen aksu

4. BİR KAFES, BİN HEVES

Cümlelerin tadı, içimden oluk oluk akan bir kana dönüyorken; bunu görüyor, hissediyor ve o izleri silmek istiyordum. Elime aldığım koca bir bardak su izlerin silinmesine fayda ediyor mu diye deniyorum. Etmiyor. Aksine içimin daha çok parçalandığını hissediyorum. Çünkü elimde tuttuğum bu bardağın çeşmeden akan su olduğuna adım kadar eminken aynı renge sahip bir bardak dolusu, asit olduğunu fark edemiyorum. Çeşmeden geldi. Su. O olmalı. Değil işte. Su değil, asit. İki yıl boyunca, bir bardak dolusu su sandığın gerçeklerin, asit olduğunu nasıl anlamadın, Elzem? İçindeki kanayan yarayı dahi de mi fark etmedin? Onu da mı görmedin?

Elim karşımdaki kum torbasına sertçe indi.

Boyumu aşan kocaman bir yangın vardı. Ve o yangında yanan başka insanlar yoktu. Bir kişi. Tek bir kişi, bütün yangını göğsünde taşıyordu. Zalimlikti değil mi? Göz göre göre birinin yanmasını izlemek, ağzını dahi açmadan öylece seyretmek, zalimlikti.

Torbaya yeniden vurdum.

Kardeş ne demekti? Düzdü değil mi? Aynı anne babaya sahip iki veya ikiden fazla insan topluluğu. Peki ben aynı anne babaya bile sahip olmadığım bu kadar insana, neden kardeş demiştim? Neden öz abim gibi sahiplenmiştim? Neden? Basitti. Samimiyetlerine inanmıştım. Basitti. Sevgilerine inanmıştım. Basitti. Güvenmiştim. Güvenin kanatları kırıldı, Batak. Hem de öyle acımasızca kırıldı ki, hissettiğin tek şey onun işkencesiydi.

Kafamı dikmek, avazım çıkarcasına bağırıp neden demek, ne için diye sormak istiyordum ama dudaklarıma birden fazla dikiş atmıştım. Onların aksine yalansız dolansız, sessizce atılmış bir dikişti. Sorsalar söylerdim halbuki. Ama ne onlar bu dikişin sebebini sormuştu ne de ben bunu söylemiştim. Sadece defolup çıkmıştım.

İKİ GÜN TEK GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin