11 | Closer Than Blood

866 66 43
                                    

Lütfen hikayeye yorum yapın 🌸

1979

Sert rüzgar saçlarımı önüme uçurup görüşümü kısıtlarken tepki vermedim. Öylece asamı doğrultmuş, karşımdaki büyücüye bakmaya devam ediyordum. Bir zamanlar çok yakın olduğum büyücüye...

James'in yüzündeki şaşkınlık ve hayal kırıklığı yerini korurken başımı çevirip omzumun üstünden arkama baktım. Yaklaşıyorlardı. "Git." Gözlerim onun gözlerini bulduğunda sertçe yutkundu. "Git Cassy. Hemen!" Ona söylemek istediğim çok şey vardı ama yapamazdım. Bu yüzden hiç oyalanmadan cisimlenerek kaçtım.

Eski eve cisimlenir cisimlenmez sıkıca belime sarılan kollar gülümsememe sebep oldu. Buradaydı! İyiydi! "Geç kaldın." Ondan biraz uzaklaşıp mavi gözlerine baktım. "Eski bir tanıdıkla karşılaştım o kadar." Kaşları çatılsa da bir şey söylemedi. Bir elini belime sararken diğer eliyle kapıyı açtı. Yırtılan gömleğinden gözüken işareti, bu loş karanlıkta bile belli oluyordu. Her şeyin bu kadar değişmiş olması... İnanılmazdı.

•••

"Seni asla anlayamıyorum ve anlayamayacağım." Georgia'nın sözleriyle sessizce nefesimi üfleyerek bıraktım. Anlaşılmayı zaten beklemiyordum. "Şunu saçıma takar mısın?" Yatağımdan kalkıp arkama geçti ve gümüş tokayı ensemdeki düşük topuzuma yerleştirdi. İşte şimdi hazırdım. "Çok güzel oldun." Aynadan bana bakan dostuma zorla gülümseyip üzerimdeki kırmızı elbiseyi son kez düzelttim. Gözlerim koluma kayarken uzun kollu bir elbise seçmede doğru karar verdiğim kesindi.

Çalınan kapıyla aynaya sırtımı dönüp "Girin." diye seslendim. Aralanan kapıdan takım elbiseli Cornell içeri girerken beni görünce birkaç saniyeliğine duraklamıştı. "İşte bunu beklemiyordum. Mükemmel görünüyorsun." Alnı hafifçe kırışırken "Neden mükemmel görünüyorsun? Bu nişanı sabote edeceğini düşünmüştüm?" diye sordu. Bir şey demeden hafifçe gülümsedim. Son birkaç aydır yaptığım gibi tüm sorulardan kaçıyordum. Cornell kapıyı kapatıp tam karşıma geçtiğinde fazlasıyla ciddi duruyordu. "Ne oluyor bilmiyorum Cassy fakat eğer Robert seni buna zorluyorsa tamamen yanındayım. Şimdi söyleyeceğin tek bir söz ile tüm bu nişanı iptal etmeyi sağlarım. Bana güven." Gözlerimin dolmasını engellerken elimi uzatıp kolunu tuttum. "Teşekkür ederim Nell ama bunu ben istedim. Robert haklıydı. Seçeneklerim arasında bana en uygun aday o. Uzatmanın alemi yok."

İkiz kardeşler, birbirlerine bir bakış atarken bunun anlamını biliyordum. Bana inanmıyorlardı ve haklılardı. Yine de yapabilecekleri başka bir şey yoktu. Bu akşam nişanlanıyordum. Böylece Oberon ile aramıza da kesin bir sınır çizmiş olacaktım. Sevdiklerimi korumak için yaptığım her şey beni mutsuz bir hayata sürüklese de gülümsedim. Onlar iyi olacaktı.

Tekrar kapı çalındığında Cornell açarak, Robert'ın içeri girmesine izin verdi. Siyah takım elbisesiyle oldukça şık gözüktüğü yalan değildi. "Hazırsan inelim. Bizi bekliyorlar." Başımı sallayarak onu onayladığımda Cornell sinirle gülüp bir şeyler homurdandı fakat ne dediğini duyamamıştım. Yine de pek hoş şeyler demediği kesindi çünkü Georgia şok olmuş bir ifadeyle susması için ona dirseğiyle hafifçe vurmuştu.

Robert'ın bana uzattığı koluna girip onun adımlara uyum sağlayarak yürüdüm. İkizler odamdan çıkmamışlardı ve seslere bakılırsa tartışıyorlardı. Onları beklemeden merdivenlerden inmeye başladığımızda dayanamayıp Robert'a baktım. Gözleri bizi bekleyen kalabalığı tarıyordu. "O... Her kimse. Burada mı? En azından bunu söyle." Gözlerini bıkkınlıkla devirse de dudaklarındaki acı gülümsemeyi saklayamamıştı. "Hayır Cassy. Eğer burada olabilme şansı bile olsaydı... Onunla evlenebilmek için her şeyi yapardım." Cevap netti. Robert Mulciber bir muggle doğumluya aşık olmuştu.

Black's SisterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin