12 | Handprints

840 87 89
                                    

    Karanlık gecede, siyah pelerinleriyle hızla yürüyen ikili, ellerini bir saniye bile olsun bırakmıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


    Karanlık gecede, siyah pelerinleriyle hızla yürüyen ikili, ellerini bir saniye bile olsun bırakmıyordu. Arkalarından gelenlerin farkındalardı ve saklanmazlarsa sonları da belliydi. Dar bir sokağa girip adımlarını hızlandırdıklarında bağırış sesleri daha yakından gelmeye başlamıştı. Sokak o kadar dardı ki tek sıra halinde ancak geçebiliyorlardı. Artık koşmaya başladıklarında sokağın sonunda biri onları yakalayıp aniden cisimlendi.

    Potter çifti, harabe bir kulübenin içine cisimlenmelerini sağlayan kişinin yüzünü görememişti. James Potter, karısını korumak amacıyla onu arkasına alırken konuşmasına fırsat vermeyen kişi yere çömelerek onlara da eğilmelerini işaret etti. Sebepsizce onun dediğini yapsalarda ellerindeki asaları hazırda tutuyorlardı.

   Arkası onlara dönük olan yabancı ise kırık pencereden karanlık sokağa bakıyordu. Ölümyiyenler arasında tanıdık birçok yüz vardı ve ellerinden kaçırdıkları ikili için sinirlilerdi. Üç tanesi hariç... Bu kadar kalabalık bir ekibin peşlerine düşmüş olması bile bu ikilinin önemini yeterince gösteriyordu.

    James, yavaşça öne gelerek onları kurtaran kişinin kim olduğunu görmeye çalıştığında siyah pelerinin önüne dökülen ve ay ışığıyla parlayan bir tutam sarı saç hislerini doğrulamaya yetmişti. Derin bir nefes verirken eliyle Cassy'e uzansa da arkasındaki karısı aklına gelince elini geri çekti. Onu en az yedi aydır görmemişti. Sirius, öldüğünden bile şüpheleniyordu!

    "Ja-James." Genç cadının sesiyle Cassy, sonunda kafasını yanındaki ikiliye çevirip parmağını dudaklarının üzerine koydu ve sessiz olmalarını işaret etti. Fakat gördüğü şey hareketsiz kalmasına sebep olmuştu. Kızıl saçlı cadının mavi elbisesinin alt kısmı ıslanmıştı. Acıyla kasılan yüzüne ve iki büklüm durmasına eklenen büyük karnı Cassy'e yeterince ipucu veriyordu. Lily hamileydi ve doğum başlamıştı. Cassy şaşkınlık ve dehşetle genç cadıya bakarken, James telaş içindeydi.

   "Gi-Gitmeliyiz. Hemen." Cassy başını sallayarak James'i cevaplarken, üzerindeki pelerini çıkararak yere sermeye başlamıştı. "Bu bölgeyi kısıtladılar. Bu yüzden bu eski eve cisimlendim zaten. Yürümeden buradan çıkamayız." James'in kalbi korkuyla dolarken dönüp Lily'e baktı. Onu ve bebeğini kaybedemezdi. "Orada dikilmeyi bırak. Dışarıyı kontrol et. Büyüyle kaçamayacağınızı bildikleri için buralarda gezmeye devam edeceklerdir." James onu onaylasa da Lily'i yere yatıran Cassy'nin ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordu. Cassy ise kendinden emin bir şekilde karşısında dolu gözlerle onu izleyen cadıya bakıyordu. "Korkma. Çocuğunu da seni de buradan sağlıklı bir şekilde çıkaracağım. ... Hazır mısın?"

    Ve Lily Potter, o gece en zor doğumlardan birini geçirdi. Bağırması yasaktı. Dışarıda devamlı devriye gezen ölümyiyenler vardı ve üstelik doğumu yaptıran tecrübesiz cadı, en ünlü ölümyiyenlerden biriydi. Ve o gecenin sonunda Harry Potter'ı kucağına alan ilk kişi, Cassiopeia Black olmuştu.

Black's SisterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin