07 | Always Pure

937 67 44
                                    

    Hastalığımın peşine ( korona değildim) ailevi bir sorun yaşadım. Bölümler aksadığı için üzgünüm. Diğer hikayelerin bölümlerine de başladım. Onları da tamamlayıp atmaya çalışacağım. Beklettiğim için özür dilerim.

•••


    James'in dediğini yapıp ağacın altına gelmiştim ama o hala ortalıkta gözükmüyordu. Bana şaka yapıp yapmayacaklarını düşünmeye çalıştım. Eğer öyleyse bunu fena ödetecektim.

    "Çok mu beklettim?" Yavaşça arkamı dönerek ona baktığımda üstünün sağılmış halde olduğunu gördüm. Neden hep üstü başı dağınık oluyordu? "Evet ve neden çağırdığını açıklamazsan daha fazla beklemeden gideceğim." Gülümseyerek saçlarını karıştırdı ve karşıma geçip gözlerime baktı. "Yardımına ihtiyacım var Cassy. Sen bana yardım et, ben de şu lanet olayını Sirius'un duymamasını sağlayayım. Aranız düzelmişken gerilmenize gerek kalmaz." Gözlerimi kısarak bir süre söylediklerini düşündüm. "Nasıl bir yardım bu?" Dudaklarını yalayarak hevesle konuşmaya başladı. "Evans... Bana onun ilgisini çekerken yardım et. Bak ikinizin pek birbirinizden hoşlanmadığı herkesçe biliniyor ve..." Susup anlamam için gözlerime baktı. İçimde büyüyen sebepsiz sinir beni ele geçirirken aptal Potter farkında bile değildi.

"Yani bana, beni kullanmana izin verip vermeyeceğimi mi soruyorsun?" Yüzündeki hafif gülümseme anında yok olurken "Hayır." diyerek itiraz etti. "Elbette hayır. Sadece... Yardımını istiyorum. Arkadaş olarak." Bir süre sessizce gözlerine baktım. Yüzüne o kızın onu asla sevmeyeceğini, sevse bile bunca zamandır yaptıklarını nasıl görmezden geldiğini bağırmak istiyordum. Aptaldı. Gerçekten de Sirius'un dediği kadar vardı. "Evans için kimseye yardım etmem Potter. Bence sen de artık peşini bırak. Onu sadece... Erişilmez hissettiriyorsun ve o da öyle davranıyor." Arkamı dönüp gidecekken kaşlarını çatarak kolumu tuttu ve beni durdurdu. "Lily öyle biri değil Cassiopeia. Onun hakkında yanlış düşünüyorsun. O... Herkesi anlayan ve destekleyen birisi." Sinirimi artık tutamazken alayla güldüm. "Öyle mi? O halde neden seni hiç anlamıyor? Bir zorba olduğunu iddia ederek seni reddedip duruyor ama bunların hepsini yıllardır topluluk içinde seni küçük düşürerek yapıyor! Biraz gözünü aç James! Evet sen belki mükemmel değilsin ama o asla değil!" Bağırmaktan nefes alışverişim hızlanmıştı ve öylece ona bakıyordum. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı. "Bence... Artık peşini bırakmalısın. Seninde duyguların olduğunu bizler gibi o da anlamalı."

Son kez gözlerime bakıp başını yere eğdi ve sarsak adımlarla şatoya doğru yürümeye başladı. Arkasından çökmüş omuzlarını izlerken yapmak istediğim tek şey gidip ona sarılmaktı. Tamam... Bu kadar aptallık yeterdi. Bir süredir şüphelendiğim şeyin gerçekliğiyle şu an yüzleşiyordum. Ondan hoşlanıyordum hatta çoktan bunun ötesine geçmiştim. Gözümün devamlı onu bulması, her bakışının mimiğinin anlamını çözmem, Evans'ı sevmemem, James'i onun etrafında görünce kapıldığım sinir... Aptal ben, aptal James Potter'a aşık olmuştum.

Dolan gözlerimi yok sayarak dişlerimi sıktım ve derin bir nefes alıp ben de şatoya doğru yürümeye başladım. James çoktan gözden kaybolmuştu bile. Dediklerimden ne anladığını ve ne yapacağını bilmiyordum. Beyni bence asla normal çalışmıyordu. Yarın, bu konuşmanın sonuçlarını görecektim ama o zamana kadar uyuyabileceğimi zannetmiyordum.

"Güzel konuşmaydı." Her yerden fırlamaktan ne zaman vazgeçecekti? "Beni mi takip ediyorsun artık?" Omzunu silkerken bir yanda yapmacık şekilde dudaklarını bükmüştü. "Belki... Kalbimi kırıyorsun Cassy. Sadece bu saatte başına bir tehlike gelebilir diye kontrol etmiştim." Gözlerimi devirerek sinirle güldüm. "Gizli gizli konuşmaları dinlemek mi koruma yöntemin?" Gülümsemeyi keserken ona doğru bir adım attım. "Beni rahat bırak Robert. O zindanda yaptıklarımdan pişman değilim ve eğer sınırlarımı zorlamaya devam edersen... Yarım kalan işimi tamamlayacağım. Ve bu sefer birinin beni durdurmasına izin vermem."

Black's SisterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin