Black's Sister

03 | Black Siblings

Hogsmeade gezisinde uzun zamandır hissetmediğim kadar iyi hissediyordum. Tekrar o neşeli ve umursamaz Cassiopeia olduğum için memnundum. Elimde hazır hale getirdiğim kar topunu Georgia'ya attığımda tam kafasına denk gelmişti ve bu tiz bir çığlık atmasına sebep olmuştu. "Cassy! Dur! Saçımı bozuyorsun!" Kıkırdayarak karşılık versemde minik eğlencemden sıkılmıştım. Koşarak önümüzden yürümeye devam eden ikinin koluna girdim. "Kaymak birası zamanı." Cornell bu halime gözlerini devirerek karşılık verirken Oberon sadece gülmüştü.

Hep birlikte içeriye girdiğimizde gülüşlerimi solduran şey karşımdaki kişiydi. "Black." İfadesiz yüzümle gözlerine bakarak ben de onu selamladım. "Mulciber." Bana bakmak yerine Oberon'a odakladığı gözleri sinirlenmeme sebep olurken hafifçe omzuna çarparak boş masalardan birine geçip oturdum. Benden ve çevremden uzak durmaya devam etmeliydi.

Birkaç dakika sonra Cornell ve Oberon biralarla masaya geldiğinde hiçbir şey olmamış gibi şakalaşmaya devam ettik. Cornell'in anlattığı hikayeye odaklanmıştım ki Georgia'nın söyledikleri bir anlık dikkatimi dağıttı. "Hey Cassy, bak! Regulus burada." Baktığı yöne döndüğümde gerçekten de küçük erkek kardeşimin hızlı adımlarla dışarı çıktığını görmüştüm. "Buraya girmesi yasak değil miydi?" Kaşlarım çatılırken gözlerim hala kapıdaydı. "Gelmesi bile yasaktı."

Onu bulmak için dışarı çıkmam gerekiyordu. Daha ben ayağa kalkamadan Hufflepufflı bir kız koşarak içeri girdi ve gözleri etrafı tarayıp benle kesiştikten sonra yanıma yaklaştı. "Hemen gelsen iyi olur. Kardeşin kavga ediyor." Daha fazla bir şey söylemesine gerek yoktu. Koşarak dışarı çıkarken arkadaşlarımında benimle geldiklerini biliyordum. "Arkadalar!" diye seslenen kızla yönümü o tarafa çevirdim. Açıklığa gelir gelemez ise minik bir kalabalık beni karşılamıştı.

Regulus elinde asasıyla yerde yatarken Robert ve arkadaşları gülerek onu izliyordu. "Kalk ayağa kedicik." Avery'nin alay dolu sesi sinirimin artmasını sağlarken insanlar gülüşleriyle ona eşlik ediyorlardı. Regulus sinirden ve utançtan kızaran suratıyla ayağa kalkmaya çalışırken Robert asasını ona doğrulttu. Koşarak önüne geçtiğimde bakışlarında en ufak bir değişiklik olmamıştı. "Alt sınıflarla uğraşmak egonuzu tatmin mi ediyor işe yaramaz herifler?" Dişlerini sıktığını fark etsemde umurumda değildi. Benim küçük kardeşimle uğraşamazlardı!

"Çekil Cassy. Minik kardeşin bana saygısızlık yaptı ve terbiye edilmesi gerek." Ne demişti o? "Sen kim oluyorsun da benim kardeşimi terbiye etme hakkını kendinde görüyorsun? Saçının tek bir teline dahi dokunduğunuz an sizi yok ederim Mulciber!" Son kelimelerim ağzımdan o kadar güçlü ve yüksek çıkmıştı herkesin benden korktuğunun farkındaydım. Rüzgar saçlarımı uçurmayı yavaşça kestiğinde asamı ona doğrulttum. "Beni denemek istemezsin."

"Bunun seninle bir alakası yok. Küçük bana saygısızlık etti. Söylediği lafları ve tehditleri yok saymayacağım." Bana doğru bir adım attığında aniden boğazına dayanan asa ile durmak zorunda kalmıştı. Sirius, şimdiye kadar hiç görmediğim bir sinirle ona bakıyordu. "Kardeşlerimle sadece ben uğraşabilirim cüce suratlı. Benimle ve arkadaşlarımla karşı karşıya gelmeyi göze alabiliyorsan gerçekten de aptalsın demektir." Yüzümde minik bir gülümseme oluşurken ben de asamı Robert'ın yüzüne doğrulttum ve sonrasında tam da beklediğim şey oldu. Robert ve arkadaşlarının üzerine 6 asa daha uzatıldı. Dostlarımızın asaları.

"Bu işe karıştığınıza pişman olacaksınız." Gülümsememi bozmadan ona bir adım daha yaklaştım. "Asıl ailelerimiz bunu duyduklarında kimin pişman olacağını göreceksin Mulciber. 2. sınıftaki bir safkan çocuğu, üstelik bir Black erkeğini, düşürdüğün bu durum... İnan bana hafife alınmayacak." Bir an için şüpheye düştüğünü fark etmek bile bana yetmişti. Gülümsemem git gide büyürken hırsla arkasını dönüp uzaklaştı. Korkak herif.