James ile birlikte fazlaca vakit geçirmeye başlamıştık ve bu herkesin dikkatini çeker olmuştu. Öyle ki Sirius bile bize sinirli gözlerle bakar hale gelmişti. Aramızda bir şey yoktu. Bana o anlamda hiçbir yaklaşımı da yoktu ama ben her geçen saniye git gide daha çok kapılıyordum ona. Georgia defalarca uyarmış olsa da kendimi engelliyemiyordum. Yazın bile yazışmaya devam etmiş, Sirius ile görüşecekleri zaman beni de çağırdığından sık sık görüşmüştük. Şimdi 5. yılımızdayken de iletişimimiz aynı şekilde devam ediyordu ve bundan dolayı çok mutluydum."Sanırım senin sayende yıllar sonra iksirden ilk kez yüksek not alacağım." Gözlerimi devirsem de gülüşümü tutamadım. "Kendinden o kadar emin olma derim. Hala berbatsın." Çatık kaşları ve asık suratıyla bana baktığında kalbim erise de hiçbir tepki vermeden iksire devam ettim. Onunla uğraşmak hoşuma gidiyordu ve ancak laf sokarak duygularımı gizleyebiliyordum.
"Yine buradasınız." Sirius'un huysuz sesiyle bakışlarımı kazandan çekip ona bakıp. Üstü başı dağılmıştı ve kavga ettiği her halinden belli oluyordu. James hızla ayaklanırken ben bıkkın gözlerle kardeşime bakmaya devam ettim. "Yine nasıl bir belaya bulaştın?" Bana gözlerini devirip, sorular soran James'e döndü. "Bir şey yok James. Küçük bir olaydı." Peter gelip yanıma otururken dönüp ona gülümsedim. Normalde ona eskiden pek sıcak duygular beslemezdim ama bana hep iyi davranıyordu. Kazanı karıştırmaya benim yerime o devam ettiğinde ağrıyan sırtımı esnettim. Sanırım bahçede çalışmayı kesmeliydik. Cidden zor oluyordu.
"Küçük bir olay falan değildi. Ceza aldın. Ailene mektup yollanacak." Hızla başımı ona çevirirken "Ne?" diye bağırdım istemeden. "Senin peşini daha ne kadar toplamam gerek? Onları delirtmeyi kes artık. Sen onları takmadığın için bana bulaşıyorlar." Sirius yakınmamdan memnun olmuşçasına gülerken saha çok sinirlensem de konuşmaya dahil olan James beni engelledi. "Ne yaptın da böyle olay oldu?" Sohbetten sıkılmış gibi saçlarını karıştırırken onun yerine Peter cevapladı. "Profesör Rookwood'a saldırdı diyebiliriz."
Hızla ayağa kalkarken şaşkınlıktan nefes bile alamıyordum. Büyümüş gözlerle ve şaşkınlıktan açılmış ağzımla Sirius'a bakarken o bıkkın ifadesini sürdürüyordu. "Sen gerçekten kafayı yemişsin!" Remus elini havaya kaldırarak "Hayal ettiğin kadar büyük bir şey de değildi Cassy. Sadece... Neyse evet. Büyük bir şeydi." dediğinde elimi saçlarıma attım. "Okuldan atılacaksın." Gülerek "O atılmazsa, tabii." dedi. Şu an onun üzerine atlayıp gülen ağzını yumruklamak istiyordum.
"Şu olayı hafife almayı kes! Bir profesöre neden saldırdın ki?" James'in bağırması onu biraz kendine getirmiş olacak ki gülmeyi kesti. "Başından beri bana nasıl takık olduğunu siz de biliyorsunuz. Koridorda yürürken yine beni aşağılamaya başladı. Ben de bu sefer susmadım." Peter'ın "Zaten hiç susmuyordun ki?" diyişini duymazdan gelerek devam etti. "Karşılık vermem üzerine tepkileri büyüdü ve bir anda kendimi onunla düello ederken buldum. İlk büyüyü o attı. Suçlu değilim o yüzden sakin olun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black's Sister
Fanfiction• Ailesi için yapamayacağı şey olmayan bir cadı, sizce bir şeyleri değiştirebilir mi? • Cassiopeia Lyra Black Kitaplarda bahsedilmeyen 3.kardeş İki kardeşin, Sirius ve Regulus'un, arasındaki köprü ve belki de tek kalkan. Onu seveceğin...