Ben geldiiim
İyi okumalar çılgın patteslerim ♡
----------------------------------------------------------------
İlahi bakış açısı
Sezon finalinin çekileceği gün gelip çatmıştı. İkinci sezonu bitirecek olmaları değişik hissettiriyordu ekibi. İlk başladıkları zamanı hatırladılar. Şimdi de oyun öncesi hep beraber oturmuş konuşuyorlardı. Erken gelmişlerdi bugün diğer zamanlara göre. Sahneye yuvarlak oluşturacak şekilde oturmuş uniq zamanlarından bahsediyorlardı birbirlerine.
"Zaman çok hızlı geçiyor, baksana daha dün gibi ilk zamanlar. Şimdi ikinci sezonu bitireceğiz. Vay anasını!" Cihan konuştuğunda onaylayan mırıltılar yükseldi sahneden. Birazdan provaya geçeceklerdi ve prova öncesi bu konuşma güzel olmuştu.
"E hadi son bir prova alalım, oyun başlayacak." Hilmi ayaklanırken Cihan eliyle durdurdu hemen.
"Bir şey unuttuk." Elini ortaya uzattığında herkes anlamıştı neyi kastettiğini. Diğerleride elinin üzerine koydu ellerini ve hep bir ağızdan bağırdılar.
"OOOO BKM ATÖLYE!" kahkahalar eşliğinde provaya döndüklerinde ağızlar kulaklardaydı.
"Engin yanlış söyledin orayı sanki, bir daha baksana." Evliya'nın sorusuyla gözlerini telefonuna çevirdi Engin.
"He tamam, düzeltiyorum o zaman."
İlk skecin provasını aldıklarında ikinci skece geçtiler beklemeden. İkinci skeçte oynayacak olanlar sahneye geçerken Ayşegül'de elindeki kahveyi kenara bırakıp geçti sahneye.
Ozan ve Hamza'nın bu skeçte rolü yoktu. Koltuklara oturup provayı izlediler. Ozan skeçtekilerin üzerinde gezdirdi gözlerini. Ezberleri tamdı bu yüzden telefonlarına bakmaya gerek duymuyorlardı. Ozan sarı saçlı kadına çevirdi gözlerini bu sefer. Skece odaklanmış haldeydi. İzledi bir süre. Çekmedi gözlerini ondan. Son zamanlarda böyleydi zaten. Prova yaparken hep Ayşegül'de takılı kalıyordu gözleri. Saçlarında, gözlerinde...
Prova sonunda bitmiş, oyuna yarım saat kalmıştı. Açılışı yapacak olan Atakan Cihan'la söyleyeceklerinin üzerinden geçiyordu. Açılışa çıkmaya alışmıştı ama öncesinde Cihan'la üzerinden geçmek huy olmuştu artık.
Metin elinde kamerasıyla hazırlığı çekmeye başladı. Bu da rutin haline gelmişti. Kamera arkası videoları tutuyordu, onun içindi birazda.
Elinde kamerası çekebileceği şeylere bakarken ki nerdeyse bütün ekiple kısa kısa konuşmuştu, Ozan'la üzerindeki elbise hakkında konuşan Ayşegül'ün yanına gitti.
"Ozay'sız olmaz dedik. Napıyorsunuz?" Muzip konuşmasıyla yanlarında bittiğinde üçü de güldü.
"Elbisenin rengini konuşuyorduk. Bence lacivert ama Ozan siyah olduğunu iddia ediyor." Ayşegül gülerek konuştuğunda Ozan kaşlarını çatıp tekrar siyah olduğunu savunmuştu. Metin bir iki adım geri çekilip baktı elbiseye.
"Bence de lacivert ama sen bilirsin Ozan."
"Ya siyah bu! Bak ışıktan kaynaklı farklı görüyorsunuz siz gelin şuraya bir." Ozan tekrar konuştuğunda Ayşegül alayla güldü.
"Belki ışıktan kaynaklı farklı gören sensindir Ozi'cim, ne dersin?"
"Belki de sensindir Ayçegül'cüm." Ozan Ayşegül'ü taklit edip konuştu.
"Durun benim izlenme almam lazım, bir sarılın bakayım. Kapağına koyacağım videonun. Sonra gelsin izlenmeler!" Ardından atmaya çalıştığı kötü adam kahkahası güldürmüştü.
![](https://img.wattpad.com/cover/244521806-288-k193365.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pollyanna ve Kız Çocuğu
FanfictionAyşegül Yılmaz. Annesinden sevgi görmemiş bir kız çocuğu. Kız çocuğu dediğime bakmayın, kendisi 27 yaşında ama içindeki kız çocuğu hala annesi tarafından sevilmeyi beklediğinden büyüyemedi bir türlü. Bir insanın kendisini sevebileceğini düşünmüyor...