selam bebeklerim!
ben şahsen burayı paralel evren olarak görüyorum wjrodiakekkfkakwma
ve bu bölüm paralel evrenin paraleli, yanii evlilik teklifinin ozan tarafından yapılmışına şahit olacağıızzz.
içimde kaldı valla yapmasam olmazdı kwodakekkdakekkskks
--------------------------------------------------------------------------------------
ilahi bakış açısı
"Ee, gençler." Ozan kafasında kesin bir karara vardı, nihayet.
"He Ozi?" Hilmi bıkkın bir şekilde mırıldandı. Sabahtan beri yapsam olur mu, kabul eder mi, nasıl yapayım, nerede yapayım.. gibi sorularla bezdirmişti.
"Ben kesin karar verdim, edeceğim teklifi. Ama nasıl?"
"Kanka sen sağ ol Fatma'ya evlilik teklifi edeceğim zaman kullanabileceğim binlerce fikrim var. Ama sen bunlardan birini bile beğenmedin! Valla artık fikir falan bulmuyorum, düşünmüyorum da! Skeçleri yazarken bu kadar düşünmüyoruz biz kardeşim. Batu'yla devam edin siz." Hilmi isyan bayrağını çekmişti.
Kafasını masaya yaslayıp kapadı gözlerini. O sırada Fatma'ya nasıl edeceğini düşünmüştü istemsizce.
Ozan sağ olsun sabahtan beri evlilik temalı şeyler konuşuyorlardı.
Fatma'yı gelinlikle hayal edince kalbi hızlandı, skeçlerde de gördüğünde pek farklı olmuyordu tepkisi.
Skeç için gelinlik giydiği günü hatırladı.
Nefesin nasıl ve nereden alındığını unutmuştu desek yalan olmaz. Oracıkta evlilik teklifi etmemek için de kendini frenlemişti sürekli.
Fatma hayatına giren en güzel şeydi onun için.
Bir kadında, bir insanda arayacağı bütün özellikler vardı onda. Yeri geliyor iki yakın arkadaş oluyorlardı, yeri geliyor birbirlerinin oyun arkadaşı, en başta birlikte eğleniyorlar, birbirlerine saygı duymayı biliyorlardı.
İlk gördüğü günkü gibiydi hisleri, hatta gün geçtikçe artan versiyonundan.
Onu görene kadar ilk görüşte aşka inanmazdı mesela. Atıp tutardı, saçmalamayın insan gördüğü an aşık olur mu, diye. Hakkında atıp tuttuğu bütün her şeyi yaşadı o gün.
Bir kere gördü, baktı. Hep bakmak istedi, gözleri hep gözlerine değsin, hep yanında olsun istedi.
Belki gözlerine, belki saçlarına, belki gülüşüne..
O gün, ilk görüşünde aşık oldu Hilmi.
Gün geçtikçe de artıyordu aşkı.
"Ya abi ben nerden bileyim nasıl edeceksin? Düşün işte neleri seviyor Ayşegül en çok?" Batu da birkaç fikirden sonra isyan bayrağını çekmişti işte.
"Beni?" Ozan sırıttı. Hilmi ileriye atılıp bir tane geçirdi kafasına.
"Ozan ben seni seveceğim şimdi! Ciddi ol biraz. Mesela ilişkiniz için önemli olduğunu düşündüğün bir şey, ya da bir yer var mı?"
Ozan düşündü biraz. Aklına gelen yerle kocaman sırıttı.
"Lunapark var! Lunapark tabii!" Ayağa kalktı. Hilmi'yi kolundan tutup kaldırdı.
"Allah razı olsun kardeşim, iyi ki varsın la!"
"Sende, sende." Hilmi sırtını sıvazlayıp ayrıldı Ozan'dan.
![](https://img.wattpad.com/cover/244521806-288-k193365.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pollyanna ve Kız Çocuğu
FanfictionAyşegül Yılmaz. Annesinden sevgi görmemiş bir kız çocuğu. Kız çocuğu dediğime bakmayın, kendisi 27 yaşında ama içindeki kız çocuğu hala annesi tarafından sevilmeyi beklediğinden büyüyemedi bir türlü. Bir insanın kendisini sevebileceğini düşünmüyor...