selam ey ahali!
iyi okumalar.
------------------------------------------------------------------------------------
İlahi bakış açısı
"Ozan o tabakları direkt mutfağa koysana. Bende bardakları getiriyorum salonda kalabalık yapmasın boş yere." Dün gece evi boşaltmış eşyaları kutulamışlardı. Nakliye aracı ile de yeni eve getirip gelişigüzel koydular ve günü noktaladılar.
Ertesi gün uyandıklarında yattıkları yer rahatsız olduğundan bel ve boyun ağrısı çekseler de kalıcı bir ağrı olmadığından şükrediyorlardı.
Karınlarını doyurmuş temizliğe girişeceklerdi şimdi de. Ama öncesinde eşyaları ait oldukları yerlere koyuyorlardı.
Son olarak mutfağa gidecekleri de götürüp temizlik için gerekli malzemeleri hazırladı Ayşegül. Ozan'da kendi evinden deterjan ve bez getirdi.
"Ya boynum ağrıyor benim hâlâ. Sende var mı ağrı falan?" Ayşegül boynunu tutarak Ozan'a döndü.
"Belim biraz ağrıyor ama dayanılmayacak kadar değil."
"Dün uyuyakaldık yorgunluktan gelişigüzel attık yatağı."
"Ayşegül biz neden bende uyumadık?" Ozan karşı dairenin evi olduğunu bir kez daha aklına getirip konuştu. Sahi dün neden gelmemişti aklına?
"Ben o detayı atlamışım ya.. Boş yere acı çekiyoruz iyi mi.."
"Çok mu acıyor?"
"Eh işte, biraz."
Ozan elindekileri bir kenara bırakıp yanına geldi. Boynundaki elini çekti ve yerine kendi elini koydu.
"Masaj yapalım iyi gelir belki. Otur sen şuraya." Yanlarına bir sandalye çekip oturttu ve masaj yapmaya başladı.
"Gerçekten iyi geldi teşekkürler. Ama başlayalım bir an önce bitsin artık."
"Sabah Cihan abi aradı ne yaptınız ne ettiniz diye. Selamı vardı sana da."
"Aleyküm selam. Beni de Fatma aradı."
"Bir anda olunca şaşırdılar haliyle. Mithat'ın derdi neyse artık bekleyemedi."
"Benim için de şaşırtıcı oldu. Özleyeceğim.."
"O kadar kaldın sonuçta.."
Ayşegül kafasını sallayıp kalktı sandalyeden. Elektrikli süpürgeyle süpürecekti önce. Sonra da vileda yapıp camları falan silecekti. Tabii rafları unutmamak gerek.
Ev yeni boşaltıldığından çok kirli değildi ama yine de temizlik gerektiriyordu.
Süpürdüğü yerlerde işi bittikten sonra Ozan'da ardından vileda yapıyordu. Son olarak kendi odası olarak belirlediği odayı da süpürdükten sonra Ozan'ın çıkmasını bekledi.
"Evet süpürme silme işi bitti. Rafları silip yerleştireceğiz ve bir de eşyaların yerleştirilmesi var."
"Çok eşya yok zaten, mutfakta da öyle bu yüzden çabuk biter diye umuyorum."
"O zaman burayı yerleştirelim önce en son mutfağı halleder çıkarız."
"Aynen bak bu olur."
Salonu düzenlemekle devam edeceklerdi işe. Koltukların ve televizyon ünitesinin yerini kafasında belirlemişti ama tam emin değildi yine de Ayşegül.
"Şey yapalım diyorum, şu koltuğu pencerenin önüne alalım, televizyon ünitesini duvara; şu koltuğu da karşıya. Nasıl olur sence?"
"Kitaplığı nereye koyacaksın?" Ayşegül Ozan'ın sorusuna karşın salonun kapısına gidip baktı salona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pollyanna ve Kız Çocuğu
FanfictionAyşegül Yılmaz. Annesinden sevgi görmemiş bir kız çocuğu. Kız çocuğu dediğime bakmayın, kendisi 27 yaşında ama içindeki kız çocuğu hala annesi tarafından sevilmeyi beklediğinden büyüyemedi bir türlü. Bir insanın kendisini sevebileceğini düşünmüyor...