helloooooooo
nabıyonuz
medyaya şarkı bıraktıımm ♪
--------------------------------------------------------------------------------------
ilahi bakış açısı
"Ya Ayşegül, kızım sevgilimi özledim diyorum açsana kapıyı!"
"Hayır! Sana küsüz Hilmi." Ayşegül kollarını birbirine dolayıp kapıya yaslandı.
Gözü eline kaydığında saniyelik yüzüğüne bakıp sırıtmıştı. Ardından ortamın farkına varıp gülümsemesini sildi ve Fatma'ya çevirdi gözlerini.
"Hayatım, Hilmi'ye küstüyseniz ben neden kapının önünde kalıyorum?!"
"Ozan sen hiç konuşma! Gamzesi olan kızlar güzel olur, demişsin. Ama benim gamzem yok! Sen hangi kızlara baktın kimler gamzelerini gösterdi sana?!"
Ozan dudağını ısırıp geri çekildi kapıdan. Hilmi Ozan'ı omzundan tutup arkasına aldı ve cıkcıkladı.
"Ses tellerini seveyim kardeşim.. Al kaldık kapıda!" Ozan da yüzünü buruşturup duvara yaslandı. Hilmi kapıya iyice sokulup seslendi Fatma'ya.
"Aşkım bak valla benim alakam yok ya!"
"Sus Hilmi! Ne geziyordun orada peki?" Fatma da kapıya sokuldu onun gibi.
Ayşegül Fatma'nın kulağına eğildi, "Ya siz niye küsmüştünüz? Ben o detayı kaçırdım da."
"Geçen kafeye gitmişler birkaç kişi, orada kızlardan birisi numarasını vermiş!"
"Sen nerden biliyorsun lan?"
"Ozan ağzından kaçırdı." Fatma kırdığı potla dudağını dişlerken Ayşegül çoktan çığırmaya başlamıştı bile.
"Ozan?!"
"Efendim sevgilim?" Ürkekçe sordu ama ses tonundan öğrendiğini anlamıştı.
"Benim neden haberim yok bundan sevgilim?"
"Aşkım önemsiz detaylar, güzel kafanı yormaya değmez."
"Ben senin güzel kafanı yaracağım ama."
"Güzelim hiç gerek yok bunlara çünkü Hilmi'ye verdi numarayı kız, benim hiç alakam yok konuyla." Hilmi gözlerini kocaman açtı Ozan'ın savunmasına.
"Yalan! Vallahi yalan! Bir tane gamzeli kız da Ozan'ın yanına oturmaya yeltendi!" Hilmi konuyu tekrar Ozan'a getirdiğinde Ozan kafasını duvara vuruyordu durumdan kaytarmak amacıyla.
"Gamzeli hem de?!"
"Bakmadım ben kıza bilmiyorum!"
"Yaa yerim-" Susup boğazını temizledi Ayşegül. Fatma'ysa gülüyordu yanında.
"Hemen yumuşadın sende he." Ayşegül'ün omzuna vurdu omzuyla, Fatma. Gülüyordu hâlâ.
"Yumuşama yok! Hâlâ sinirliyim."
"Canı gönülden inandık kanka aynen."
"Sus be sen. Sabahtan beri saçınla oynuyorsun." Fatma parmağına doladığı bir tutam saçı serbest bıraktı hızla.
"Y-yoo."
"Canı gönülden inandık kanka aynen." Fatma'nın taklidini yaptı Ayşegül gülerek.
"Ha ha ve ha."
"Ya Ayşegül, hayatım kız yanıma oturmaya yeltendi sadece oturmadan kalktım ben zaten. Hem gamzeli olanlar güzel olabilir ama gamzesiz gülüşüne aşığım ben en çokta."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pollyanna ve Kız Çocuğu
FanfictionAyşegül Yılmaz. Annesinden sevgi görmemiş bir kız çocuğu. Kız çocuğu dediğime bakmayın, kendisi 27 yaşında ama içindeki kız çocuğu hala annesi tarafından sevilmeyi beklediğinden büyüyemedi bir türlü. Bir insanın kendisini sevebileceğini düşünmüyor...