Selaam patteslerim, nassınız
Bu bölüm bebeğim @damlabee'e ithaftır.
Beni güzel yorumlarınızla gazladığınız için teşekkür ederim. Hepinizi çok seviyorum ♡
İyi okumalaaarr
---------------------------------------------------------------------------
İlahi bakış açısı
Ayşegül sabahın erken saatlerinde açtı yeni güne gözlerini. Dün gece bahçede biraz daha oturup odalara ayrılmışlardı. Göz hizasında bulunan papatyalara uzattı elini. İlk defa çiçek almıştı birisi ona. Gerçi, kendisi bile almamıştı ki kendine.
Doğrulup oturur pozisyona geldi. Yan tarafında şarjda olan telefonuna uzattı elini. Ekranı açıp saate baktı. 7.35 erkendi daha. Odada bulunan küçük banyoda elini yüzünü yıkadı ve pijamalarını çıkarıp günlük kıyafetlerinden bir pantolon bir tişört geçirdi üzerine. Odadan çıkıp aşağı inerken aynı zamanda evi dinliyordu uyanan var mı diye. Ama ses gelmiyordu hiç, sanırım uyanmamışlardı daha.
Mutfağa geçip kahvaltı hazırlamayı düşündü ama eşyaların yerini bilmiyordu ve karıştırmak da istemediğinden bahçeye attı kendini. Dün Ozan'la oturdukları yere otururken çiçeklere bakındı biraz. Saat sekiz olduğunda oturduğu yerden ayağa kalktı ve bahçeyi turladı. En sonunda tekrar çiçeklerin yanına geldiğinde topraklarının kuruduğunu gördü ve sulama kabını aldı eline. Hepsini yeterli miktarda suladığında ismini duymuştu.
"Ayçegül günaydın, erkencisin? İyi uyudun, değil mi?"
"Günaydın Ozan, iyi uyudum merak etme. Sadece farklı bir yer olduğundan sanırım erken uyandım."
"Ha iyi. Annemler de uyanır birazdan. Aç mısın kahvaltıyı hazırlamaya başlayalım mı?"
"Olabilir. Hem Firdevs teyze yorulmasın çok biz yapalım hadi." İçeri girdiler tekrar. Ayşegül konuşmaya devam etti. "Aslında hazırlayacaktım ama karıştırmak istemedim."
"Uyandırsaydın keşke."
"Çok beklemedim zaten yeni uyandım bende." Ozan kafasını sallayıp dolabı açtı. Kahvaltılıklara bakarken Ayşegül çay suyunu koymuştu.
Masanın üzerine kahvaltılıkları dizdiler. Son karar olarak menemen yapacaklardı. Ayşegül domatesleri doğrarken Ozan tavayı çıkardı. El birliğiyle kahvaltıyı hazırladıklarında masanın başında gururla eserlerini izlediler.
"Yalnız iyi ikili olduk biz he, ne dersin?" Ozan omzuyla hafifçe Ayşegül'e vurup güldü.
"Valla he, baksana ne güzel oldu." Menemenin üzerine eğilip kokladı. "Güzelde kokuyor."
"Hazırsa her şey annemleri uyandırayım ben." Ozan uyandırmak için mutfaktan çıkacaktı ki anne babası mutfağa girdi.
"Günaydın çocuklar. Ay çok güzel kokuyor menemen mi yaptınız?" Suratından eksik olmayan gülümsemesiyle konuştu Firdevs hanım.
"Ay Hüseyin şunlara bak ne güzel hazırlamışlar anne babalarına!" Neşeyle şakıdı.
Ozan annesine gözlerini belertirken Ayşegül öksürük krizine girmişti. Ozan hızla bir bardak su verip konuştu.
"Helal, helal. İyi misin?"
Ayşegül suyu kafasına dikti tek seferde. "İyiyim, sorun yok. Teşekkürler."
"Ee şey hadi, soğuyacak şimdi. Oturalım artık." Ardından diğerlerine yönelik konuşmuştu konuyu değiştirmek için.
Hepsi oturduğunda çayları servis etmek için kalkmıştı ki Firdevs hanım ondan önce davranıp durdurdu onu. "Dur kızım ben koyarım çayları. İtiraz istemiyorum kahvaltıyı siz hazırladınız zaten." Ayşegül sandalyesine geri oturup ekmekleri paylaştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pollyanna ve Kız Çocuğu
FanficAyşegül Yılmaz. Annesinden sevgi görmemiş bir kız çocuğu. Kız çocuğu dediğime bakmayın, kendisi 27 yaşında ama içindeki kız çocuğu hala annesi tarafından sevilmeyi beklediğinden büyüyemedi bir türlü. Bir insanın kendisini sevebileceğini düşünmüyor...