38.Bölüm

1K 107 15
                                    

■ ■ ■

Üstelik, Rüdiger ile uzaktan bir silahlı çatışma yapmadığı sürece, onu teke tekken yenmesi neredeyse imkansızdı.

Rüdiger, silahlarla olduğu kadar kılıç ve yumruklarıyla dövüşmek konusunda da deneyimliydi.

'Ve benimle ne kadar iyi konuştuğunu görünce, sanırım kelimelerle savaşmakta da iyi.'

Rüdiger, suikatçının kaçtığını anlayınca onu kovalamak için koridora çıktı.

Yüzündeki ifadeye kısaca göz atarsak, suikastçıyı öldürmeye kararlıydı.

'Bunun olmasına izin veremem. Tüm bu acıları çekmemin bir nedeni var.'

Kolumdan acı çekerken ayağa kalktım.

Kendimi bunun o kadar acı verici olmadığına ikna etmeye çalıştıktan sonra biraz daha idare edilebilirdi.

Her ihtimale karşı, Luca için bir açıklama bırakmayı unutmadım.

"Düşündüğün kadar kötü değil, bu yüzden endişelenme. Kal... Burada kal. Tamam mı?"

Sonra Rüdiger'in gittiği yöne doğru sendeledim.

Hareketlerim neredeyse bir zombininkine benziyordu.

"Teyze, nereye gidiyorsun?! Tehlikeli!"

Luca ben geri çekmek için koştu.

Geri çekilmeyi göze alamadım, bu yüzden Luca'nın elinden kaçmak için elimden geleni yaptım.

Bu şekilde kabinden çıkarken koridorda karmakarışık bir şekilde karşılandım.

Bu kadar kısa süre içinde olanlardan habersiz insanlar çığlık atıyor, korkuyor ve pencerelere doğru büzüşüyordu.

Sanki uçan mermilere çarpacakmış gibi yerde sürünerek kaçmaya çalışan insanlar ve suikastçıyı durdurmaya çalıştıktan sonra yaralanan kabin görevlileri vardı.

Rüdiger ve suikastçının nereye gittikleri belliydi.

Tüm insanların kaçtığı yerden ters yönde ilerliyordum.

(Ç/N: Tüm insanların kaçtığı yer derken, yani insanlar oradan kaçmıyor, insanlar oraya kaçıyor. Judith de onların kaçtığı yönün tam tersine gidiyor.)

Beklendiği gibi, bir sonraki vagona vardığımda Rüdiger'in geniş sırtını gördüm.

Suikastçıyı hedefliyordu.

Aralarındaki mesafe o kadar fazla değildi. Konu Rüdiger'in atış yeteneklerine geldiğinde, hedefi vuracağı belliydi.

Sesimi yükselttim ve bağırdım.

"Bay Rüdiger! Onu öldürmeyin! Bunun arkasında kimin olduğunu görmek için onu canlı yakalamalısın."

Bağırışımdan irkilen Rüdiger bana doğru döndü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bağırışımdan irkilen Rüdiger bana doğru döndü.

"Neden buradasın...! Geri dön!"

"Şimdi bu neden önemli? Yine kaçıyor!"

Benim ısrarıma yanıt olarak, Rüdiger bir şey söylemek istiyormuş gibi görünüyordu ama nişan almadan ateş etti.

Neden bu kadar tehlikeli bir şey yaptığını düşünürken, suikastçının bacağını tam olarak vurmayı başardı.

Neden bu kadar tehlikeli bir şey yaptığını düşünürken, suikastçının bacağını tam olarak vurmayı başardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sanki inanılmaz bir hareket sergiliyormuş gibi ağzım açık kaldı ve Rüdiger'e baktım.

Başının arkasında gözleri mi var...?

Önemli değil, suikastçının ölmediğine sevindim. Rahatlamış bir şekilde iç geçirdim.

Yine de gardımı düşürmek için daha çok erkendi.

Suikastçı, düştüğünü düşündüğümde bacağı topallayarak kaçmaya devam etti.

Onun azmi ve çabasından neredeyse etkilenmiştim.

Rüdiger tetiği bir kez daha çekti ama mermi ateşlenmedi. Az önceki kurşun kalan son mermi olmalıydı. Durum buysa, hedefe bile bakmadan son atışını mı yaptı? Bu kişi ne kadar özgüvenle dolup taşıyor?

Dilimi tıklattım.

Bu sırada suikastçı yolcu vagonunun kapısını açtı ve bir sonraki vagona kaçmaya çalıştı.

'Hayır! Böyle kaçmasına izin veremem...!'

Panikleyerek suikastçıyı durdurabilecek herhangi bir şey aramaya başladım.

Yakınlarda dik duran bir servis arabası fark ettim.

Araba yemek vagonuna doğru ilerlerken terk edilmiş gibi dağınık görünüyordu.

Yıkılmış yemek tepsilerinin arasında bir biberlik buldum.

'Güzel, işte bu!'

Doğruca biberlik için uzandım.

Kılıç tarafından yaralananın sol kolum olduğuna neredeyse sevinecektim.

Biberliği nazikçe tuttum. Yuvarlak değildi ama elimdeki tutuşu kötü de değildi.

Bunu hissetmek için biberliği birkaç kez havaya atmaya çalıştım.

Sol kolum da keskin bir acıyla titriyordu ama kaçan suikastçıya bakarken sanki unutmuşum gibi, ağrı neredeyse yok oldu.

Aynen böyle, suikastçının kafasının arkasını hedef alarak biberliği fırlattım.

Aynen böyle, suikastçının kafasının arkasını hedef alarak biberliği fırlattım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

■ ■ ■

Türü Değiştirmek İçin Çabalayacağım[Novel Çeviri] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin