Yukarıdaki şarkıyı açıp okumaya başlayın umarım seversiniz bu bölümü keyifli okumalar 💗
Ozan ile birlikte sahilde biraz müzik dinliyorduk ve Ozanın telefonu çaldı müziğin sesini kısıp telefonunu açtı efendim? Dedi arayan kişi ne söylediyse ozan birden bire ciddileşti ve müziği tamamen kapattı ve konuşmaya devam etti. Olmaz bırakamam dedi telefona sertçe ve arayan kişi konuşmaya devam ediyordu ozan da tamam yarım saat sonra görüşürüz deyip kapattı telefonu zoraki bir gülümsemeyle bana baktı, sevgilim kalkalım mı dedi. Kim aradı dedim şüpheli bir şekilde. Kafasını bir kaç saniyeliğine denize çevirdi bakışlarını denizin derinliğine sabitlemiş gibiydi tereddük ederek ağzını açtı ve boşvermişlikle kapattı bir kaç saniye sonra tekrar ağzını açtı ve konuşmaya başladı güzelim önemli bir şey değil hadi gidelim artık ben çok üşüdüm dedi çok dalgın bakıyordu ve bir yangında gibiydi bakışları korkmuş ve tedirgindi, ama üşüyorum dedi.
Peki tamam diyerek kalktım oturduğum yerden ve yürümeye başladım ozan hızlı adımlarla önden yürüyordu. Beklesene beni de diye seslendim arkasından pardon diyerek yavaşladı ve yanına vardığımda koluna girdim, nereye gidiyorsun yarım saat sonra dedim gülümseyerek. Hiçbir yere. Ne alaka dedi sinirli bir şekilde gözlerine baktığımda öfkesini görebiliyordum, öfkesi bana değildi ama çok öfkeliydi önceden gözlerine baktığımda sadece sevgi ve merhamet görüyordum onu böyle görmek içimde çok kötü hisler yarattı ve kalbim sıkışıyor, ellerim titriyordu moralim bozulmuştu ama bunun yanında korkunç bir kaygı sarmıştı içimi ve gözlerim doldu kabullenir gözlerle yarım yamalak kafa sallayıp hızlı hızlı yürümeye başladım. Ozan olduğu yerde bekliyordu ağlıyor musun diye seslendi cevap vermeden yürümeye devam ettim ozan arkamdan koşuyordu. Berna özür dilerim lütfen bana bak o konuştukça gözleri tekrar gözümün önüne geliyordu ve cevap vermeden hızlıca yürüdüm artık arkamda yoktu neredeyse koşmuştum ve evin önündeydim merdivenlere oturdum, içimdeki kaygı tüm vücudumu sararken kalbimin atışları hızlanmıştı, kulaklarım uğultulu duyuyordu her şeyi nefes nefese kalmış etrafıma bakınıyorum ve Ozanın koşarak sokağa girdiğini gördüğüm an hızlıca içeri girdim görmemişti beni. Kendime gelmeye çalıştım ve hızlıca yukarı çıktım. Eve girdiğimde annem auaklanmıştı kızım bugün çok iyiyim baban da öyle bak yemek yaptık birlikte hadi gel yiyelim dedi. Ağzımdan yarım yamalak onaylayan sesler çıkarıp annemi yavaşça itip odama girdim kapıyı kapattım. Üzerime gri eşofmanımı ve gri sweatimi geçirip yorganımı açıp yatapa girdim. Ve uyudum.
Gözlerinde büyük bir öfke vardı, nedenini bilmediğim. Oysaki o benim her şeyim, ama bilmediğim şeyleri vardı. Belki beni sevmiyordu hem insan sevdiğine her şeyini anlatmaz mıydı. Korkmaya başladım ona bu kadar bağlanmışken giderse ne yapardım, eskisi gibi olurdum galiba. Olur muydum?. Sahiden, o olmasa nasıl olurdu o yokken nasıldı ki...
Telefonumun çalması ile uyandım. Saat gece dört idi, telefonu alıp bakana kadar kapanmıştı, açtım ve baktım. 28 cevapsız arama vardı ikisi egeden diğerleri ozandandı. Ve bir sürü mesaj vardı. Ozan telefonu açar mısın deyip durmuştu tüm mesajlarda. Ege de gruba buluşalım yazmış ve iki kere beni aramıştı. Ozana cevap verdim.
Efendim?
Ozan:Güzelim neredesin saatlerdir arıyorum açmıyorsun.
Uyuyordum.
Ozan: Bak beni yanlış anladın, gerçekten seni çok seviyorum ve öfkem sana değildi.Neye öfkeliydin o zaman ozan, benimle paylaşabilirdin
Ozan:Haklısın ama böyle olmaz buluşalım yarın.
Yarın olmaz kapının önüne çıkıyorum in aşağıya konuşuruz
Ozan: Tamam iniyorumÜzerime gri battaniyemi sarıp sessizce dışarı çıktım ve merdivenlere oturdum akşamki hali gözlerimin önüne gelmiş ve gözlerimi doldurmuştu, gözlerime dolan yaşlar peşi sıra süzülürken Ozan binadan çıktı ve koşarak yanıma oturdu. Aşkım neden ağlıyorsun, dedi.
Bugün gözlerinde sevgi yerine nefret ve öfke vardı ozan, bana değildi ama o an beni sevmediğini iliklerime kadar hissettim.
Ozanın gözleri dolmuştu ve bana sarıldı, lütfen bir daha böyle söyleme olur mu? Ben seni her şeyden çok seviyorum ve anlattığımda sende bana üzüleceksin. Kötü bir durumdayım.Derin ve sıkıntılı bir nefes verdikten sonra yüzüme baktı ve konuşmaya başladı. Bir modellik ajansı ile iletişime geçmiş babam benim için ve Almanyaya gitmem gerekiyor modellik için, fakat benim bundan daha bu sabah haberim oldu. Ben de istemediğimi söyledim çünkü seni bırakamam öyle git gel yapamayacağım çünkü hep orada olacağım nadiren gelebileceğim buraya. Ben de babama kızdım ve istemediğimi söyledim,bugün sahildeyken aradı ve bilet söyledi. Yarın gidiyorum iptal edemiyorum babam onay verdiği için sözleşmeye, eğer gitmezsem tazminat davası açılabilir ve ailemi riske Atamam. Cümlesini bitirdi ve gözlerine dolan yaşları sildi ve bana sarıldı, ben de ağlamaya başladım hıçkıra hıçkıra.
Beni yavaşça çevirip yüzüme baktı, söyle sevgilim, ne yapabilirim? Seni bırakmak istemiyorum ama büyük bir şirket ve tazminat davası ile başa çıkamayız. Haklısın ama biz dedim. Biz ne olacağız? Yarın sabah 9 da uçak kalkıyor özür dilerim sevgilim de Ozan. Ama sana söz veriyorum seni asla bırakmayacağım dedi ve sarıldı. Saat sabah 5 olmuştu ve biz saatlerdir ağlıyor ve anılarımızı anlatıp gülüyor sohbet etmeye çalışıyorduk. Saatler sonra gideceğini biliyor olmak çok zordu. Saat 8 olmuştu ve ozan eve gidip üzerini değiştirdi ben de eve gidip battaniyemi bırakıp montumu giyinip telefonumu ve kulaklığımı aldım ve aşağı indim tekrardan Ozan bavulunu arabaya koyuyordu annesi ve babasj elinde su ile bekliyordu ozan kapıyı kapatıp bana baktı gözleri kızarmış ve şişti. Ben de hızla ona doğru gidiyordum hadi gidelim dedim. Şaşırdı, geliyor musun dedi. Gelmeyeyim mi dedim. Küs değil misin bana? Hayır birtanem değilim hadi gidelim geç kalacaksın dedim. Ozan arabaya binip keşke kalsak dedi sinirle babasına bakarken sertçe kapıyı çekti. Radyoda Fikret kızılok,Sibel sezai-Bu Kalp Seni Unutur mu çalıyordu. Ozana bakarak şarkıyı söylüyordum o da gülümsedi ve söylemeye başladı bağıra bağıra söyledik şarkıyı. Ozan üzülme tamam mı dedim ben seni hiç bırakmam sen gitsen de illa ki görülebileceğiz sen işine odaklan beni düşünme ama gitmeni tabii ki istemiyorum dedim
mutsuzca önüme dönerken.Nasıl seni düşünmeyeyim Berna üzüleceğini biliyorum ayrıca ben de üzüleceğim işime nasıl odaklanabilirim. Hiç içime sinmiyor ama biliyorsun mecburum ded üzülerek. Ben de daha fazla üzmemek için bir şey söylemedim önüme döndüm.
Havaalanına geldiğimizde uçağın kalkmasına 15 dakika verdı ve hızla indik Ozanın gitmesi gerekiyordu artık. Bana sarıldı sıkıca ve öptü seni hiç bırakmayacağım beni hiç bırakma dedi gözleri doluydu. Seni hiç bırakmayacağım beni bırakma dedim ağlarken ve sarıldım tekrar ve anons yapıldı. Uçağın kalkmasına 5 dakika kalmıştı ve ben hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım kendimi tutamayıp ozan da öyle görüp üzülerek yürümeye başladı her iki adımında arkasına bakıyordu gittikten sonra orada hala öylece kaldım ve kendime geldikten sonra kulaklıklarımı takıp yürümeye başladım Let Me Down Slowly çalıyordu ve içinde olduğumuz durumu iyi açıklayan bir şarkıydı. Duygulandım ve ağlamaya devam ettim yürürken.Selamlar bu bölüm yine olaylı ve üzücü oldu ozanı Bernayı ve bizleri neler bekliyorum izleyip göreceğiz 🥺💗sizleri seviyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her şey farklı olsaydı
Teen FictionHayatını o yaza kadar yaşayamayan Berna hep sorgular her şey farklı olsaydı ne olurdu? Ve her şey çok farklı olur tahmininden farklı ve hızlı ilerleyen hayatında her şeyin farklı olduğunda nasıl olduğunu görür