Selamlarrrr, artık gerçekten Salaì geldi gibi bu bölümde. Haylaz halini özlemişim, belki siz de özlemişsinizdir.
Ayrıca bazılarınızın sanat bölümlerinin gelmesini beklediğini biliyorum, geldik geldik. Çok çok az kaldı.
Medya: Novo Amor - Alps
Keyifli okumalarrr!
___
14 | Parmak Uçlarımda Şeytanlar Dolaştırıyorum
Jeongguk
Birkaç gün boyunca Taehyung'la o göl kıyısında buluşmuştuk. Her gün öğleden sonra, hava oldukça ısınmışken ve birbirimizi gördüğümüz anda da kalplerimiz heyecanla kasılırken...
Seviyordum. O ağacı, Taehyung'un oraya yaslanıp bana hikayeler anlatmasını, ona hayal gücümün ürünü olan birkaç senaryoyu anlattığımda kahkahalarını dinlemeyi, bazen otların üzerine bıraktığım elimin üzerinde dolaşan ince parmaklarını, beraber uzanıp uyuduğumuz o anı... O gölü, o ormanı ve oranın bana getirdiği her şeyi çok seviyordum.
Sanıyorum ki, orayı güzel yapan artık Tanrı'nın eli olmaktan çıkmıştı. Orası başta da güzeldi ancak, o geldikten sonra orayı güzel yapan Taehyung'du.
Önümdeki fırçaları sıraya koyup masanın üzerine dizerken saçlarıma konan ve hafifçe hareket eden el ile gülümsedim. Ne zaman atölyede olsak öğrenciler başka şeylerle ilgilenirken gelip saçımı okşuyordu. Kısaca oyalanıyor, sonra elini çekip diğerlerinin yanına gidiyordu.
Saraya verdiğim o bir haftalık aradan sonra artık eski hâlime biraz biraz dönmüş, kendimi daha rahat hissetmeye başlamıştım. Hatta saraya geleli bir hafta daha olmuştu ve artık Francesco ile de oldukça iyi anlaşıyordum. Atölyede bir sorun yoktu. Gerçekten yoktu.
Francesco'nun anlattığına göre benim gittiğim günün ertesi günü Leonardo, Moreno'yu atölyeden kovmuş ve bir daha gelmemesini istemişti. Nasıl öğrenmişti, ne kadarını biliyordu bilmiyordum ve Francesco da benden farklı değildi. Ancak sonra şaşkınlıkla sormuştum ona, "Böyle kolay mı?"
"Evet," dedi, "Böyle kolay."*
Diyordum ya, atölyede bir sorun yoktu. Moreno gitmişti, Francesco'yla yakınlaşıyordum, üstelik Leonardo her gece gelip bana iyi geceler dileklerini iletiyordu. Sabahları... Ben ondan erken kalkıyordum biraz. Aslında belki de aynı zamanda kalkıyorduk ancak o benim odama geç geliyordu. Bu sabah yine kapısının sesini duymuştum, koridordaki adım seslerini işitip Leonardo'nun hiçbir şey yokmuş gibi rahatça odama gelmesini izlemiştim.
Leonardo bir şeyler gizliyordu, oldukça belliydi. Ancak bunun artık onun birini sevmesi ya da bir sevgiliye sahip olmasıyla alakalı olduğunu düşünmüyordum. Daha farklı bir şeyler vardı. Benimle ya da bir başkasıyla olan ilişkisiyle ilgili değildi kanımca. Nedensizce böyle hissediyor, zamanla aramız daha da iyi olunca bana güvendiğinde bunları konuşabileceğimizi düşünüyordum.
"Salaì?" diye seslenen Leonardo'ya başımı çevirdiğimde Francesco'nun yanından bana seslendiğini fark ettim. Ciddi ifadesini destekler nitelikte tek kaşı kalkmış bir şekilde resme bakarken bir eli de çenesinin altında bulunuyordu.
"Bu resmi incelemek ister misin? Nasıl görünüyor sence?" diye soran ustamın yanına adım adım yaklaştığımda başını bana çevirdi ve yüzünde ufak bir tebessüm oluştu.
Gözlerime bakarken gülümseyen ve bana karşı oldukça sevecen olan bu adam; öğrencilerinin yanında ciddiyete bürünüyor, sadece işiyle ilgileniyordu. Ve sanıyorum ki, işinin arasında biraz da ben vardım ki benimle de ilgileniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leonardo | taekook
FanfictionBu zamana kadar yaşamış en ilgi çekici ve gizemli insan Leonardo'nun hayatına dair tüm sırlarını ve günahkâr arzularını tek bir kişi biliyordur. Yardımcısı Salaì...