8: Kendimle Savaştım Biraz

2.9K 483 385
                                    

Merhabalar... Bölüm birkaç saat gecikti ama yeniden düzenlemem gerektiği için öyle oldu, üzgünüm 🥺

Medya : Can Atilla - Vivaldi İstanbul'da (piano vers.)

Bu bölümde Leonardo'yu biraz tanıyalım istedim.

Keyifli okumalarrr!

___

8| Kendimle Savaştım Biraz

Leonardo; gece dönüp durduğu yatağından sabahın ilk ışıklarıyla kalkmıştı ve odasındaki kağıtları, notları karıştırarak aklında dönüp duran o projenin taslağını bulmaya çalışıyordu.

Etrafa dağıttığı onlarca kağıt ve o kağıtların üzerindeki onlarca proje yerde bağdaş kurup oturan adamın etrafında bir harmoni oluşturup hem sanatsal hem de biraz iç ürpertici bir görüntü oluşturuyordu.

İç ürpertici diyorum, çünkü inanın 15. yüzyılın sonlarında yaşayan bir adamın uçabilecek bir araç tasarlaması hiç normal değildi. Yaşadığımız yüzyılda gördüğümüz uçakların temel parçalarının hepsini daha o zamanlarda en ince ayrıntısına kadar çizmesi gerçekten insanı hayrete düşürüyordu.

Birkaç parça kağıdı kenara iterek altta bulunan kuş çizimini eline aldı. Kanatlarının en ince ayrıntısına kadar çizdiği bu kuşa bakarken aklına Jeongguk geldi. Yüzünde oluşan hafif gülümsemeyle mırıldandı,

"Deli çocuk... Kim öyle bir tüfekle kuş avlar ki?"

Elindeki kağıdı yanına koyarak başını ellerinin arasına aldı. Prensin istediği at heykelini tamamlaması gerekiyordu ancak aklı o kadar doluydu ki birkaç saat önce ne için buraya oturduğunu ve projeler arasında neyi aramaya çalıştığını bile unutmuştu.

Bağdaş kurduğu bacaklarını düzelterek önüne uzattı ve sırtını yerdeki notlarına verdi. Kollarını iki yana açarak İsa'nın çarmıha gerilişini aklına getirdi ve gözlerini kapatarak yutkundu.

Kolları ve bacaklarının altında onlarca bilgi varken kafasının içinde yüzlercesi vardı. Üstelik o bilgileri düzenleyemedikçe ve hepsi düğümlenmiş bir ip gibi birbirine dolandıkça kendini kötü hissediyor, başladığı çoğu projeyi yarım bırakmak zorunda kalıyordu.

Gözlerini yavaşça araladı ve aklında beliren düşünceyle kollarından destek alarak oturur pozisyona geldi. Elinin altından bir kağıt kayarken dengesi bozulan adam hemen kendini toparladı ve kaymasına sebep olan kağıdı havaya kaldırıp yüzüne yaklaştırdı.

Prensin istediği saçma eğlence düzeneklerinden biriydi ve bunu gördüğü anda aklına tam anlamıyla prensin onu kullanıyor olduğu, eğlence araçları yaptırarak saray halkına güç gösterisi yaptığı geldi.

Elindeki kağıda oflayarak baktı ve bir kenara bıraktı. Kendisini, sarayın kuklası olan ve bilimi yalnızca eğlence araçları için kullanan aptal adamın teki gibi görmeye başlamış ve biraz üzülmüştü.

Etrafındaki notlara baktı ve kağıtlara bir kez vurarak sanki dağınık değillermiş gibi daha da dağınık olmalarına sebep oldu.

Leonardo bazen böyle sıkıntılı düşüncelere giriyor ve kendini dışarı atıyordu. Aynı Jeongguk'la tanıştığı o gün kendini doğanın kollarına bırakması gibi yine içinde ormana gitme isteği, o kadar işi bir kenara bırakıp otlara uzanma isteği oluştu.

Leonardo | taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin