bitch, it's 1985

593 37 36
                                    

Emma tek eliyle siper ettiği sigarasını yakarken uzanmakta olduğum şezlongta doğruldum. 

"Sonra bana şey dedi," Parmakları ile cümlesinde hayali tırnak işaretleri bırakarak konuştu. "Ben tehlikeliyim kızım. Seni üzerim." 

Ashley kahkahalarla gülerken ben de gülmüştüm. "Ondan uzak durmalıymışım." 

"Uzak dur o zaman." Dedim kız arkadaşımın hazırladığı leziz kokteyli yudumlarken. 

Emma gözlerini devirerek Ahsley'e beni şikayet edercesine fısıldadı. "Dedi Richard Ramirez'in avukatı."

Ağzımdaki alkol bir süre boğazıma takılsa da öksürerek kendimi boğulmaktan kurtarmıştım. "İşimi yapıyorum, Emma." 

"Bay Perez gayet iyi gidiyordu, yerini almana gerek yoktu."

Ashley'nin iğneleyici ses tonu sinirimi bozsa da güneş gözlüklerimin altından ona göz devirdiğimi görmemiş olmasını umdum. 

"Neden beni rahat bırakmıyorsun, Ash?" Sızlanmam onu sinirlendirmişti. 

"Ben bir çocuğumuz olsun diye düşünürken sen seri katilleri koruyorsun. Senin için endişelendiğimi anlamak neden bu kadar zor?" 

"Çocuk istiyorsan yap, Ashley. Bütün gün evde oturan sensin." 

Kaşlarını kaldırarak bana baktığında kalbini kırdığım için pişman olmuştum bile.

"Kitap çevirmeni olmam boş oturduğum anlamına gelmiyor, Olivia. Ayrıca otuz iki yaşındayım, senin yumurtalıkların daha sağlıklıyken neden sen doğurmuyorsun ki?" 

Bunu yapmak istemediğim için olabilir miydi?

"Hey!" Emma ellerini havaya kaldırarak bizi durdursa da Ashley'e sinirle bakmayı sürdürdüm. 

Bana sürekli bir şeyleri dayatmasından sıkılmıştım. Aramızdaki yedi yaş fark bizi gerçekten yıpratıyordu. Her şeyin kontrolünün onda olmasını istemesi yorucu, bir o kadar da imkansızdı. Bazen benim de bir birey olduğumu unutuyordu. 

"Çocuk istiyorsan doğurursun Ashley, ailemin babası olmayan bir çocuğa hamile olduğumu öğrenmesi benim sonum olur."

"Babası olmayan bir çocuk mu?" Dedi kırgınlıkla. "İki annesi olacak, babasının olup olmaması neyi değiştirir ki?" 

Anlamamanın yanı sıra anlamak için de uğraşmıyordu. "Ailemi tanımıyorsun." 

"Tanrım, tanıştırmıyorsun ki!" Bağırarak ayağa kalktığında Emma, ne yapacağını bilemeden ikimize bakıyordu. 

"Kızlarının bir kız arkadaşı olmasını normal karşılamıyorlar, Ashley. Herkes senin kadar şanslı değil." 

Emma gözlerini devirerek konuştu. "Sürtük, 1985 yılındayız."

"Lanet Latinler." Ashley'in öfkeli mırıltısı kulaklarıma dolarken kaşlarım havalanmıştı. 

"Ne dedin sen?" Üzerine yürümemek için kendimi zor tutmuştum. Ne saçmalıyordu böyle?

Beni duymazdan gelip bahçeden ayrıldığında sıkıntıyla nefesimi dışarı üfledim. "Sürtük."

Emma beni sakinleştirmiş, birkaç kokteyl daha hazırlamıştı.

"Biraz Ramirez'den bahsetsene," Dedi sırıtarak. "Ash yokken." 

Ona anlamadığımı belirten bakışlar atarken koluma hafifçe vurdu. "Hadi ama," Dedi gülerek. "Adam cehennem kadar ateşli." 

"Adam katil." Kaşlarımı çatarak kelimelerin üzerini vurguladığımda gözlerini devirdi. 

"Daha iyi ya." Dedi göz kırparak. 

Hayretle ona bakmayı sürdürdüm. Eleştirdiğim kadınlardan birinin arkadaşım olması beni şaşırtmıştı.

"Çocuklara tecavüz etti." 

Emma'nın gülümsemesi solarken hala ona hayretle bakıyordum. 

"Evet ama savunmada bunu zevk için değil de şeytan için yaptığını söylemiştin." 

"Tanrım, ne fark eder ki? Yapmış işte!" 

"Kendinle çelişiyorsun." Dedi sakince. 

Richard'ı savunmak hayatımda aldığım en yanlış karardı. Bunu sadece iş için yapacağımı kendime o kadar fazla söylemiştim ki bir süre sonra aslında kendimi de ikna etmeye çalıştığımı fark edememiştim. 

Onu sadece mahkeme değil kendim için de aklıyordum.

Evet, boktan bir çocukluk geçirmiş olması onun suçu olmayabilirdi ancak yaptıklarının yanlış olduğunu bile bile yapmayı sürdürmüştü. Üstüne üstlük bu yanlışları kendi için değil şeytan için yaptığını söylüyordu. 

Richard Ramirez'i neresinden tutarsam elimde kalıyordu ve bu pislikten kurtulmam gerektiğinin farkındaydım. 

Yarın cinayet itirafını Hailey'e götürecek ve Ramirez'in davasından çekilecektim. 

Satan Himself ⛓ Richard RamírezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin