your god is not here

651 43 61
                                    

Ahşap merdivenlerden gelen sesler ile uykumdan sıyrılarak gözkapaklarımı araladım.

Yatakta doğrularak başımı odamın kapısına çevirdiğimde siyah gölgenin orada olduğunu gördüm.

Kalp atışlarım girerek hızlanırken siyah gölge odamı aydınlatan ay ışığında ilerledi. Birkaç adım daha attığında yüzü her ayrıntısını görebileceğim kadar aydınlıktı.

"Richard?" Dedim nefes nefese. Onun olması beni rahatlatmıştı, başka biri olduğunu sanıp korkmuştum.

Çarşafımı üzerimden çekerek yarı çıplak bedenimi yatağımdan dışarı çıkardım.

"Beni korkuttun." Dedim ona yaklaşırken.

Yüzü çok farklıydı. Gözleri gecenin karanlığından da karanlıktı ve gözlerimin içine bakarak konuştu.

"Mücevherler nerede?"

Gülerek sordum. "Ne?"

Beni çıplak omuzlarımdan tutarak sarstı. "Mücevherler nerede dedim, sürtük!"

Gözlerimi kırpıştırarak kendimi onun ellerinden kurtarmaya çalıştım. "Richard, canımı yakıyorsun."

Yüzümün sağ tarafında hissettiğim alevler üzerine gözlerimi kapatarak gözyaşlarımın yanağımdaki yangını söndürmesini umdum.

Bana tokat atmıştı.

Saçlarımı eline dolayarak beni parkenin üzerinde sürüklemeye başladı. Hıçkırıklarım ile birlikte saç diplerimdeki acı da artmıştı.

Beni banyoya götürdü ve bedenimi bir çöp poşeti gibi küvete fırlattı.

Çıplak tenimin soğuk mermere çarpması ile sırtıma saplanan ağrı nefesimin kesilmesine sebep olmuştu.

"Şeytana onu sevdiğini söyle!" Dedi elindeki silahı alnıma dayarken.

Silahın namlusunu yüzümün her yerinde gezdirirken hıçkırıklarımın yerini acı dolu çığlıklar almıştı.

"Tanrım, yardım et!"

Silahı yüzüme savurarak bana vurduğunda kafamı hissettiğim acıdan dolayı dik tutamadım ve güçsüz bedenim küvetin içine yığıldı.

"Tanrın burada değil," Dedi siyah giysilerle örttüğü bedenini baygınlıkla uzandığım küvetin içine sokarak. "Ama Şeytan burada."

Silahını boğazıma dayarken dudaklarını boynumda gezdirdi. Bu tüylerimi ürpertse de olabildiğince hareketsiz kalmaya çalıştım.

"Şeytana onu sevdiğini söyle." Dedi soğuk ellerini alevlenen bedenimde gezdirirken.

Gözyaşları içinde anlamsız çığlıklar atmam onu güldürdü.

"Tekrar et, sürtük!" Dedi bağırarak. "Şeytanı seviyorum."

Ellerimi gövdesine götürerek onu itmeye çalışsam da hiçbir şey değişmemiş, boynumdaki silahın namlusunu tenime olabildiğince bastırmakla yetinmişti.

Çığlık atmaktan kısılan sesimle feryat ettim. "Şeytanı seviyorum!"

Hıçkırıklarla ağlamaya devam ederken yapabilecek başka bir şeyimin olmaması titreyen bedenimi sabit tutmamı zorlaştırıyordu.

"Güzel." Dedi Richard fısıldayarak.

Duyduğum fermuar sesinin onun pantolonundan gelmesi ile bağırmaya devam edecektim ancak ağzıma kapanan el buna engel oldu.

"Şeytan seni seviyor."

Elini dudaklarımın üzerinden çekti ve dudaklarımın üzerine kapattığı dudaklarını yüzümün her bir hücresinde gezdirdi.

Tenime değen soğuk metal ile irkilsem ne hareket etmemeye gayret ettim.

Karnımda gezdirdiği bıçağı yavaşça göğüslerimin üzerine çıkardı.

"Tanrın nerede, Olivia?" Diye sordu gülerek.

Üzerindeki tüm kıyafetleri çıkararak bedenini üzerime bıraktı.

"Benim Lilith'im olabilirsin."

Satan Himself ⛓ Richard RamírezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin