Çıplak sırtımda gezinen parmaklarla irkilerek uyandım. Hızla yataktan kalkarken elimde olmadan çığlık atmıştım.
"Neler oluyor?" Ashley kaşlarını çatmış bana bakarken neler olduğunu ben de bilmiyordum.
Dün gece rüyamda Richard Ramirez'in bana tecavüz ettiğini mi söyleyecektim? Çünkü olan tam olarak buydu.
Elimi saçlarımın arasından geçirip kendimi yeniden yatağa bıraktım. Sertçe yutkunarak nefesimin düzene girmesini beklerken Ahley elini karnımın üzerine koydu.
"Kabus mu gördün?"
Yavaşça kafamı salladım.
"Korkunç muydu?"
Tekrar kafamı salladım ve gözlerimi kapattım. Dün gece ne olmuştu öyle?
Ashley'in karnımdaki elini çekmesiyle gittiğini düşünüp derin nefesler almaya devam etsem de bacaklarımda hissettiğim dudaklar nefesimin kesilmesine sebep oldu. "Rahatla."
Gerçekten modumda değildim ve onu kırmadan bundan nasıl kurtulacağımı düşünürken kulaklarıma dolan sesi ile duraksadım.
"Olivia," Dedi mırıldanarak. "Neden ıslaksın?"
Neden ıslaktım?
Telaşla yataktan kalkarken onu geride bırakmayı umursamadan banyoya koştum. Aynada kendime bakarken gözlerimin altının hiç olmadığı kadar mor olduğunu fark ettim.
"Ne oluyor amınakoyayım?"
Soğuk suyu açarak kıyafetlerimi çıkardım ve bedenimi zor da olsa akan suyun altında tutabildim. Duşun ardından dudaklarıma kadar titrerken oturma odasına çalan telefon çığlık atma isteğimi arttırmıştı.
Bugün neden her şey üzerime geliyordu?
Islak bedenime sardığım havluyu uçlarından çekiştirerek üzerimde tutmaya çalışırken ayaklarımın kaymaması için yavaş adımlarla telefona ilerledim.
"Bayan Suarez?" Bay Perez bu sabahta etrafına gerginlik saçıyordu anlaşılan. "Neredesiniz?"
"Evimdeyim, efendim." Ashley oturma odasının kapısında belirdiğinde ona gülümseyerek dikkatimi Bay Perez'e verdim.
"Yarım saat sonra Bay Ramirez'in duruşması var, unuttun mu?"
Ağlamak istiyordum.
"Unutmadım tabii ki, yola çıkmak üzereydim. Orada görüşürüz, efendim."
Bay Perez'in cevabını beklemeden ahizeyi elimden bıraktım ve koşar adımlarla dolabıma ilerledim.
"Kahvaltı yapmayacak mısın?"
Ashley'nin sorduğu anlamsız soru üzerine gözlerimi devirerek üzerimdeki havluyu yatağıma fırlattım.
"Eğer beş dakika içerisinde evden çıkmamış olursam boku yiyeceğim, Ash."
Kollarını göğsünde birleştirerek giyinmemi izledi. Tamamen hazırlandıktan sonra yanağına bir öpücük bırakarak evden ayrıldım.
Arabamı çalıştırırken herhangi bir sorun çıkmamış olması beni şaşırtmıştı çünkü bugün üzerimde bir lanet olduğu kesindi.
Adliyenin bahçesine girerken ihtiyacım olan dosyaları almak için torpidoyu açtım ve gözüme çarpan ses kayıt cihazı ile bir süre bakıştım.
Küçük bir kız için adaleti sağlamak. Hailey'nin bana söylediği şey buydu. O kız için elbette doğru olanı yapmak istiyordum ancak doğru olanın hangisi olduğundan emin değildim.
Richard'a ihanet edemezdim. Neden edemezdim ki? Adam bir seri katildi. İhaneti hak eden biriydi.
Arkadaş mıydık? Tabii ki değildik, yalnızca ben öyle sanıyordum.
Belki de arkadaştık. Beni arkadaşı olarak görüyor olabilir miydi? Ah, hayır. Dün gece ne kadar arkadaş canlısı olduğunu görmüştüm. Tanrım, o sadece bir rüyaydı. Ama benim için rüyaydı, yakalanmadan önce katlettiği aileler için gerçekti.
Adam bir canavardı ve ben hala ona ihanet etmekte tereddüt ediyordum. Saçmalık. Elinde olsa beni yaşatmazdı bile.
Herkes herkese ihanet ederdi ancak Richard Ramirez ihaneti herkesten çok hak ediyordu.
Dosyalar ile birlikte yanıma aldığım ses kayıt cihazını ceketimin iç kısmına taktım.
Arabamdan inerek adliyeye girdim. Topuklu ayakkabılarımın zeminde çıkardığı ses tüm gözleri üzerime topluyordu. Bense gelişi güzel topladığım saçlarım, kızaran gözlerim ve morarmış göz altlarımla tam da seri katillere yakışır bir avukat gibi görünüyordum.
Bay Perez ve Richard sabırsız gözlerle koridorları süzerken beni fark etmiş, rahat bir nefes almışlardı. Bensiz ne Richard ne de Bay Perez savunma yapabilirdi. Birbirlerinden pek haz etmiyorlardı da.
Bay Perez'e her ne kadar hak versem de profesyonel bir avukat olmadığını düşünüyordum. Richard Ramirez'in avukatı olmak o kadar da zor değildi.
"Tanrı aşkına, neredesin Suarez?"
Bay Perez'e bakmadan Richard'a odaklandım. Üzerindeki siyah deri ceket yeniydi. Hapishane kıyafetleri neredeydi?
Bay Perez duruşma salonuna yönelirken biz de onu takip ettik. Richard'ın bileklerinden sarkan demirler zeminde ses çıkartıyor ve sessizliği bozduğu için bizi kendine minnettar bırakıyordu.
Dün geceki rüyadan sonra onunla yalnız kalmak bile istemiyordum. Benim için inanılmaz bir empati deneyimi olmuştu. Onun kurbanı olmanın nasıl hissettirdiğini yaşamaya gerek kalmadan anlamayı reddettiğimden mi yoksa ona karşı olan yumuşak tavırlarımdan mıdır bilmem, pişmandım.
Onu savunduğum için, onunla burada olduğum için, yanında olduğum için...
Hailey'nin benden istediği şeyi yapacaktım. Richard'a son bir kez arkadaşımmış gibi yaklaşacak, cinayeti itiraf etmesini bekleyecektim çünkü o bunu hak etmişti.
"Ceketin güzelmiş." Dedim ona bakmadan.
"Bir hayranımın hediyesi."
Tam da hayranlarından bahsetmişken karşımıza çıkan kadınlardan oluşmuş orduya kaşlarımı çatarak bakmaktan kendimi alamamıştım.
Buraya Richard için mi gelmişlerdi? Bu kadınlar kafayı yemiş olmalıydı.
Gözlerimi devirerek kendimi kalabalığın içine attım ve geçmesi için Richard'a yol verdim.
Bir karınca sürüsü gibi birbirlerine kenetlenmiş, Richard'ı görmek için üst üste çıkıyorlardı. Görülecek neyi vardı? Normal bir adamdı işte.
Amerika'da her normal erkek bir buçuk yılda on dokuz cinayet işlerdi, bunu herkes bilirdi.
"Kötü görünüyorsun," Dedi bizim için ayrılan yerlere otururken. "Böyle görünürken sana tecavüz bile etmezdim."
Duyduğum şey üzerine koltuğuma çivilenirken ellerimin ve ayaklarımın bir an için benim kontrolümden ayrıldığını hissettim.
Kaşlarını çatarak yüzümün aldığı ifadeyi inceledi. "Şakaydı, Olivia. Bugün neyin var böyle?"
Haklıydı. Daha önce bu konularda fazlasıyla kara mizah yapmıştık ve normalde ciddiye almazdım, yani dün gece bana gerçekten tecavüz etmiş olmasaydı. Bunun bilinç altımda yaşanıp yaşanmaması ne kadar boktan bir his olduğu gerçeğini değiştirmezdi.
Tecavüze uğramak fazlasıyla kötü bir histi ancak daha kötü olan bunun Richard Ramirez tarafından yapılmış olmasıydı.
Kendime sormaktan kaçındığım tek bir soru vardı. Madem o kadar kötüydü, neden ıslanmıştım?
"Konuşmamız gerek." Dedim yutkunarak.
"Konuşuruz, Olivia."
O gülümseyerek bana bakarken kafamı çevirdim ve duruşmanın bir an önce başlayıp bitmesini bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satan Himself ⛓ Richard Ramírez
Fanfiction❝Seni düzeltmek uğruna kendimi yerle bir ederdim.❞ @godasgold 2021