~ Bölüm şarkımız, Hilal Aslan'dan annesi Ahu Aslan'a. ~Mutfaktan gelen güzel kokular gözümü açmama yardımcı olmuştu. Yatağın içerisinde doğrulup esnedim. Saçlarımı topladıktan sonra yataktan çıktım. Lavaboya doğru yürürken babamın mutfakta şarkı mırıldandığını duydum.
İstemsizce gülümsedim. Bahadır Aslan formundaydı. Bir dakika! Babam daha yeni hastaneden çıktı. Elimi yüzümü hızlıca yıkadıktan sonra babamın yanına gittim.
Geldiğimi fark ettiğinde gülümseyerek " Günaydın güzel kızım." Dedi.
" Günaydın babacım ama sen daha yeni hastaneden çıktın. Bırakır mısın? Ben hallederim."
Kolundan tutup salona doğru götürmeye çalıştığımda elimi tuttu.
" Dur kızım dur. Ben hazırlamadım zaten. Sadece yumurtalara bakıyordum."
" Kim hazırladı?"
" Yıldız kızım geldi sabah. O hazırladı. Çok yoruldun diye seni kaldırmadı erkenden. Şimdi markete gitti ekmek almaya. Bana da yumurtaya bakmamı söyledi."
" Ha. Olsun baba. Senin ayakta durman bile yasak. Hadi otur sen. Ben bakarım yumurtalara."
Oflayarak koltuğa oturdu.
" Sen aç karnına içilecek ilaçlarını içtin mi?"
" Evet kızım. Yıldız eve girer girmez hemen ilaçları verdi zaten. Deli kız."
Arkasında ki yastığı düzeltirken bana baktı.
" Bahadır amca şöyle iyi misin? Böyle iyi misin? Bir isteğin var mı? Ağrın var mı? Diyip diyip durdu."
" Öyledir o. Canım arkadaşım benim."
Kapı açıldığı sıra Yıldız elindeki poşetlerle bize doğru gelmeye başladı. Gülümseyerek şeffaf poşetin görünen kısmında ki çikolatayı gösterdi.
" Hilal kuşum uyanmış. Ve ben ona ne aldım."
Yüzümde oluşan kocaman gülümsemeyle aynı anda konuşmaya başladık.
" Yorgunken iyi gelir. Yorgunsan yemelisin. Çiko çiko çiko. Bu kızların en sevdiğidir." Yıllar önce en sevdiğimiz çikolatayı yerken ortaya çıkarmış olduğumuz bir tekerleme. Artık ne kadar tekerleme olursa.
Elindeki poşetleri mutfağa bırakıp geldiğinde ceketini kenara koydu.
Babamın içtenlikle " Deli kızlar." Dediğini duyduğumuzda ellerimizi yumruk yapıp selamlaştık.
" Hilal kuşum. Şimdi güzelce kahvaltı yapıyoruz. Ardından Bahadır amcamın ilaçlarını veriyoruz. O güzelce dinleniyor. Bizde o arada seninle belirlenen şu sınav konularına bakıyoruz. Duyduğuma göre Milli Savunma Üniversitesi kayıtlarıyla alakalı yeni bir duyuru gelmiş."
" Parkur ile alakalı olan mı kuzum?"
" Evet, balım sen duymuşsun bile."
Babam o arada keyiflenerek, " Kimin kızı." Dedi.
" Komutan Bahadır Aslan'ın."
Gülüşürken Yıldız'ın çayları doldurmasıyla hepimiz masaya oturduk. Derin muhabbetler bizi kendine çekerken şuan bulunduğumuz zamanı dondurmak, bu zamandan asla çıkmak istemiyordum.
Yıldız'ın o konudan bu konuya geçişleri, babamın arada ağrıdan sızlanmaları, benim " Aman aman nerelere geldik. Daha demin nerelerdeydik." Düşüncelerim. Sırf Yıldız'ın konu geçişleri yüzünden kafamız karma karışık olmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON KURŞUN
Teen Fiction" Seçimini yap Ali Asaf Alkan. Ya güzeller güzeli eş'in Hilal Aslan Alkan. Ya da can dostun Bora Akıncı." Derin nefes alarak Hilal'e baktım. Güzel karım. Affet beni. " Bora. Bora'yı seçiyorum. Hemen bırak o'nu." ** Asıl şimdi başlıyordu... İLK YAYI...