~Bölüm şarkımız, Ali Asaf Alkan'dan Hilal'e. Umarım hepimiz bir gün bu şarkıyı Kordon boyu yürürken dinleriz. Keyifli okumalar.~
Telefonuma gelen bildirimle gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Ekranı kapatıp açtığımda yanlış görmediğimi anladım. Yıldız'ın işiydi kesin. Bekle sen Yıldız, bu burada bitmeyecek.
Bildirime tıkladığımda cevap yazıp yazmamak arasında kalmıştım. Gözlerimi mesajdan ayırmadan düşündüm. En azından iyi geçtiğini söyleyebilirdim. Yıldız'a olan sinirimle nefesimi dışarı verip yazmaya başladım.
KİME : aasafalkn
Teşekkürler fakat sizinle bir tanışmışlığımız var mı? Ben hatırlayamadım da.
Yazdığım mesajı tekrar tekrar okuyup içime sinmeyen şeyi bulmaya çalıştım. Çok mu terslemiştim acaba. Ama sonuç olarak ben onu tanımıyorum, o her ne kadar Yıldız'ın anlatmasıyla beni tanıyor olsa da ben onu tanımıyordum. Mesajı gönderdiğimde telefonumu kapatıp Yıldız'ın yanına gittim.
Yıldız, oturmuş telefonuyla uğraşırken Hülya teyze televizyonda kanalları tek tek dolaşıyordu. Yanlarına oturduğumda Yıldız'a ciddi bir şekilde baktım. Anlık olarak bana baktığında gözlerini kaçırdı. Dikkatini çekmek için öksürdüm. Bu sayede tekrar bana bakmıştı.
" Yıldız, odaya gelsene. Bir şey göstereceğim sana."
Yıldız kaşlarını havalandırıp endişeli bir şekilde baktığında kafasını salladı. Uzun süren sessizlik Hülya teyzenin dikkatini çekmiş olacak ki Yıldız'ın bacağına dokunup bana baktı.
" Kızım, kız sana bir şey sordu."
" Kaşımla onayladım ama fark etmedi herhalde."
Gülmeye başladığımda Yıldız'ın duyacağı şekilde " Tabi tabi, görmedim." Dedim.
Yıldız ayağa kalktığında kolunu tutup odasına soktum. Yaptığı şeyi anlamıştı ki bana bakmıyordu.
" Yıldız."
" Efendim balım."
" Yıldız Allah aşkına Ali Asaf denen çocuğa ne dedin?"
Elindeki telefonu sallayarak cevap verdi.
" Bir şey demedim. Ne demişim ki? Bir şey mi oldu?"
" Şuan şu tavrından bile belli ediyorsun. Bana yazdı Yıldız. Sana kaç kere dedim. Sen konuş ama beni karıştırma diye. Neden dinlemiyorsun beni."
" Ama kuzum, yakışacağınızı düşündüm."
Yıldız'ın adlandırmasıyla yavru kedi gibi bakmıştı. Hah. Birde acındırmaya çalışıyor kendini.
" Pes. Cidden pes. Şimdi bakıyorum, eğer başka bir şey daha yazdıysa iyi akşamlar diyip konuşmayı keseceğim."
" Aman Hilal, şans versen çocuğa. Beğenmiş seni. Ne olur?"
" Beğenmesin beni. İstemiyorum, şuan bir şey istemiyorum."
" Ama bak askeri okulda. Hem de İzmir'de."
Bu sefer göz devirme sırası bendeydi. Göz devirip telefonumu elime aldım. Kilidini açıp bildirimlere baktım. Ali Asaf denen çocuk yine mesaj atmıştı. Sinirleniyor muyum yoksa hoşuma mı gidiyor bilmiyorum ama bu durum oldukça garip bir hal almaya başlamıştı.
Yıldız'ın telefonuma bakmaya çalıştığını hissediyordum. Dayanamayıp ekranımı ona çevirdim ve Ali Asaf'ın yazdığı mesajı ona okudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON KURŞUN
Teen Fiction" Seçimini yap Ali Asaf Alkan. Ya güzeller güzeli eş'in Hilal Aslan Alkan. Ya da can dostun Bora Akıncı." Derin nefes alarak Hilal'e baktım. Güzel karım. Affet beni. " Bora. Bora'yı seçiyorum. Hemen bırak o'nu." ** Asıl şimdi başlıyordu... İLK YAYI...