2 ♡ Brezilya Dizisinden Bir Sahne

522 78 109
                                    

İki yıllık aradan sonra dönüş yaptığım bu hikayeyi okuduğunuz için şimdiden teşekkür etmekle birlikte satır arası yorumlar ve oylarınızla hikayenin öne çıkmasına yardımcı olursanız çok mutlu olurum. Bölümü skarzenna_'ya ithaf ediyorum ilk bölümdeki güzel yorumları için ve her bölümü yorum yapan arkadaşlarımızdan birine ithaf etmek istiyorum. Yorumlarda buluşalım ve iyi okumalar  ♡  CsMGirl

"Pera? Bayılma taklidi mi yapıyorsun?"

Gözümü istemeye istemeye açtığımda yanıma çökmüş İrem'e ne diyeceğimi bilemiyordum. 1.sınıflardan İrem görüp görülebilecek en katlanılması zor insan olabilirdi. Gelir gelmez İç Mimarlık Kulübünün başkanı olmuş, hocaların dibinden bir an olsun ayrılmamış ve kendini üst sınıflara üstünlük taslayabileceği hiçbir fırsatı kaçırmamıştı. Mavi eşofman takımını ağzına kadar çekmiş ve pembe saçlarını beresinin içine sıkıştırsa da bir kısmı dışarı fırlamıştı. Klasik Mimarlık Fakültesi öğrencisi, farklı olmak için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekiyor sanırım. Ne kadar "çılgın" olduğunu siyah rujundan anlayabilirdiniz.

"Başım döndü, ondan gözümü açamadım."

"Elbette Pera, aksini düşünmemiştim."

Kıkır kıkır gülen suratına oturmamak için kendimi zor tutuyordum, Pera'nın sabrını sınamak için mi seçilmişti bugün anlamamıştım ki. Yerden kalkarken uzattığı eli görmezden gelip "İyi akşamlar, hemen markete girmem lazım. Taksi bekliyor." demiştim. Kıyafetimdeki tozları sirkelerken beni incelediğini hissedebiliyordum. İrem taksiyi kontrol ettikten sonra en nefret ettiğim şeyi yaptı gene.

"Zenginin hali başka oluyor, biz metroya siz taksiye. Haha, şaka canım şaka." Her fırsatta "siz zenginler" edebiyatı yapmasından gına gelmiş, cümle sonuna koyduğu şaka şakalarla konuyu aynı hızla kapatması da ayrı bir sinirdi. Telefonumla ilgilenip acelem varmış gibi yapsam da tutmaya devam ettiği için saçlarımı geriye atıp soğuk bir şekilde karşılık verdim.

"Migros'tan çıktığının farkındasın değil mi? BİM ya da A101'den değil?"

İrem elindeki poşeti kaldırıp gülümsedi. "Lavaş almıştım, fırınımız olmadığı için tavada pizza yapıyoruz. Sende avokado ya da yulaf ezmesi falan alacaksın sanırım? Yağsız mayonez de olabilir, bu zayıflığınla lavaş yediğini sanmıyorum da." Sağdan sağdan geliyorlar bana. Yağsız mayonezmiş, öyle bir şeyin var olduğundan bile haberim yoktu. Avokado? Bu avokado olayını da anlayamıyordum ve sanki avokado da yiyebilirmişim gibi. "Kızlar gecemiz için cips, abur cubur almaya geldim, izin verirsen. Taksi yazıyor da." dedim tırnaklarımı incelerken. Artık konuşmak istemediğimi anlaması lazımdı.

Elini alnına götürüp sahte bir şaşkınlık nidası çıkardı." Ah unutmuşum, taksi bekledikçe yazıyor değil mi? Hindistan cevizi cipsi görmüştüm, onlardan alabilirsin. Formuna dikkat edenler için birebir." Taksinin beklerken yazdığını bilmek için IQ'nuzun 10 olmasının yeterli olduğunu sanırdım.

"İyi akşamlar."

Markete kendimi attığımda onu nasıl dövmediğime şaşırıyordum. Anlık sinirle inadımdan gidip reyonda ne kadar cips, çikolata varsa doldurmuştum arabaya. Hindistan ceviziymiş, hah! "Merhaba, su Layslerden 3 paket daha getirebilir misiniz?" Görevli bir arabaya bir de tipime bakıp anlamsız bakışlar atsa da cipsleri getirmeye gitmişti.

Kasaya geldiğimde araba ağzına kadar dolmuş, obezite kamu spotu reklamı çekiyor gibiydim. Arabaya iki saniyeden fazla bakan birinin kolesterolü, şekeri ve uzun bir kredi ekstresi çıkardı muhtemelen. Arabamdaki cipsleri ve abur cuburları kasadan geçiren kasiyer "Pek de zayıfsınız ama." demişti gülüşleri arasında. Ona ters bir bakış attığımda hızla okutmaya dönmüştü.

Tatlı EkşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin