4 ♡ Jüri Sabahı Kaosu

466 68 243
                                    

Bölümü okumaya geçmeden önce önceki bölüme gelen yorumlar için çok teşekkür ediyorum, yorumlara aptal gibi sırıtarak cevap verdiğimi bilmelisiniz. Umarım bu bölüme bolca satır arası yorumlar bırakarak hikayenin öne çıkmasına yardımcı olabilirsiniz ve lütfen daha önce yorum yapmamışsanız da yorum bırakarak bana destek olabilirseniz çok mutlu olurum. Bölümü hazretizombik'e ithaf ediyorum, benim yanımda olmasaydı bu hikayeye başlamazdım. Her daim bana mesajları ile güç verdiğini ve buna ne kadar minnettar olduğumu bilmeni isterim ♡

CsMGirl

"Bu parça şuraya."

Elimdeki milimlik parçayı yerine yerleştirirken Deniz cipse gömülmüştü. "Şu küçücük detayı fark ettiklerine emin misin?" Vize maketimi yetiştirmeye çalışıyordum ama bir türlü bitmek bilmiyordu. Minicik parçaları düzenli bir şekilde ayırmış, her bir küçük parçayı cımbızla alıyordum tutamadığım için.

"Hem de nasıl fark ediyorlar. Bu böyle olmayacak. Yardım edecek misin?"

Cipsli parmağını yalarken sırıttı. "Bu kalem parmaklara Pattex yapışmasına izin verir miyim sanıyorsun? İki gün sonra resitalim varken hem de. Çok beklersin." Elimdeki cetveli kafasına fırlattığımda eğilip kaçmayı başarmıştı. Canım sıkılmasın diye yanımda dursa da makete elini bile sürmemişti ve sabaha yetiştirebileceğimden artık emin değildim. Geçen defa maketim kötü olduğu için kırılan puanımı hatırlayınca oflamıştım istemsizce. Son çareye başvurmaktan başka yol kalmamıştı. Telefonumu alıp Teo'nun numarasını aradım. Üçüncü çalışta açılmış ve uykulu bir sesle "Aloo" demişti. Uyandırdığım için suçlu hissedecek durumda değildim, bu maketin acilen bitmesi gerekiyordu.

"Teo makete yardım lazım. Gelebilir misin?"

"Yarım saate oradayım."

"Gelirken Peligom getir."

İkiletmeden kabul etmesine sırıtmıştım, olabilecek en iyi arkadaştı ve bunu sonuna kadar kullandığımın farkındaydım. Yarım saat sonra kapı çaldığında hiçbir parçaya basmamaya özen göstererek kapıya fırladım. Kapıyı açtığımda karşımda pijamalı ve saçları dağınık bir Teo görmeyi beklemiyordum. Lacivert pijama altı ve beyaz tişörtünün üstüne geçirdiği paltosuna bakılırsa bir an bile düşünmeden çıkıp gelmişti. Şapşal!

"Saat gecenin ikisi! Bunun öcünü alacağım Peram."

Kucağıma yapıştırıcı poşetine fırlatıp içeri geçmişti vakit kaybetmeden. Kapıyı kapatacağım sırada gördüğüm kişiyle şaşırmıştım. "Han?" Han'ın neden geldiğini ya da nasıl geldiğini anlayamamıştım. Görüşmeyeli 4 gün oluyordu, ayakkabılarını çıkarırken ceketini de üstüme fırlatmıştı. Siyah pijama altı ve vücuduna tam oturan beyaz tişörtü ile sevimli gözüküyordu itiraf etmek gerekirse.

"Teoman'da kalıyorum bir süredir ve sen aradığında uyuyordum hanımefendi."

Paltosunu askıya asarken onun evimde olması tuhaf hissettirmişti. Onun da pijamalı olması Teoman'ın kolundan tutup sürükleyerek getirdiğini anlamama yetmişti. Salona geçtiğimizde Teo yere oturmuş, projeyi inceliyordu. "Destek ekibe gerek var mıydı cidden?" Kaş gözle Han'ı işaret etsem de umurunda bile değildim.

"Ödemediği kira payına saysın. Daha başındasın Pera, niye daha önce aramadın?"

Han çekingen hareketlerle yanımıza otururken makete dünyadaki en ilginç şeymiş gibi bakıyordu. Deli saçması gibi gözüken küçük parçalara kocaman açtığı gözlerle bakarken bana acıdığını hissedebiliyordum. Ben de kendime acıyordum. Teo'nun yanına bağdaş kurup yapıştırıcıyı ona uzattım. İkimizin de alanı İç Mimarlık olduğu için böyle durumlarda ilk aradığım kişi o olurdu hep. İki parçayı tutup yapıştırıcıyı sıkması için ona uzattım. "Ne bileyim Teocuğum ya, özalitte çok sıra vardı."

Tatlı EkşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin