24 ♡ Aptal ve Aşık

187 43 41
                                    

Herkese iyi okumalar! Satır arası yorumlarla destek olabilirsiniz **

CsMGirl



"Dışarı çıkalım, hadi!"

Deniz'i umursamayıp yatakta uzanmaya devam etmiştim. Ankara'dan döndüğümden beri evden çıkmamıştım. Üç gündür eve çöreklenmiştim ve yakın zamanda da okul harici çıkmayı düşünmüyordum. Okuldan döndüğüm gibi eve geliyor, yatakta dizi izliyordum. Akın'dan işleri mail atmasını istemiş, online görüşmüştüm. Parks and Recreation'ı da en baştan izlemiştim, gülmeye ihtiyacım olsa da biraz bile eğlenememiştim izlerken. Aklımı başka şeylere vermek istesem de konu yine hafta sonu olanlara geliyordu.

Han gittikten sonra aileme olanları küçük bir tartışma olarak açıklamak zorunda kalmıştım. Ortam o kadar gergindi ki ablamla olan tartışma yüzünden, dikkat çekmemişti gitmesi. Aradan bir saat geçmeden biz de havalimanının yolunu tutmuştuk ikinci bir kavga çıkmaması adına. Geldikten sonra annem "Buğrahan ile aranız nasıl?" diye sorsa da geçiştirmiş, istemeden sahte sevgililiğimizin son bulmasına yardımcı olacak bir kavga sunmuştuk onlara.

"Kapı çalıyor, baksana." Omzumu silktiğimde Deniz pes edip kapıyı açmaya gitmişti. Örtüyü başıma kadar çekip diziyi izlemeye devam etmiştim. "Birkan gelmiş, salona gel."

Bıkkınlıkla telefonumu yatağın üstüne fırlatıp örtüyü de pelerin gibi başıma kapatıp sarındığımda aynadaki aksimle göz göze gelmiştik. Cildim solgun, bakışlarım donuk, göz altlarım koyulaşmış ve ruhum çekilmiş gibi gözüküyordum. Pembe şort-tişört pijama takımım buruş buruş olmuştu yatmaktan. Salona pembe puf terliklerimi sürüyerek girdiğimde Birkan yanıma koşmuştu telaşla.

"Kızım sana ne oldu? Şu dudaklara bak, bembeyaz olmuşlar."

Onu umursamayıp koltuğa oturduğumda yanıma oturmuş, Deniz de elinde kahve dolu tepsi ile içeri girmişti. Kupamı içinden aldığımda boğazımdan sıcak bir şeyler geçtiği için rahatlamış, aç karnına içtiğim içinse midem bulanmıştı. Transa geçmiş gibi kupama bakarken ikisi sessiz kalmış, kahvelerini yudumlamışlardı.

"Pera anlatacak mısın artık Ankara'da ne olduğunu?"

Birkan'ın sözleri ile Deniz kahvesini masaya bırakıp ona dönmüştü. "Geldiğinden beri böyle. Yatakta dizi izlemekten ciğeri soldu." Bakışlarında endişe ve gerginlik vardı, onlara anlatıp anlatmama konusunda gidip geliyordum. Yaşanılanların aramızda mı kalması gerekirdi yoksa bunu başkaları biliyor muydu?

"Eğer anlatmazsan Nouveau'ya gider, Buğrahan'ın yakasına yapışırım. O biliyordur ne olduğunu."

"Sakın!"

Birkan gözlerimin içine şaşkınlıkla baktığında doğru noktaya atış yaptığını anlamıştı. Sonunda onlara anlatmaya ve belki biraz da akıl almaya karar vermiştim. İşin içinden çıkamıyordum, belki yardımları olurdu.

"Han... Gitmeden önce Ahu ile tartışıyorduk, ben de Doruk ve Han'ı karşılaştırmış bulundum, ablam Han ile benim aramda bir şeyler olduğunu ima etmeyi bıraksın diye. Ağır konuştum, gerçekten. O kadar pişmanım ki..."

"Sonra?"

"Sonra mı, Deniz? Tabi ki evi terk etti hışımla. Ben olsam ben de giderdim. Çantasını bile almadı. Peşinden gittiğimde çok sinirliydi, birden... Nasıl anlatsam bilemiyorum. İşte... Benden hoşlanıyormuş."

Utana sıkıla yaşananları anlattığımda bakışları büyümüş, son kısımda ise şaşkınlıkla "Ne?" demelerini beklesem de bomboş bakmışlardı. Kafam karışmış halde ikisine bakarken ilk bakışlarını kaçıran Deniz olmuştu. "Biliyor muydunuz siz?"

Tatlı EkşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin