32 ♡ Dönüş

111 44 25
                                    

İyi okumalar efenim! Lütfen bol bol satır arası yorum yapar mısınız, hikaye etkileşimi düşüyor da *-* 

İyi okumalar efenim! Lütfen bol bol satır arası yorum yapar mısınız, hikaye etkileşimi düşüyor da *-* 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Han *-*


CsMGirl


Her şey kafamda kurduğum kadar kötü olmamıştı. Bir şeyler genel olarak iyiye gidince içime korku düşmesi normal miydi?

Okul beklediğimden iyi geçmişti. İnsanlar önce geçmiş olsun dileklerini sunuyor, sonra ise neden bayıldığımı soruyorlardı. Soruyu geçiştirdiğimde kimse üstelemiyordu. Son günlerde bir şey fark etmiştim, insanlar beni, benim onların beni umursadığını düşündüğüm kadar umursamıyordu.

Nedense herkesin ilgisi benim üstümde gibi geliyordu önceden. İnsanlar bir kez konuyu sorduktan sonra konu ile ilgilenmemişlerdi bile. Bütün gün bana bakacaklarını, hakkımda fısıldayacaklarını sanmıştım oysaki. Sanırım kendimi düşündüğümden fazla önemsiyordum.

Gerçekten ne olduğunu bilenler Birkan, Murat, Sude ve Naz'dan başkası değildi. Birkan dışında diğerleri yeme bozukluğumu yeni öğrenmişler ve hiç de beklediğim gibi büyük bir tepki vermemişlerdi.

Murat "Zaten diyet yaptığını falan düşünmüyorduk. Victoria's Secret modellerinin bile senden daha çok yediklerini görmemek körlük olurdu." demişti. Dördü de tek bir kişiye bile neler olduğunu söylememişti. Özelime saygı duymuşlardı.

"Yarın okulda görüşürüz!"

Naz arabadan el sallarken beni Nouveau'ya bıraktığı için teşekkür etmiştim. Teo'ya geleceğime dair söz vermiştim. Her ne kadar gitmek istemesem de bunu aşmam gerekiyordu. Onunla arkadaşlığım bitmeyecekti ve bu olayı arkada bırakmam için sorun yokmuş gibi davranmam gerekiyordu.

"Bu nasıl bir kalabalık böyle!"

Restoranın kapısından içeri baktığımda beklemediğim bir kalabalıkla karşılaşmıştım. Hiç de bana anlatıldığı gibi sinek avlamıyordu restoran. Dikkatle bakınca masaların kenara taşındığını, parti masalarının konulduğunu görmüştüm.

Cam kapıdaki aksime bakıp içeri girmeden saçımı tekrar düzeltmiştim. Siyah pantolon, beyaz tişört ve kırmızı blazer kombinimin üstüne saçlarımı açık bırakmıştım. Uzun bir süre elbise giymek istemiyordum. O kâbus gibi gecede giydiğim elbisenin külleri ablam sağ olsun İstanbul'da uçuşuyordu şimdi.

"Pera! Hoş geldin, uzun zaman oldu seni görmeyeli."

Utku elinde tepsi ile kapıyı açtığında kaçma fırsatım kaybolmuştu. Kıyafetlerim düzgün olsa da davetlilerin gece elbiselerinin yanında oldukça sönük gözüküyordum. Onu bulunca öldürecektim.

"Bugün özel bir gün mü? Tüm bunlar ne için?"

"Öyle de denebilir. Gel hadi."

İçeri adımımı atmamla konfetiler patlamış, korku ile yerimde sıçramıştım. Teo kalabalığın arasından çıkıp gelirken bir adım geri gitmiş, neden herkesin bana baktığını anlamaya çalışıyordum. Yanıma geldiğinde koluma girmiş, otuz iki diş sırıtarak omuz silkmişti.

Tatlı EkşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin