"Ben güzel olmak istemiyorum ki." dedim fısıldar gibi bir sesle.
Başını kaldırmadı. Ağlıyordu ama görmemi istemiyordu. " Sadece..." dedi boğuk çıkan sesiyle. Yutkunup devam etti.
" Sadece benim güzelim olsan?"
•°
•°
•°
•°
•°
•°
•°
Elleri dizlerimi...
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum• Keyifli okumalar•°
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
6|Evlen benimle Edibe
Duyduğum zil sesiyle oturduğum koltuktan kalkıp kapıya doğru ilerledim. Birkaç saniye sonra kapının kilidi açılmaya başladı. Kerem ile üç gündür yaptığımız şeydi bu. Eve gelince zile basıyor birkaç saniye sonra da kapıyı açmaya başlıyordu. B
en de sabah namazından sonra ona kahvaltı hazırlayıp bir not bırakarak odama geçiyordum. O da bol teşekkürlü bir not bırakıyordu bana. Artık not kağıdımız ve bir kalemimiz mutfak masasının üzerinde duruyordu. Akşam Kerem geldiğinde ise onun gün içinde yaptıklarını dinlerken yemek yiyor ardından çay yada kahve içiyorduk. Ben de bu üç gün içerisinde Kerem'in kitapları ile haşır neşir olmuştum. Sabah evi toparlıyor yapacak şeyler bitince de oturup kitap okuyor sonra da yemek yapıyordum.
Kapı yavaşça açıldığında Kerem gülümseyen yüzü ile göründü. Elinde birkaç tane poşet vardı. " Hoşgeldin." dedim neşeli bir sesle.
Elindeki poşetlere uzandığımda bakışlarım arkasındaki adama kaydı. Uzun boylu genç bir adamdı. O da beni gördüğünde şaşırmış gibiydi.
Yüzümdeki gülümseme aniden yerinde solarken Kerem'e baktım. Elindekileri bana vermeden içeriye girdi. "Hoşbuldum." diye mırıldandı aynı zamanda.
Arkasında dönüp kapı ağzındaki adamın içeriye girmesini beklerken benim bedenim Kerem'in arkasına sığındı her zamanki gibi. Çoktan onun benim koruyucu kalkanım olduğunu kabullenmiştim bile.
" Abi!" dedi içeri giren adam şok içinde. Bakışları benim çekingen bakışlarımı buldup geri Kerem'e döndü. "Bugün hastanın üzerindeki kıyafetin adını sorup sapık yerine koyulmanın sebebi yen..yenge miydi?"
Ardından emin olamamış gibi bana tekrar baktı. Bu Kerem beni arkasına daha çok saklarken adam tereddütle konuşmaya devam etti. " Daha doğrusu yenge mi?" dedi beni göstererek.
Kerem bıkkınlıkla bir soluk aldı. Benim bakışlarım Kerem'in inip kalkan geniş omzundaydı. " Birincisi, evet yengen. İkincisi, o bakışlarını karımın üzerinden çek. Üçüncüsü, git salona beni bekle."
" Karın mı!?" dedi adam hayretle. Yüksek çıkan sesi bir an beni bile hayrete düşürecekti.
"Lan ne çok konuşuyorsun. Git beni bekle!" diye tısladı Kerem adama doğru bir adım atarak.
Adam ellerini teslim olur gibi kaldırıp "Gittim abi." diye mırıldanarak salona koştuğunda Kerem bir soluk vererek bana döndü. "Gel bakalım." dedi odanın kapısını açıp içeri girerken. Peşinden içeri girdiğimde kitaplığına doğru ilerledi.
Eline aldığı kalın kitabı göstererek "Kitap almak için geldi gidecek şimdi."diye mırıldandı.
"Ben odadayım. Yemek var isterseniz siz yiyin. Ben çıkmam buradan." dedim içimden kaçan sesimle.