Hikâyeye başladığınız tarihi yazar mısınız?
Keyifli okumalar•°
1|Lütfen yardım et
İnsanoğlu olarak seçimlerle yön veriyoruz hayatımıza.
Günlük olarak ortalama 35.000 seçim yapıyoruz.
Bir şeyi yapmaya yada yapmamaya...
Saçımızı boyatıp boyatmamaya...
Hangi elbiseyi giyeceğimize...
Hangi okulu okuyacağımıza...
Bugün ne yiyeceğimize...Hergün bunlar gibi nice soruya cevap veriyoruz içimizde.
Bu seçimlerin bazıları hayatımızın dönüm noktası olurken bazıları önemsiz birer ayrıntı olarak kalıyor.Genç kızın da şuan yapacağı seçim hayatının dönüm noktası olacaktı belki de.
Kalıp razı olmak yada kaçıp kurtulmak...Derin bir soluk alıp elini saçına götürdü. Parmak uçlarıyla bir kısmını geriye doğru atıp ellerini beline indirdi.
Gözlerini karşısındaki çantaya dikip hızla olacakları düşünmeye başladı.
Zira çok zamanı yoktu.
Ya burada kalıp sözde babasının onu uçkur düşkünü herifin birine satmasına göz yumacak.Ya da öğretmeninin verdiği üç kuruş paraya güvenip daha önce yapamadığı şeyi yapıp evden dışarı çıkıp kaçacak.
Evet daha evden- evin avlusundan dışarı çıkmasına izin verilmeyen biri için oldukça zor görünen bir seçenekti bu.Ayrıca insanlara güvenemeyen ve elinde beş parası olmayan biri için daha zordu.
Eğer yakalanırsa önceden kaçmaya çalıştığında yapıldığı gibi az bir dayakla kurtulmaz, ölesiye dövülür ardından tekrar o adama verilirdi.Ama burada durup daha fazla boyun eğemezdi.
Dayak yedi birşey diyemedi.
Aşağılandı birşey diyemedi.
Evden adımını atmasına izin verilmedi birşey diyemedi.
Ama birine satılmak, o kişinin size zorla sahip olması, bunlar dayanılacak acılar değildi.Evet... Dayanamazdı...
Kaçmalıydı ve yakalanmamalıydı.
Her kadın gibi o da güçlüydü, yalnızca içindeki gücü keşfetmeliydi.Elleri belinde yaslandığı dolaptan doğruldu.
Kulak tırmalayıcı bir şekilde gıcırdayan ahşap dolabı açıp katlı kıyafetlerinin altına sıkıştırdığı kimliğini aldı.
Köydeki ilkokul öğretmeninin eve ziyarete diye gelip, onu kaçması için ikna ettiğinde verdiği üç beş kuruş parayı eski çantanın gözüne koydu.Gerekli olan, yanında taşıyabileceği birkaç eşyayı da çantasına koyup fermuarı hızla çekti. Üzerini giyinip hızla bonesini geçirdi başına. Başörtüsünü takıp feracesini giydi. Üzerine de bir hırka giyip çantasını çaprazlama astı. Sanki çantadan güç almak istercesine kulpu iki eline alıp sıktı ve derin bir soluk verdi.
Evdekiler onu almak için gelecek olan misafirleri karşılamaya, köyün girişine gitmişti. Şuan evde birkaç yardımcı dışında hiç kimse yoktu. Onlar da bahçede ve hayvanların yanında olduğu için onu çıkarken görecek kimse yoktu.
Kapı zaten hiç kilitli olmaz sadece korkutulurdu genç kız.
Herkes biliyordu ki Edibe o kapıdan dışarı adımını atamaz. Eğer atarsa ölesiye dövülür. Üzerindeki kemerle açılmış yaralara yenisi eklenirdi.Ama Edibe o kapıdan adımını atmıştı.
Bedenine zorla sahip olacak birine itaat etmektense ölesiye dövülüp ölmeyi tercih etmişti.Mavi renkli yer yer boyası dökülmüş kapıyı ses çıkarmamaya dikkat ederek açtı.
Avlunun arka küçük kapısından çıktığı için etrafta kimse yoktu.Zaten evleri köyün en sonunda bulunduğu için yanında başka bir ev de yoktu.
Günün belli saatlerinde hayvanları otlatan çobanlar dışında pek kimse gelmezdi bu taraflara.
![](https://img.wattpad.com/cover/247355146-288-k983917.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EDİBE
Romance"Ben güzel olmak istemiyorum ki." dedim fısıldar gibi bir sesle. Başını kaldırmadı. Ağlıyordu ama görmemi istemiyordu. " Sadece..." dedi boğuk çıkan sesiyle. Yutkunup devam etti. " Sadece benim güzelim olsan?" •° •° •° •° •° •° •° Elleri dizlerimi...