3.BÖLÜM [DÜZENLENDİ]

3.5K 180 13
                                    

Selamlarr.

Beğenilerinizi ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Dersin başlamasına az bir zaman kaldığını fark ettiğimde kulaklığımı çıkarıp kutusuna koymuştum.

Telefonum kapalı bir şekilde sıranın altında dururken biraz daha toparlandım sıramda.

Toygu rahatça arkasına yaslanmış, tek ayağı ile ritim tutarken kapı açıldı.

Sınıf sessiz bir hala bürünürken içeriye bir adam girdi. Hepimiz ayağa kalkarken onu biraz incelemiştim.

Orta yaşlarda, uzun boylu, esmer ve anladığım kadarıyla pek keyfi olmayan birisiydi. Ağır adımlarla sınıfın ortasına yürüyüp bize baktı.

"Günaydın gençler." Sesi sanki onu buraya biz zorla getirmişiz gibi çıkarken çoktan uyku bastırmıştı bana.

Bizde 'sağol' diyerek karşılık verirken oturmamıza izin verdi.

"Bu sene matematik dersini birlikte işleyeceğiz." Dediği an bende ki tüm umutlar sönmüştü. Böyle bir hocayla matematik işlemek ölüm gibi olurdu.

Sınıftaki herkes geçen seneden dağılmayan bir sınıf olduğu için yabancılık çekmezken hocanın gözleri bende durdu.

Birkaç saniye bakışları bende gezerken ağzını aralamıştı.

Tam o sırada kapı tıklatıldı. Hoca gür bir sesle 'gir' derken kapı açılıp sınıfa, sabah kapı önünde gördüğüm grup girdi.

İkisi kız, üçü erkek olmak üzere beş kişilik grup hocadan kısaca özür dilerken gözüm onlarda fazla takılmamıştı.

Hocanın gür sesini duyduğumda başımı dikleştirmiştim.

"Yeni mi geldin sen? Ayağa kalk bakalım." diyerek sınıfa girer girmez oluşturduğum görünmezliği yıkan sözlerle ayağa kalktım.

Tüm sınıfın dikkati bendeydi.

"Sen Yalçınlar'dan sın değil mi?" sorduğu soruyla göz devirme istediğim dolup taşarken sıkıntıyla cevapladım.

"Adel." Hoca anlamazlıkla bana bakarken kaşları çatıldı.

"Anlamadım."

"İsmim diyorum. Adel." Sınıfta birkaç kıkırtı yükselirken gülünücek bir durum yoktu.

İnsanların bana direk Yalçın olarak yaklaşması canımı sıkıyordu. Soyadımın getirdiği popülerlik de öyle.

Ben soyadımdan ibaret değildim.

"Pekala. Neden bu okula geldin peki? Duyduğumuza göre yurt dışına okuyor muşsun?"

Okulda ders değilde benim nerede okuduğumun konuşulması ayrı bir mesele iken düz sesim ile bunuda cevapladım.

"Birkaç aile meselesi." Kestirip atarken onlara tabiki arkadaşlarımı bulmayı veya başka türlü meselelerimi açmayacaktım.

Yalçın ailesinin iç durumunu soracak bir durumu olmadığına göre de bende kısaca kurtulurdum.

Hoca arkasını dönüp dosyalarla uğraşmadan önce 'oturabilirsin' diyerek ağzının içinde gevelemişti. Sonrasında ise ders başlamıştı.

__________________

Ders çıkışı Toygu beni kantine götürüp kahve aldıktan sonra arka bahçede oturmaya gelmiştim.

Okul normal olarak gürültülüydü ve bu da başımı fazlasıyla ağrıtıyordu.

ADELE (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin