4.BÖLÜM [DÜZENLENDİ]

3.4K 180 19
                                    

Keyifli okumalar.


Hemen yakınımdan duyduğum tanıdık sesle içimden bilmediğim duaları bile okumaya başlamıştım. O nasıl oluyorsa artık.

Asya biraz uzağımızda hemen bana bakıyordu. Gözleri önümde ve yanımda oturan erkeklere kaydığında biraz bizi süzüp kaşla göz arasında ortadan kaybolmuştu.

Hayır ama ya!

Bilip bilmeden akşam yemeğinde söyleyeceğine o kadar emindim ki.

*****

Zil çalmış biz son derse girmiştik bile. Aklımı karıştıran birkaç şey vardı.

Sınıftaki grup ile ilgili. İllaki tanıyor diye düşünerek Toygu'ya sordum fakat onlarla uğraşmamamı ve o kadar da merak edilecek bir şey olmadığını söylemişti.

Sabah ki dersten beri tam gözümün içine bakan esmer çocuk öyle demiyordu ama.

Arka bahçede olanlardan Toygu'ya bahsetmek istemiştim ama kendisi Asya ile meşgul olduğu için pek bir şey konuşamamıştık.

Abilerime yalan yanlış anlatacağını bildiğim için önceden Toygu'yla konuşmak istemiştim.

Orta sıranın ortalarında oturan çocuk kafasını bana çevirip yandan sırıtırken bu arka bahçedeki çocuktu.

Hatta tüm grubu ile aynı sınıftaydık.

Aman ne güzel.

Ders bitimine kadar akşam olacakları aklımın ucundan geçirmeye çalışıyordum ama ucundan geçirmeye bile korkuyordum.

İlk Meriç abim duyacaktı kesin o birinci beter olay ama Karan abimi araması iyice olayı büyütürdü.

Aslına bakarsanız beni rahatsız eden birine vurmam da sorun yoktu. Yani bana göre ama Asya bugün olanları ballandıra ballandıra anlatırsa işte o zaman bir sorun olurdu.

Ben abime kendimi akşam savunurken yanımda en azından biri olsun diyerek Toygu'ya işin aslını anlatayım demiştim fakat Asya benden önce düşünmüş gibi onu yanına çekmişti.

Büyütülecek bir şey değildi. Sorunlar veya pürüzler illaki olurdu ama benim bu tür olaylarda ismimin geçmesi bir değil iki değildi.

Bela mıknatısı gibi her şeyi kendime çekmem abilerimin gözünde beni sorunlu bir çocuk yapıyordu.

Birde benim yaptıklarım Asya'nın ağzından anlatılırsa işte o zaman gerçekten sorunlu ve baş belası bir kız olarak çıkıyordum.

Okul çıkışı dolabımı kitlerken Toygu ve Asya çoktan aşağı inmişlerdi.

Normalde beni bekleyeceğine adım kadar emimdim ama Asya'nın çekiştirmelerine daha fazla dayanamamış olmalı ki gitmişti.

Koridor yavaşca boşalırken sınıfta kalan son kişiler yavaşca boşalıyordu. Arka bahçedeki olan grup hemen karşı duvarımda olan dolabın önünde muhabbet ederken gözlerini sırtımda hissediyordum.

Okul boşalmışken sınıfımızda ki son grupta çıkmıştı.

Onların dolabı hemen yanımdaydı ve burada olmaları tek benim dikkatimi çekmemiş olacak ki diğer grupta bakışlarını onlara dikmişti.

"Ooo Araf bey siz ve grubunuz gözlerimizi yaşartıyor. İlk günden okula gelmek ha?"

Dedikleri beni ilgilendirmiyordu ve asıl derdim çabucak buradan uzaklaşıp eve gitmekti.

Başımdaki ağrılar artarken uykuya ihtiyacım vardı. Yanımdaki gruptan ses gelmezken çantamı kapayıp tekrar sırtıma aldım.

"Aynı yeni kız gibi. Sessiz kalmayı falan mı öğrendin? Üstüme saldırmak yerine."

İsmini Araf diye öğrendiğim çocuk bir adım öne çıkmışken grubundan diğer çocuk onu tuttu.

Sıkı tutmamasından kaynaklanan bir durum olsa gerek kolayca kurtulup suratına geçirdiği yumrukla çoktan onlara doğru dönmüştüm.

Yumruğu yiyen çocuk arkadaki dolaplara doğru çarpıp kafasını vurmuştu. Tabii birkaç küfürde savurmuştu.

Birkaç saniye gözlerim onlarda oyalanırken benimle göz göz gelen ilk o esmer çocuktu.

Araf.

İsmi, bakışları, dış görünüşü o kadar tanıdıktı ki tamda dilimin ucundaydı söyleyeceğim şeyler.

Bir taraftan da aklıma bir şeyler geliyordu ama söylemek bile ürpertiyordu beni.

Gözlerim kısık fazlaca onu süzdüğümü farkeden gruptan bir kız öne doğru atılıp bakışlarımı ondan çekmemi sağladı.

Araf'ın elini tuturak bana bakmaya devam etti. Biraz da ellerinde oyalanmıştı bakışlarım.

Ne yapmaya çalışıyordu veya ne ima ediyordu bilmiyorum ama umrumda olmadığına emimdim.

Dolabımı kitlemek için arkamı dönerken yamuk bir sırıtışla ona bakmıştım.

Anahtarımı elimde tutarken onları arkamda bırakıp yürümeye başladım. En son galiba yumruk yiyen çocuk Araf'ın üzerine yürüyordu.

Kapıdan çıktığımda ufak bir rüzgar varken abimi görmüştüm.

Arabasına yaslı elindeki sigarayla yere bakarken bahçedeki kızlı erkekli tüm grupların bakışlarını üzerine çektiğini farketmiştim.

Yanına ufak adımlarla giderken bakışlarını kaldırıp bana baktı.

"Sorun çıkmadı değil mi?" Sorgulayıcı ve düz çıkan sesi ile göz devirmeme ramak kalmıştı.

"Benimde günüm güzel geçti abiciğim teşekkürler iyiyim." arka koltuğa kurulurken yanımda bu sefer Toygu vardı.

Asya aynadan bana ufakça sırıtıp bakarken gözlerimi ondan çekmiştim.

Eve gittiğimizde görüşücez demek oluyordu  galiba.

Selamlarrr.

Nasılsınız?

Yazım hatası var ise lütfen satır aralarında belirtin.

Sizi seviyorum

Görüşürüz.

ADELE (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin