maskeli balo

852 103 405
                                    

Çok sessizdi her şey. Ürkütücü bir sessizlik bile denilebilirdi. O günden, Louis'nin Edward'ın sözde kız arkadaşıyla tanıştığı günden beri sürüyordu bu durum. Louis'nin onu herkesin gözü önünde ölümle tehdit ettiğinden beri. Ve de kadının babasına olanların haberinin yayılmaya başlaması da yardımcı olmamıştı. O güne kadar kimse Louis'yi olay anında görmemişti ve o andan sonra herkes onun Donna olarak mükemmel bir seçim olduğunu anlamıştı. 

Her şey planlanmış ve harekete hazırdı. O gün gerçekleşecekti ve Louis nasıl hissedeceğini bilmiyordu. Domları onu ne planları ne de mutfaktaki olayı için cezalandırmamıştı, sadece Donna olarak rolünü kabul etmeye başladığını söyleyip bütün gece onu öpücüklere boğmuşlardı. Çünkü yaptığı planlar onlara göre de mantıklıydı ve mutfaktaki olayın geçerli bir sebebi vardı.

Louis geçen bir iki haftada daha çok görmeye başlamıştı Edward'ı ve sürekli ona yapışık gezen Carly'yi. Her seferinde daha çok acıyordu canı ve pes etmek istiyordu, planladığı şeylerle uğraşmaktan vazgeçmeyi düşünüyordu ama yapamazdı. Domlarının olduğu gibi onun da Edward'a ihtiyacı vardı. Hepsini etkiliyordu onun yokluğu.

Onlara planını anlattığı gün ayarlanmıştı balo ve her şey hazırdı. Bir maskeli baloydu Donna'yı resmi olarak kabul etmek için. En azından davetlilere öyle söylemişlerdi. Herkesin gerçeği bilmesine gerek yoktu. Styles ailesinden olup İtalya'da yaşayan kişiler bile geldiğinde şaşırmıştı Louis, İtalya'yla bağlantıları olduğunu bilmiyordu.

Louis bir köşede oturarak etrafındakileri inceliyordu o anda, çoğu kişi balonun tadını çıkarıp birbirleriyle konuşurken bazıları da bunun sadece resmi bir kabul etme töreni için çok abartılı olduğunu düşünüyor ve her an tetikte duruyordu olabilecek bir tehdite karşı. Geri kalanlar ise çoktan sarhoş olmuştu ve çalan müzik eşliğinde dans ediyordu. 

Louis'nin babacığı ve efendisi birkaç dakika önce küçük bir işleri olduğunu ve hemen geri döneceklerini söyleyip ayrılmışlardı onun yanından. Louis'nin aklında dönüp duran düşüncelerden haberleri yoktu ikisinin de. Edward başka bir masada gülerek yanındakilerle sohbet ederken o kadının onun kucağında oturduğunu gördüğünde kendini ne kadar aşağılanmış hissettiğini bilmiyorlardı. Edward'ın onunla birlikte ne kadar mutlu gözüktüğünü gördüğünde ne kadar kırıldığını da bilmiyorlardı.

Çok özlediği yeşil gözler odanın diğer ucundan onunkilerle buluştuğunda gözleri doldu Louis'nin. Ama asıl canını acıtan Edward'ın bakışlarını çabucak ondan kaçırıp tekrar kucağında kadına çevirmesi olmuştu.

Elinde olmadan gerildiğini hissetti Louis. Zaten canı yanıyordu, şimdi bir de onları gördüğünde hepten zayıf hissetmişti kendini. Ne yapacağından emin değildi. Düşünebildiği tek şey Edward'ın ne kadar mutlu gözüktüğüydü. Gerçekten onun mutluluğunu bozacak kadar bencil miydi? Ya da en başından beri onu mutsuz eden kendisi miydi?

Edward'ın dikkatini çekmek için Carly'nin onun koluna dokunmasını izledi Louis uzaktan. İşe yaramıştı da, zaten kucağında oturuyordu. Balodaki kadınların uzun elbiselerinin aksine giydiği kırmızı elbisesi hepten yukarı çıkmıştı ve bacaklarının küçük bir kısmını kapatıyordu sadece. Edward'ın bir eli sıkıca onun belini tutuyorken diğeri bacaklarının üstünde duruyordu. Birlikte geçirdikleri kısa zamanda ona dokunan elleri şimdi o kadının tenine değiyordu.

Edward'ın Carly ile birkaç kelime konuştuktan sonra kadının ayağa kalktığını ve hemen arkasından kalkan Edward'ın elini tutarak dans eden kişilerin yanına ilerlediğini gördü. 

Başını çevirmek istiyordu Louis, ikisi bir çift gibi davranırken onları izlemeyi bırakmak istiyordu ama elinde değildi. Acıdan kaçamıyordu, kabul etmişti artık durumu onları izlerken. Carly'nin başını Edward'ın göğsüne yaslayışını ve Edward'ın nazikçe onun belini tutuşunu seyrediyordu. Ve kişisel bir anlarını bölüyormuş gibi hissetmişti. 

Beyond Boundaries | Larry - Styles TripletsWhere stories live. Discover now