tw// tecavüzden bahsetme
Hiç içime sinmedi bu bölüm.
-
"Seni seviyorum miniğim."
Hiç beklemeden verdi Louis tepkisini. Gözlerinin dolmasına bile izin vermeden parmak uçlarına yükseldi ve dudaklarına yapıştı Marcel'in. Yavaş başlamıştı öpücükleri, ikisi de birbirlerine olan sevgilerini gösteriyordu sadece. Birbirleriyle kurdukları bağ çok hızlı gelişmişti. Çok geçmeden aralarındaki tutku artmış ve o an sanki dünyada ikisinden başka kimse yok gibiydi.
Marcel yavaşça geri çekildikten sonra kolları arasındaki bebeğine bakıp iç çekti. Artık sesini kullanması için bir engeli olmadığına seviniyordu ama bir yandan da kullanmak istemiyordu. Aralarındaki bağ o konuşamazken oluşmuştu ve öyle tutmak istiyordu. İkisi de sessizken anlayabiliyordu birbirlerini, bunu bozmak istemiyordu. Louis de düşündüklerini anlamış gibiydi.
"Hadi babacığım. Harry'nin yanına gidelim. Onu daha fazla bekletmek istemiyorum." dedi bir eli Marcel'in elini sıkıca tutup odanın çıkışına ilerlerken. Ama kapıdan çıkmadan önce durup tekrar Marcel'i döndü ve elini göğsüne koydu, kalbinin üstüne.
"Aramızda ses olmasına gerek yok aşkım. Birbirimizi biliyoruz ve konuşmak istememen önemli değil. Senin beni anladığın gibi ben de seni anlayabiliyorum. Seni seviyorum."
Marcel dudaklarında oluşan gülümsemeye engel olamazken eğilip saçlarını öptü Louis'nin. "Başımıza gelen en güzel şeysin." dedi kısık sesiyle.
...
Louis ve Marcel el ele gülümseyerek oyun odasının önüne geldiklerinde Louis'nin nefes alması için durdular birkaç saniye. 'Cezasından' beri ilk kez o odaya gelişiydi ama öyle bir şeyin bir daha yaşanmayacağını bildiği için korkmuyordu. Sadece hatırladığı görüntüler yüzünden bunalmıştı bir anlığına. Ama Marcel'in sıkıca elini tutup boynunu öpmesiyle rahatlayıp kapıyı açmış ve Edward'ın zavallı halini görmüştü.
Hiç acele etmeden izledi onun sandalyeye bağlanmış halini, tamamen çıplak duruyordu karşısında. Sertleşmiş erkekliğinin alt kısmında duran ve gelmesini engelleyen halka parlıyordu uzaktan. Harry'nin odaya girdiklerinden beri onunla oynadığını fark ettiğinde sırıttı içinden.
Dikkatini çekmek için birisinin öksürdüğünü duydu Louis, oraya baktığında Harry ve Marcel'in de kıyafetlerinden kurtulmuş olduklarını gördü. Marcel'in onun yanından uaklaştığını bile fark etmemişti. Başını iki yana sallayıp kendine geldikten sonra o da çıkardı hızla üstündeki kıyafetleri. Hızlı adımlarla ikisinin önüne geldikten sonra eğitildiği gibi yavaşça ikisinin önünde dizlerinin üstüne oturdu ve elleri bacaklarında dururken başını yere eğdi.
"Bebeğimiz mükemel gözükmüyor mu? Ne diyorsun Edward? Çok güzel, değil mi?" Harry'nin sesiydi odada yankılanan. Edward'ın anlamsız sesler çıkarıp cevap verdiğini duyduktan sonra Marcel'in eli Louis'nin çenesini tutup yukarı kaldırdı başını.
Acele etmeden Marcel'in gözlerine baktıktan sonra Harry'e çevirdi bakışlarını. Önünde dikilen efendilerine bakarken saçını okşayan ele yasladı başını, söyleyecekleri şeyi bekliyordu sessizce.
"Beni emeceksin bebeğim, babacığın da seninle ilgilenecek o sırada. Biz söyleyene kadar durmuyorsun. Tamam mı?"
"Evet efendim."
"Güvenli kelimen ne Louis?"
"Rosso (kırmızı) efendim."
Louis konuştuktan sonra Harry'nin yatağa oturup ellerinden destek alarak arkasına yaslanmasını izledi. Daha sonra Louis'ye yanına gelmesini işaret ettiğinde Louis onu bekletmeden yerde bacaklarının arasına geçti.
YOU ARE READING
Beyond Boundaries | Larry - Styles Triplets
FanfictionHarry, Edward ve Marcel. Acımasız, güçlü ve korkulan. Bunlar yeraltı dünyasının lideri olan üç kardeşi en iyi anlatabilecek kelimeler. Louis ise babası Troy bu pis işlerin ortasında kaldığı halde hiçbir şeyden haberi olmayan, evinde şiddet gören bi...