Öğleden sonra iki gibi uyanmıştım yataktan kalkmamış içinde uzanmaya devam etmiştim yapacak bir şeyim yoktu. Bir saat yatakta kaldığımda sıkılıp kalkmıştım evin içinde dolaştım evi süpürüp sildim kafamda sesler gelince sinirlenmiştim. Kendimi banyoya atıp yıkandım. Üstüme güzel bir şeyler giymeye karar verdim dolabımı açıp kıyafetlerime baktım hepsi yepyeni duruyordu içlerinde bir elbise seçip giydim, üşüdüğümü hissedip üstüne hırka giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçlarımı taradım kuruladıktan sonra tekrar taramıştım. İçeri geçip oturdum ,kaç gündür evdeydim sıkılmıştım dışarı çıkmak için kapıya gittim spor ayakkabılarımı giydim. Kapıyı açıp çıktım sokaklarda yürüdüm hava kararana kadar telefondan saate baktığımda gece on bire geliyordu.
Ağlama sesi geldiğinde mezarlığa gittim. Kafamdaki sesler yine başladığında hızla oğlumun yanına geldim.
"Annecim ben geldim."
Toprağını okşamaya başladım yanında yatan Acar'a baktım.
"Halasının kuzusu seni de özledim."
Nedret yengeme baktım.
"Yengem benim."
Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.
"Bende yanınıza gelmek istiyorum."
"Daha çok erken gidemezsin."
Arkamdaki ses ile ayağa kalkıp dönmüştüm. Karşımda Mahsun duruyordu ,gözyaşlarımı sildim.
"Ne işin var burada?"
"Seni takip ettim ,nereye gidiyorsun diye."
Tam küfür edecekken kafamdaki ağlama sesi geldiği gibi oğluma baktım yanına eğilip toprağını sevdim.
"Tabi kocanın başka işleri var,seninle ilgilenmiyor."
"Sanane."
Toprağı hala okşarken Mahsun saçıma uzandı vuracak diye kendimi yere atmıştım.
"Dur korkma!"
"Dokunma bana."
"Sana bir şey yapmayacağım. Ağlama sesi durdu mu?"
Kafamı sallamıştım. Saçlarıma tekrar uzanmış okşamıştı ,bana yaklaştığında korkmuş geriye çekilecekken elimden tutmuş saçlarımı koklamıştı. Kafam karışmış şekilde ayağa kalkıp ona baktım. Az önceki şey olmamış gibi sorusunun cevabını verdim.
