18. Bölüm

642 31 4
                                    


Zühre Koçovalı

2023

Irak'da olan Belemir ve ailesine gidicektik. Bunun için Urfa'dan Hakkari'ye gidecek,ordan da bir şekilde sınırdan çıkacaktık. Salih ben ayarlarım demişti.

Arabaya valizleri yerleştirmiş yerlerimize geçmiştik. Salih abim arabayı çalıştırıp yola çıktı. Bende dün gezdiğimiz yerlerde çektiğimiz fotoğraflara bakıyordum.

"Akın oğlum sen gülünce gözlerin yok oluyor fotoğrafa bak."

Kahkaha atarak arkada oturan Akın'a göstermiştim.

"Ben dedim ama gülmeyim diye."

"Bütün fotoğraflarda ciddi ciddi duruyordun biraz sırıt dedim ben,neyse diğer fotoğraflar iyi gözlerin gözüküyor en azından."

Bir şekilde Akın'ın kafasını dağıtmaya çalışıyordum aslımda kendimikinide.
Yolda Yamaç'la konuşmuştum abimin durumu hakkında, öldüğünü söylediğinde öylece kalakalmıştım.

"Salih arabayı kenara çek."

Salih bir şey olduğunu anlamıştı. Arabadan çıktığımda peşimden geldiler onlara baktığımda ağlamaya başlamıştım.

"Selim abim!"

Salih bana sarılıp ağlamaya başlamıştı. Akın bize arkasını dönmüştü,dizlerinin üstüne düştüğünde yanına gittim. Nefesi kesilmiş gözlerinde yaşlar vardı. Cebindeki ilaçı çıkartıp ağzına tuttum. Hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı kollarımın arasına aldım. Salih yanımıza gelip ikimizi kollarının arasına aldı. Yol kenarında üzüntümüzü dökmüş intikam duygusuyla yola çıkmıştık.

Hakkari'ye vardığımızda sınır bölgesine yakın yere gittik orada bulunan sadece bir otel vardı oraya gidip oda istediğimizde tek oda olduğunu söylemişti mecbur aynı odada kalacaktık.

Odaya girdiğimizde iki tek yatak vardı,birde iki kişilik deri koltuk. Hemen lafa girdim.

"Ben yatakta kalırım."

Salih Akın'a izin vermeden konuştu.

"Sen gençsin Akın koltuğa ,bütün gün araba sürdüm belim ağrıyor yav."

"Hadi yemek yemeğe inelim."

Aşağıya inip otelin restaurantında oturduk.

"Amca bizi sınır bölgesinden nasıl geçireceksin?"

"Lan oğlum sessiz sınır bölgesindeyiz yani sivil askerler olabilir."

"Odada konuşuruz şimdi yemek yiyin."

Konuşmayı sonlandırdığımda sadece yemek yedik. Etrafa baktığımda birkaç kişi dikkatimi çekmişti. Bizimkilere eğildim.

"Etrafta gerçekten sivil askerler var?"

Akın kallarını kaldırıp oda eğilmişti.

"Nasıl anladın?"

"Her gün traş olmaktan yanakları tahriş olmuş ayrıca saçlarıda kısa ve hepsi uzun boylu heybetli."

"İyi gözlemcisin he."

Salih dalga geçtiğinde sırıttım.

"Bende daha ne numaralar var ohoo."

Elimi sallayarak konuştuğumda kahkaha atmıştık. Kafamı çevirdiğimde asker olduğunu bildiğim kişiyle göz göze geldik bakışlarımı hemen kaçırdım ,yakışıklıydı etkilenmiştim.

ÇukurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin