Allahım nedeen ? neden bir işide doğru düzgün beceremiyorum. Çok yaklaşmıştım, yine bişey öğrenemeden her şeyi berbat ettim allahıım nedeen ?
“eeee” dedim nediceğimi bilemeden. Bişeyler geveliyordum ağzımın içinde. Beynim soğuktan tamamen uyuşmuştu hiç bişey düşünemiyordum.
“ee ço.. çok soğuk, sizz.. sizde üşünüdüz mü. Ben artık gideyim” diyip gitmek için haraketlenmiştim ki asrın kolumdan tuttu duvara yapıştırdı beni. Kolumu hala sertçe tutuyordu. Asrının şaşkınlığının yerini öfke alırken yiğit hala şaşkınlıktan irileşmiş gözleriyle bana bakıyordu.
Asrın dişlerinini sıkarak “ne gördün” dedi. Öfkesini hissedebiliyordum. Göğsü hızla inip kalkıyordu.
“benn.. ben hiç bişey görmedim, diyorum ya..” acayip derecede korkuyordum. Öldürücekmi acaba beni. Yoksa dövüp biyeremi bırakıcak. Yok yaa okadarını yapmaz heralde.
Sözümü keserek “kapa çeneni” diye bağırdı. Bu ürkmeme neden olmuştu.
Nihayet yiğit kendine gelirken asrının kolundan tutup onu geri çekti “abi sakin ol”
Asrın sinirle ellerini saçlarına götürdü “sen taktın onu peşimize, seni takip edip geldi buraya. Sana dedim elli kere bizim hayatımızda aşka yer yok.” Aşk ?
Yiğit bana kısa bi bakış attı. “asrın tamam kendine gel, sen git bende geliyorum hemen” dedi asrının gözlerinin içine bakarak. Asrın kafasını sallayıp arkasını dönmüşken birden döndü ve benim yaslandığım duvara yumruk attı ben korkudan ellerimi yüzüme kapatmıştım. Ay piskopat duvara yumruk attı resmen manyaaak. kulağıma eğilip
“sakın ufaklık, sakın bir daha benim işlerime burnunu sokma. Bidahaki sefere bu kadar kibar olmam. Duydun mu beni” diye fısıldadı dişlerinin arasından. Kibar ?
Kafamı salladığımda ellerim hala yüzümdeydi. Yiğit onu kolundan tutup “tamam abi hadi git sen ben konuşurum onunla” dedi.
asrın bi an yiğitin gözlerine baktı, ardından gözleri beni bulmuştu
yiğit "hadiiii" diye üsteledi.
asrın yanımızdan ayrıldığında yiğit yanıma geldi ellerimi yüzümden çekip bi eliyle elimi tutup diğer elinide yanağıma koymuştu.
“iyimisin güzelim”
Ona bakıp “üşüdüm” dedim kısaca.
“neden böyle bişey yaptın gül, neden beni takip ettin. Sana zarar verebilirdi”
Korkudan dizlerimin bağı çözülmüştü ayakta durucak halim yoktu. soğuktan dilim buz tutmuştu konuşamıyordum. Ona öylece boş boş baktım. Bi elini belime sarıp beni kendine yasladı.
“seni eve bırakayım” dedi.
Arabaya doğru ilerlediğimizde asrın orda değildi. Hala deli gibi olanları merak ediyordum. Ben akıllanmıcaktım anlaşılan. Yiğit arabanın kapısını açıp yavaşça koltuğa oturmamı sağladı. Hızla oda yanımdaki yerini aldığında ilk iş olarak klimayı açtı ve gaza bastı. Giderken hiç konuşmadı. Bu benim işime gelmişti açıklama yapıcak halim yoktu sadece uyumak istiyordum.
Eve geldiğimizde yiğit bana dönmüş en içten gülümsemesiyle bakıyordu. Teşekkür edip zorda olsa gülümsedikten sonra kapıyı açtım. Yiğit kolumu tutmuştu ne olduğunu anlamadan ona döndüğümde yanağımdan öpmüştü. Kısa süreli bi şok geçirip ona öylece baktım.
Sırıtıp “istersen burda bütün gece böyle durabiliriz ama sizinkiler ne der” dedi gözleriyle evi işaret edip. Sırıtışı hala devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEYLAN
Teen Fiction'Bu zamana kadar çok acıyı tattım, ama inan hiç biri insanın elinden gelen her şeyi yapmasına rağmen hiç bir gerçeği değiştirememesi kadar acıtmadı ceylan'