asrın'dan
Sabaha kadar gözüme uyku girmemişti. Aklımda binlerce düşünce dolaşıp durdu ama içlerinde bana huzur veren ve düşünmekten hiç bıkmayacağım tek isim gül'dü. Güzel değildi tipim kesinlikle olamazdı, masumda değildi kaç kere okulda ondan yeni küfürler öğrenmiştim. Yani masumluk benim lugatımda sadece birinin altına yatmamayla olmuyordu. Kızın piç olduğu gözlerinden okunuyordu. sadece biraz salaktı okadar. Korkudan bayılmış numarası yapması bunun en büyük kanıtı. Sahi ne kadar tatlı görünmüştü o an gözüme. Çok asi kesinlikle keçi inadı var ve bi okadarda içine kapanık kendi grubundan başka biriyle konuştuğunu hiç görmedim bir tek onların yanında okadar rahat bi tek onlarla samimi ve kesinlikle söz dinlemeyen bir ceylan. Ona yiğitin iyi biri olmadığını söylediğim halde inatla onunla konuşuyor. En yakın arkadaşım olduğu halde bunu söyleyebiliyorsam bi nedeni vardır. dimi ?
Hele urasla yakınlaşlamaları beni deli ediyor. Kardeş ayağı diye kızı götürüyor resmen. yiğitle ve urasla birbirimize verdiğimiz söz olmasa kesinlikle beynini eline verirdim.
ceylaann.. Ona bu şekilde hitap ediyorum çünkü bir ceylan kadar ürkek. Korktuğundaki saçma salak haraketleri gerçekten ona çok yakışıyor. Başkası yapsa kesinlikle mal olabilirdi.
Ama o bu şekilde hitap etmeme kızıyor. Onu kızdırmak bile güzel nedense.
düşüncelerimden sıyrılmamı yiğit dangalağının araması sağlamıştı. doğrulup telefonu kulağıma götürdüm
'ne var' uzatmayı hiç sevmem
'asrın o geceki adamlardan birini bulduk'
'ee ? onlarla görülücek hesabı olan sensin yiğit beni bulaştırma'
'abi böylemi konuşmuştuk seninle, bak urasta gelicek'
urası duyunca hiç düşünmeden 'tamam geliyorum adresi mesaj at' deyip dediğini dinlemeden telefonu kapattım. Urasa kavga esnasında bir iki tane geçirebilirdim.
Tüm gece uyumamıştım kendime gelmek için hızla duşa girdim ve aynı hızla çıktım. Duşlarım genelde 5 dakika sürerdi zaten. saçımı havluyla kurulayıp üstümüde aynı hızla giydim. telefonu elime aldığımda yigit adresi çoktan mesaj atmıştı. Garaja doğru ilerleyip bmw'me atlayıp adrese doğru yola koyuldum.
Yiğitin verdiği adrese geldiğimde eski boş bir ev olduğunu gördüm sanki üflesem yıkılıcakmış gibi duruyordu. Evin az ilerisinde top oynayan çocuklar vardı. Arabayı park edip eve doğru yürümeye başladım. İçeri girip merdivenlerden çıktığımda yiğitle uras adamın başında adamda yerde sırtını duvara vermiş oturuyordu.
'şimdi napıyoruz' dedim burda olduğumu belli etmek amacıyla
ikiside bana dönünce yerde oturan adama baktım ağzı yüzü kaymış ama yinede sırıtıyordu. yiğit 'o gece olanları polise şikayet etmekle tehtit ediyor bizi pezevenk' dedi ve adamın ayağına tekmeyi geçirdi adam acıdan inlerken
'gereği neyse yapan ozaman' dedim gayet sakin ve umursamaz tavırla
uras araya girip 'beyler saçmalamayın bi kez daha aynı şeyi yapamayız' çaresizliği gözlerinden okunuyordu elini çenesinde gezdirip 'en azından ben yapamam' dedi. ben hala sakinliğimi koruyordum hiç bişey demeden onu izliyordum. Daha doğrusu zorunda bırakıldım çünkü bişey dememe fırsat olmadan yiğit urasın yakasına yapıştı
'ulan pezevenk bu bokluğa senin yüzünden bulaştık zaten şimdi ne orospu karılar gibi laf ebeliği yapıyorsun' hızla sarsıyordu onu.
'bende elimden geldiğince yaptığınız iyiliğin karşılığını vermeye çalışıyorum zaten, ama yine aynı şeyi yaparsak iyice batarız' urasta öfkelenmiş bagırıyordu.
yiğit hızını alamamış urasa yumruğu savurmuştu yumruğun etkisiyle bir iki adım geri giderken dudağını tutuyordu. Yiğit bana dönüp sen ne diyorsun bakışları atarken. Ben yerde oturan adama bakıyordum ibne hala gülüyordu bu tavrı beni çok sinirlendirmişti ama sakinliğimi koruyup sadece onu izlemeye devam ettim.
yiğit bu kezde benim yakalarımdan tutmuştu 'bişey desene lan, tüm sorumluluğu ben mi yüklenicem' gözlerimi nihayet piçten ayırdığımda önce yakalarımı tutan ellerine baktım beyaz gömleğim kan olmuştu büyük ihtimal yiğitin ellerinden bulaşmıştı. sonra gözlerimi yiğitin öfke saçan gözlerine çevirdim ellerini tutup yakamdan çektikten sonra yine buyuk bir sakinlikle yakalarımı elimle düzelttim. Yiğitin gözlerindeki öfkeyi ve aynı zamandada şaşırmışlığı görebiliyordum. Göz ucuyla urasa baktıgımda duvara sırtını vermiş hala dudagını tutuyordu yavşak, sanki dudağı koptu alt tarafı ufak bi yumuk yarası. Zaten düşündüğüm gibi kavga olmayıp ona yumruklarımı sallayamamıştım acım büyük. Urasın bakışları saçma sapan bişey deme der gibiydi tekrardan bakışlarımı yiğite çevirdiğimde 'gereği neyse yapın dediğimi hatırlıyorum' dedim yiğit memnun bi şekilde bana bakarken uras sinirle ve hayal kırıklığıyla gözlerini kapatıp kafasını sağa çevirdi ve agır agır gözlerini açtı.
Yiğit tamamdır o iş bende der gibi kafasını sallayıp urasa döndü 'ne nazlısın sende amınakoyim tamam gel öpiyimde geçsin gel' dedi gülerek
uras sinirle dönüp 'siktir pezevenk' dedi. Bu tepkisi yiğiti daha çok güldürmüştü.
tam kapıdan çıkıcakcen uras 'gül'e bahsetmek yok beyler söylememe gerek bile yok biliyorsunuz'
hızla arkamı dönüp 'ondan uzak dur yiğit' uras bana hak verir derecede başını salladı.
'siktirin, bana ne yapmam gerektiğini söylemeyin, ayrıca şuan konumuz bu değil' adama tekrar gözlerini diktiğinde urasa baktım sonra konuşuruz der gibi kafasını sallıyordu. Yiğit orospusunu gülden uzak tutmam şarttı bide kıza çok iyi biriymiş gibi rol yapıyordu. iyilik meleği sanki pezevenk.
sinirle onları geride bırakıp arabaya bindim camı acıp bi sigara yaktım işi haledip gelmelerini bekliyordum. bi süre sonra yanlarında bayılmış adamı gördüm. ne sikim yapıyor bunlar ?
arabadan inip 'noluyo oğlum' dedim şaşırarak
'abi o gece orda tek bu yoktu diğer pezevenkleride engel olmadan bulmamız lazım bulmak içinde buna ihtiyacımız var' buna derken kafasıyla ayakta tutmaya çalıştığı adamı gösterdi.
'eee napıcaz peki'
'sen beni takip et bilidğim bişey var' o sırada adamı arabanın arka koltuguna fırlattı.
kafamı sallayıp arabaya bindim ve motoru çalıştırdım. Gidiceğimiz yeri bilmediğimden yiğitin önüme geçmesine izin verdim ve gazı kökledim.
bir süre sonra bizim mekana geldiğimizi gördüm. Arabayı durdurup sinirle arabadan çıkıp hızla kapıyı kapattım 'abi kafanla sikin yermi değiştirdi, ne demeye buraya getiriyoruz onu ya elimizden kaçarda polise giderse polisleri ilk getiriceği yer burası olur' sinirle ellerimi saçalarımdan geçirip etrafıma baktım.
'başka çaremizmi var lan napsaydım evemi götürseydim'
sinirle urasa baktım tüm bunları bu pezevenk açmıştı başımıza. Bişey demeden mekana girdiğimde peşimden geldiler adamı sandalyeye otuttrup bağladılar. Bende koltuklardan birine oturup yayıldım. Onlar adamı ayıltmak için kafasından su döküyorlardı. Adam kendine gelmeye başladığında sorguda başlamıştı her cevap vermeyişinde urasla yiğit yumruklarını konuşturuyolardı. Ama adam ısrarla konuşmuyordu. Artık sıkılmaya başlamıştım. Telefonumu çıkarıp saate baktıgımda 12ydi. Yarım gün gitmemiştik okula ve artık gül'ü görmek istiyordum.
Ayağa bi hışımla kalkıp mekandan çıkıyordumki yiğit 'nereye lan' dedi
onlara donmeden 'konuşucağı yok bi adam dikin başına akşam hallederiz'
'iyide şimdi nereye gidiyoruz'
'okula'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEYLAN
Teen Fiction'Bu zamana kadar çok acıyı tattım, ama inan hiç biri insanın elinden gelen her şeyi yapmasına rağmen hiç bir gerçeği değiştirememesi kadar acıtmadı ceylan'