Yiğitin yüzüne bir süre salak gibi baktım çünkü konuşmak istiyormuydum bilmiyordum. Yani tamam bir yerde haklı olabilirdi ama birini öldürmek..
Yiğite nedense katil gözüyle bakamıyordum çünkü onu hep bana kendini tanıttığı insan olarak bilmek isterdim açıkcası.
'bişey demiyecekmisin gül' yiğitin sesiyle kendime geldim hala tuttuğu kolumu geri çektiğimde
'ben, yiğit sonra ko..'
'kız konuşmak istemiyor işte uzatma kardeşim' kardeşimi bastırarak imalı bir şekilde söylemişti.
'asrın sen karışma' asrın bişey dicek gibi ağzını açtı ama sonra bana dönüp sanki onu hiç duymamış gibi kolumdan tutup
'hadi gül derse geç kalacağız' yiğite bi bakış attıktan sonra asrınla birlikte okula giricektikki yiğitin sesini duymamızla olduğumuz yerde kala kaldık.
'yanlış bi düşman seçtin kendine'
Asrın ağır haraketlerle yiğitten tarafa döndüğünde alayla sırıttı.
'nefret edip düşman edinmek sadece acizlerin işidir' diyip okula girmek için haraketlendiğinde yiğitin sesini tekrar duyduk.
'bunca yıllık kardeşine karşılık sencede fazla ucuz değil mi' dedi kaşlarıyla beni gösterip. Yiğitin lafı üzerine gözlerimi asrından alıp şaşkınlıkla yiğite çevirdim. Asrın o sinirle nasıl bi hızla indiğini anlayamadığım meerdivenlerden üçer beşer atlayıp yiğitin yakasına yapıştı
'bir daha söylesene' dedi tehtitkar bir ses tonu kullanıyordu. Bir günde 2 kavgayı okul yönetimi kaldıramicağından bende hızla onların yanına gittim önce asrının kolundan tuttum bırakması için sanki koluna sinek konmuş gibi kolunu salladı öküz.
'bakın müdür gelicek şimdi bu kez okuldan atılırsınız'
Tabiki takılmadım. Hala birbirlerine kaşları çatık bir şekilde bakıyorlardı.
Baktım durucak gibi değiller yapıştım asrının beline.
'gül bırak'
'bırakmam'
'gül bırak dedim'
'bende bırakmam dedim'
'son kez söylüyorum bırak gül' gül'ü bastırarak söylemişti. Bu korkmama neden olsada caymadım.
'imkanı yok bırakmam'
Sinirle derin bir nefes alıp 'tamam bırakıyorum sende bırak'
'yemin et'
'gül' dedi uyaran bir ses tonuyla
'aman tamam be' dedim belini bıraktığımda 'bırakıyorum'
Asrın bana göz devirip yiğite 'seninle sonra konuşucaz' dedi ve elini belime koydu sonra banklardan birine yönlendirdi beni.
Arkamı dönüp yiğite baktığımda ellerini beline koymuş gülerek kafa sallıyordu. Ne olmuştu bunlara böyle bir anda. Asrın onun için katil olmayı göze almış birisi olarak şimdi böyle davranması normalmiydi. Peki ya yiğit ? nankör pisliiiiik. Asrın senin için okadar fedakarlık yapsın sen onu düşmanın belle. Olacak iş değil. Hele bana söylediği şey tam bir paçoz.
Banklardan birine oturduğumuzda gözüm yiğiti bıraktığımız yere kaydı ama gitmişti. Düşünme fırsatım olmadan asrın konuşmaya başladı.
'neydi orda yaptığın'
'kavga etmenimi izleseydim' dedim kollarımı göğsümde birleştirip.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEYLAN
Teen Fiction'Bu zamana kadar çok acıyı tattım, ama inan hiç biri insanın elinden gelen her şeyi yapmasına rağmen hiç bir gerçeği değiştirememesi kadar acıtmadı ceylan'