Bebeğim

78 6 0
                                    

Okula istemeyerekte olsa gittiğimde asrın ve yiğit gelmemişti en önemlisi urasta gelmemişti. Asrının gelip gelmemesi tabiki umrumda değildi. NE? değildi tabi..

tamam belki biraz umrumda olabilir

çok azcık

miniminnacık

miniğinde miniği.


Tüm dersler boyunca sıkıntıdan sıkıntıya atlamıştım. Havalarda güzelleşmeye başladığı için okul iyice çekilmez hale gelmişti. Sürekli asrını düşünüyordum. Hala onu merak ediyordum her şeyiyle adından başka hiç birşeyini bilmiyordum. Kötü çocuk havalarında işte salak . Hayır o değil urasta gelmemişti okula önceden haber verir, neden gelmediğini söylerdi bana. Bişey söylemeden ortadan kaybolması kesinlikle hayra alamet değildi. Beni tüm bu düşüncelerden ve sıkıntıdan çekip çıkaran denizin sesi olmuştu

'ay şimdi ayakkabımı çıkarıp kendi ayak kokumla intihar edicem' dedi gözlerini devirip

yüzümü buruşturup 'ne kadar pislik bir insansın ya' dedim

'aaa valla gönül koyarım bitki, lan en son 3 hafta önce yıkandım, temizlik benim en önemli hususlarımdan biri' dedi gögsünü kabartıp yüzüne gülümseme yerleştirirken

eda muhabbetimize dahil olup '3 haftamı' diye sordu denize şaşkınlıktan gözlerini büyütüp sonra yüzünü buruşturup 'sanırım ağlayacağım' dedi

denizde 'ağla kanka ağla açılırsın' dedi edanın kolunu sıvazlayarak

eda ağlar gibi ses çıkardığında deniz kafasına vurup 'malmısın ne ağlıyon' dedi yalancı bi kızgınlıkla. Eda bu olaya gözlerini devirirken ben gülüyordum.

'urastan haberi olan varmı neden gelmedi okula'

'sana söylemedimi' dedi eda, sorudan çok şaşkınlık vardı sözlerinde.

hemen deniz atladı araya 'ya bi rahat bırakın çocuğu genç o daha vardır bir eğlencesi' dedi pis pis sırıtarak sonra 'anlarsınız ya' dedi ve göz kırptı

'o nedemek be salak, ayrıca uras bana her durumda haber verirdi' dedim gözlerimi çevirip tahtaya bişeyler yazan hocaya bakıp

'ne dicekti bitki ben kız si..'

'tamam ses kes' dedim elimi kaldırıp. Onlarda gülüp önüne döndü.

Nihayet zil çaldığında kitaplarımı çantama tıkıştırıp bahçeye doğru yürümeye başladık. her zamanki gibi eda ve deniz yanımda tepişiyordu. Saate bakmak için telefonumu çıkardığımda 12'ye geldiğini gördüm nerde kaldı bu çocuk diye içimden geçirirken bi yandanda telefonu polarımın cebine koyuyordum. Kafamı kaldırdığımda içeri giren urası gördüm. Arkasından yiğit ve en son asrın girdi. Assolist beyfendi.

Tripli olduğum için hiç yüzüne bakmadan banklardan birine oturdum ve ayak ayak üstüne atıp havada olan ayağımla ritim tutmaya başladım ellerimde gögsümde sabitledim. Gözüm asrına kaydığında gömleğini iliklerlen gördüm. hiçbir yere bakmıyordu gözlerini gömleğine sabitlemişti direk yiğitin yanına gitti banklara oturdu oda tam karşımıza.

uras yanımıza gelip bi elini kaldırıp 'selam' dedi. Diğer elide ensesini kaşıyordu. Ben duymamazlıktan gelip etrafıma bakmaya devam ederken

'bitki sana trip atıyor' dedi deniz. Haksızda sayılmazdı. kızgındım

'ayrıca sen gelmeyince depresyona girdi' diyede ekledi

gözlerimi şaşkınlıkla açıp 'deniizz' dedim sitem dolu sesimle 'ne alaka' evet tam bir deniz gibi davranıyordum.

CEYLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin