Hesaplaşma

48 2 2
                                    

Bugün ilk defa zorluk çekmeden annemin bağırışları olmadan ve sinir bozucu alarm olmadan uyanmıştım. Belkide öğreniceklerimden dolayı heycanlı olduğum içindi yada öğrenemiceklerimin verdiği acıdandı ama her ne pahasına olursa olsun asrından neler döndüğünü öğrenicektim yada yiğitten oda olmadı urastan ama mutlaka öğrenecektim. 

Büyük bir kararlılıkla yatağımdan kalkıp banyoma gittim. Bugün madem bişeyleri öğrenmek için her şeyi yapıcaktım dişiliğimide kullanmaktan bişey çıkmazdı. İşe öncelikle duş almakta başladım. Kısa süreli bi duş aldıktan sonra dar yüksek bel beyaz pantalon üstünede pudra rengi şifon bir gömlek giydim. Hava güzelleşmeye başlamıştı sonunda ilkbahar geliyordu. 

Üstümü giyindikten sonra saçlarımı kurutup düzleştirdim. Makyajımı rimel ve parlatıcııylada tamamladım. Çantamı alıp içine şarjdaki telefonumu koyup aşağı indiğimde annem bir yandan kahvaltı ediyor bir yandanda televizyon izliyordu. Beni gördüğünde baştan aşağı süzdü sonra 

'hayırdır' 

'ne hayırdır' dedim bende anlamamazlıktan gelerek. 

'bu süs püs okul için fazla değil mi'  bu sorgudan kurtulmamın tabikide bir yolu vardı. Nasıl mı ? İzleyin ablanızı ve görün. 

'aman anne sende hee kendime bakmasam kız dediğin kendine bakar diyorsun baktığımdada altında bir şey arıyorsun valla psikolojim bozuldu benim bu evde. Hiç iyi değilim yani beynim zonkluyor nefes alamıyorum ya gelmeyin üstüme bak valla kusarım hatta geldi kusmuğum yani boğazımda şuan bak' ben bunları nefes almadan peş peşe sıralarken bir yandanda kapıya doğru geri geri ilerliyordum. Annemse ağzını ve gözlerini eşit oranda açmış bana bakıyordu. Feleği döndü tabi kadıncağızın.

Kendimi dışarı attığımda beyaz airmaxlerimi ayağıma geçirip okulun yolunu tuttum. Bekleyin bakalım beni bay iş çevirenler. Kötü gülüş........


Okula geldiğimde bahçede bizimkileri aradım urasla deniz bankta oturmuş sohbet ediyorlardı. Yanlarına gittiğimde ikisinede gülümseyip 'günaydın' dedim. İkiside beni baştan aşağı hayran hayran süzdüklerinde daha çok gülme isteği geldi. Ortalarına oturduğumda 'eda nerde' diye sordum urasa. Hiç bişey olmamış gibi davranmak oyunumun bir parçasıydı tabiki.

'gelir birazdan' urasında bu umursamaz tepkime şaşırdığı ap açık ortadaydı. 

Deniz yüzünü ovuşturduktan sonra 'bu saate insan uyanıp bide okulamı gelir arkadaş malmısınız nesiniz ya ben bizzat malım' dedi yüzünü buruşturarak.

'bilmediğimiz bişey söyle kardeşim' dedi urasta gülerek

Deniz urastan tarafa dönüp ciddi bi şekilde 'uras' dedi

Uras elini dur yolcu der gibi kaldırıp denizin yüzüne yüzüne 'he deniz ne alaka tamam he heee' diyerekten salladı. 

'bütün özelim gün yüzüne çıktı patlatılmış şifreli kasa gibi hissediyorum. Uras beni senden başkası bu kadar iyi tanıyamaz bence biz evlenelim' dedi gözlerini yavru kedi gibi açıp.

'hösst ulan bunada elini veren kolunu kaptırıyor naş canım naş başka kapıya' dedi uras ellerini sallayarak.

bunun üzerine deniz 'üzdün yakışıklı'  diyip dudak büzdü.

Ben bu konuşma sırasında sadece onları dinlemiştim anlattıklarına ne bir tepki vermiştim nede bir cevap. Düşündüğüm tek şey dün olanlar ve olanları öğrenme isteğim. Ama önce edanın sorgusunu halletmem gerekiyordu çünkü 'gül çabuk beni takip et diye' bağırıyordu. Tam ayaklanmıştımki deniz 

CEYLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin