21.bölüm

71 22 8
                                    

Evet bugün kendimi aşarak 2.bölümü yazıyorum bayağı boşladım çünkü 🙄

Ecemin anlatımıyla
Gözlerimi araladım üzerimde garip bir hüzün vardı Uygar abinin gitmesini istemiyordum ama eğer kalırsa olaylar daha da karışacaktı belki ona da zarar gelicekti daha sıkı sarıldım Uygar abiye beni hiçbir zaman Afradan ayırmamıştı hatta ona bir hayat borcum bile vardı aklım o geceye gidince istemsizce titredim hatırlaması bile ürkütücüydü

2 sene önce
Dersten başımı kaldırıp saate baktım on ikiyi biraz geçiyordu sabahtan beri ders çalışıyordum üniversite sınavına sayılı günler kalmıştı olduğum yerde gerindim biraz hava alsam iyi olucaktı saate aldırmadan dışarı çıktım büfeye doğru yürüyümeye başladım dondurma almak iyi bir fikirdi tam o sırada arkamda bir ses duydum başımı çevirdiğimde iki adam beni süzüyordu endişelenmemeye çalışarak yürümeye devam ettim arkamdan adım sesleri geliyordu adamlar beni takip ediyordu hızlanmaya başladım adım sesleri de hızlandı kalbim yerinden çıkacak gibi çarpıyordu ne yapacağımı bilemeyerek rastgele sokaklara dalmaya başladım bir sokağa daha daldım sanırım atlatmıştım ama son anda bir şey fark ettim
Çıkmaz sokağa girmiştim küfrederek geriye döndüm
Adamlar tam karşımdaydı
Sonum gelmişti adamlardan biri pis pis sırıtarak bana yaklaşmaya başladı bağırmak istedim ama sesim fısıltıdan farksız bir şekilde çıkmıştı
-Ne naz ettin be dedi adam gevşek bir tavırla
-Gel ben sana nazı göstereyim dedi bir ses arkaya baktığımda Uygar abiyle göz göze geldik
Çok. Çok öfkeliydi hızlı adımlarla bize yaklaşıp adama sert bir yumruk savurdu adam acıyla inleyerek yere düştü diğer adam da Uygar abiye atıldı
Uygar abi bana dönerek bağırdı
-Koş
Devam etmesine gerek yoktu koşarak uzaklaştım köşede devriye gezen polisleri görünce neredeyse sevinç dansı yapacaktım koşarak polislerin yanına gittim
-Yardım edin adamı dövüyorlar diye bağırdım polisler hemen yanıma geldi benimle beraber koşmaya başladılar çıkmaz sokağa geldiğimizde polisler adamları iki saniye alt edip kollarına kelepçeleri taktılar koşarak Uygar abinin yanına gittim sol gözü morarmış, dudağı patlamıştı gözyaşlarım yanaklarıma firar ederken
-Özür dilerim özür dilerim diye sayıklamaya başladım Uygar abi bana baktı yüzümü avuçları arasına aldı
-Geçti güzelim sakin ol sıcacık kollarına sığındım ondan sonra bir kabustan farksızdı tek iyi yanı pislikler tutuklanmıştı

Silkendim yanaklarım ıslanmıştı bile Uygar abiye çevirdim bakışlarımı Afraya ve bana sımsıkı sarılıyordu yüzünü Afranın saçlarının arasına daldırmış bir vaziyette uyuyordu bu görüntü gülümsememe neden oldu çok masum duruyorlardı hemen telefonumu kapıp fotoğraflarını çektim
Bu dünyanın en güzel ifşası olmalıydı
O sırada Uygar abi hareketlendi ve gözlerini yavaşça araladı bakışları hala kollarında olan bize dönünce gülümsedi başımı kaldırıp Uygar abinin omzuna yaslandım
-Sonunda uyandınız Uygar Bey dedim takılarak
-Allah Allah kaç dakika önce uyandın da bunları diyorsun acaba Ecem Hanım
Sahte bir ciddiyetle düşünüyormuş gibi yaptım
-Bir beş dakika falan oldu
-Ouv çok olmuş ya dedi Uygar abi de aynı sahte ciddiyetle ikimiz de gülmeye başlayınca Afra da hareketlendi başını kaldırıp uykulu gözlerle bize baktı şu haliyle çok komik duruyordu tabii ki kaçırmayarak fotoğrafını çektim gözlerini ovaladı
-Saat kaç dedi esneyerek
-Afrayı on geçiyor dedi Uygar abi Afra daha uyku sersemi olduğu için kafasını salladı sonra duraksayıp abisine baktı ve gülmeye başladı
-Ya abi yaa
Gülerek ayağa kalktık otelin restoranına inip kahvaltı yaptık sonra hazırlanıp havaalanına gittik hepimize bir hüzün çöktü
Uygar abiye bakıp buruk bir şekilde gülümsedim sıkıca sarıldım sonra geri çekildim Afra dolu gözlerle abisine baktı ve koşarak boynuna atladı Uygar abi elindeki valizi bırakıp Afrayı kaldırarak etrafında döndürdü kahkahalarla durduklarında içten bir gülümseme dudaklarıma yerleşti sonunda uçak geldi ve Uygar abi gitti üzgün bir şekilde otele döndük Afranın odasına girip müzik açtık müzik dinlerken sakin ve sessizce oturuyorduk
Ve kapı çaldı ayağa kalkıp kapıya yöneldim
-Çünkü bok var dedim söylenerek kapıyı açtım Poyraz ve Rüzgar kapıdaydı gözlerimi devirerek kapıyı suratlarına kapatacakken Poyraz son anda ayağını kapıya koydu mecburen açtım ve yüzlerine bakmadan içeri geçtim kapıyı kapatıp arkadan geldiler koltuklara yayıldık Poyraz sessizliği bozarak konuştu
-Akşam bir şeyler yapalım mı hiçbir şey demeden Afraya baktım o da bana bakıyordu
Yapıcak daha iyi bir şeyimiz yoktu başımı olumlu anlamında salladım Poyraz ve Rüzgar hiçbir şey demeden odadan çıktılar sanrım sadece bunun için gelmişlerdi müzik dinlemeye devam ettik...
4 saat sonra
Yavaşça kalkıp odama girdim hazırlanmam gerekiyordu bıçak yarası neredeyse iyileşmişti en azından artık kanayıp durmuyordu dolaba kısa bir göz attım siyah dar elbise gözüme çarpmıştı vücuda yapışan dar mini bir elbiseydi elbiseyi hızla giydim siyah yarım botları ayağıma geçirdim ve aynanın karşısınaki yerimi aldım saçlarıma hafif dalga atıp siyah bir far sürdüm ve bordo mat bir ruj sürdüm rimer ve sürmeyi de sürdükten sonra hazırdım çanta almak istemiyordum siyah deri ceketi üzerime alıp telefonumu cebime koydum hazırdım tam o sırada kapı tıkandı kapıyı açıp içeri geri döndüm Afra kapıyı kapatıp içeri girdi göz ucuyla onu süzdüm siyah vücuduna yapışan bir uzun kollu giymişti altına da füme rengi beli büzgülü bol kotu vardı ayağında siyah tek bant ayakkabılarını giymişti saçlarını düzleştirip benim aksime hafif bir makyaj yapmıştı kotun arka cebindeki telefonu titredi eline alıp baktı
-Rüzgarlar aşağıda bekliyormuş dedi bana bakarak
-Sende kayıtlı mı dedim kaşlarımı kaldırırken Afra başını salladı
-Rüzgar telefonumu aldığında kaydetmiş hemde mavi gözlü yar diye gülerek Afraya baktım
-Cidden mi Afra da gülerken kafasını salladı
-Dur insan gibi kaydedeyim gülerek odadan çıktık lobiye indiğimizde ikisinin de bakışları bize çevrildi çok bakmamaya çalışarak onları süzdüm Poyraz siyah bir gömlek ve siyah pantolon giymişti Rüzgar da lacivert gömlek ve siyah pantolon giymişti konuşmadan otelden ayrıldık garip bir atmosfer vardı önce yemek yemek için bir restorana girdik siparişleri verip beklemeye başladık havadan sudan konuştuk demek isterdim ama bizde böyle durumlar yoktu şu baş belasından nasıl kurtulacaktık onu konuşmuştuk ikisi de inatla villaya gidip koruma dikelim diyordu ve biz Afrayla inatla reddediyorduk onlarla hala konuşuyor oluşumuz bile saçmaydı sonra yemekler geldi sakin bir şekilde yemekleri yedik ve hesabı ödeyip mekandan çıktık ve Poyrazın önerisiyle bir bara girdik bu zamana kadar asla içki gibi şeyler içmemiştik ve bugün de öyle olucaktı Afra özellikle gözlerini üzerime dikerek yeterince belli ediyordu bu konuda çok katıydı Rüzgar da bizim gibi alkolsüz sadece gazlı içecek söylemişti ama Poyraz uzun zamandır içmediğinden yakınarak bira sipariş etmişti saatler acımasızdı şimdiden saat on olmuştu ve Poyraz sayamadığım kadar içmişti ve biraz sarhoştu ama hala tam anlamıyla sarhoş değildi tam o sırada mekana kalabalık bir grup girdi hepimizin bakışları girişe kaydı tanıdık gözler beni esir alırken yutkundum Poyraz gevşek bir şekilde konuştu
-Geldi yine tipini ekmek bandığım

Ve bummm

Bölüm nasıldıı😏

Sizce kısa mı yazıyorum??

Acaba kim geldiii😳

Kitabım nasıl gidiyor sizce?? 👉👈

Yıldıza basmayı unutmayınnn🌟🌠❤️❤️

Hepinizi çok seviyorum şimdilik hoşçakalınn🥺🥺💙💙💙

.......

SARSINTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin