Benim ölüm kararımı vermişti.ve beni öldürme işinide denny'e vermişti. Denny yanıma geldi ve sanırım sadece biz kalmıştık odada, Öldürmek mi? Denny beni öldürmekten bahsediyor. Biran önce burdan kurtulmam gerekiyor yoksa gerçekten cesedim abime gidecek. Sonra odaya siyah bir adam geldi sanırım zenciy di elinde bir ilaçla odaya gidi ve Dennye ilaci uzattı bu iğnenin içindeki ilaç kırmızıydı ve şöyle dedi. " Keen bunu ona enjekte etmeni ve işini bitirmeni istedi"diye devam etti.sonra odadan çıkıp gitti. Denny bana baktı sanki üzülüyor gibiydi bunu yapacakmı bilmiyorum ama bunu istemediğini gözlerinden okuyordum. Bana doğru yaklaştı ve kolumu sabit tutup iğneyi yaklaştırdı. Evet sanırım herşey burda bitiyor tanımadığım insanlar tarafından bir zehirle öldürüleceğim.Denny birkaç dakika bekledi ve iğneyi enjekte edecekti ki bana döndü ve " Çok üzgünüm bunu yapmak zorundayım" dedi. Evet yakışıklı bir adam tarafından öldürülüyorum ve şuan beni duyacak kimsenin de olduğunu da sanmıyorum. "bak bunu yapmak istemezsin" dedim. "mahsum bir kızı öldürmek sence doğrumu? gerçekten hiç bir şey bilmiyorum lütfen çöz beni burdan gideyim ve kimseye olanlardan bahsetmeyeceğim inan bana" dedim gözlerimin içine baktı söylediğim şeylerin onu etkilediği belliydi. Biz konuşurken dışarda kargaşa olmuştu ne olduğunu göremiyordum ama bağırma sesleri geliyordu. Kadın, kız, sesleri geliyordu dışarıda bir şey olduğunu Denny de fark etmişti ki masaya döndü ve üstündeki bıçağı aldı hızlı adımlarala bana doğru yürüyordu evet şimdi işim bitti zehirle ölmek sanırım bıçakla ölmeten daha iyiydi bıçağı kaldırdı ve bana saplayacağını sandığım bıçağı bağlı ellerim ve ayaklarımı çözdü. Denny beni özgür bırakmıştı hızlı bir şekılde tüm ipleri çözdü ve " hemen burdan git güneye git ve birdaha buraya asla gelme" kapıya yöneldi tam çıkacakken "Denny" dedim. Durdu ve yüzünü bana döndü şöyle devam ettim." teşekkür ederim bu iyiliğini asla unutmayacağım" dedim. Bana bakan gözleriyle " gitmen gerekiyor ortalık karışık" dedi bende hızlı bir şekilde "ORIENT evinin nerde olduğunu biliyormusun?" dedim. Şaşırmış gibi bana doğru yürüdü "ORIENT evimi? Sen orayı neden soruyorsun" dedi. Bende "benim oraya gitmem gerekiyor" dedim. Denny çok şaşırmıştı ve orayı biliyor olmalıydı. " Sen oraya gidemezsin yollar çok tehlikeli ve zor, hiç kimse gidemez orası çok tehlikeli" dedi.neden tehlikeli olsun ki bir ev ne kadar tehlikeli olabilir ki uçurum olan bir yerde mi acaba yada derin suların olduğu bir yer mi? Ama nerde olursa olsun ben gidecektim annem oraya gitmemi istedi gideceğim. "sadece nerde olduğunu söyle ben oraya gitmeliyim çok önemli birisi oraya gitmem gerektiğini söyledi" dedim. Denny önce düşündü sonra şöyle dedi. "tamam sana yolu tarif edeceğim ama şimdi değil şimdi git ve yarın saat 11.00 nehrin orada beni bekle sana orayı tarif edeceğim ama şimdi git burdan ve sakın nehrin bu tarafına geçme ne olursa olsun" dedi sonra arkasını döndü ve dışarı çıktı. Evet şimdi kendime çıkış yolu bulmalıydım hemen etrafıma bakındım buradan tanınmadan nasıl çıkarım bilmiyorum etrafa bakındım ve masanın üstünde kıyafetler vardı ve sanırım bunlar bir erkeğe aitti hemen üstüme onları aldım saçımı toplayıp asılı olan bir şapka vardı onu başıma geçirdim. Sesiz bir şekilde kapıdan baktım kimse görünmüyordu. sesiz hızlı adımlarla dışarı çıktım burası tam bir kaos alanıydı. Yerde uzanmış olan parçalanmış bedenler etraf tam bir kan gölüydü aman Allahım burada olanlar da ne bunu kim yapmış olabilir.olduğum yerde donmuştum hareket edip uzaklaşmak istesemde bunu yapamıyordum.
Bedenim ağırlaşmış dizlerim turmuyordu ama kendimi toparlayıp hızlı adımlarla denny dediğini yaptım güneye doğru yürümeye başladım arkamdan gelen sesler bağırmalar, çığlıklar ,kılıç seslerini duyabiliyordum.ağaçların içinde hızlıca kaybolmuştum. Parçalanmış bedenler gözümün önünden gitmiyordu. Sanırım iki saat geçmişti yada 5 saat mı belki de 7 saat çok yorgun bitkindim adım atamayordum. ayaklarımı hissetmiyorum bedenim artık bana ait değilmiş gibi hissediyordum. Daha ne kadar yürümem gerekiyordu belkide Denny beni öldürememişti ormanda kurtlara yem olmam için beni ormana göndermişti. Evet sanırım burada karanlıkla birlikte kurtlara yem olacaktım. Durmadan yürüyordum acıkmış ve susamış bedenim bana direniyordu artık iyice bitkin düşmüştüm ve evet artık yerle bir olmuştum yere düştüm ve güçsüz bedenimin sızlayan kemiklerimin acısıyla canım yanıyordu. Herşey burda bitti sanırı? anne sana geliyorum. Sesizlik sadece sesizlik birkaç saat sonra gece olacaktı ve bedenim kurtlara yem olacaktı ağabeyim sabah gazetesinde "ormanda kaybolan kızın bedenini kurtlar yemiş ve cesedinden geriye sadece kafası kalmış" ve ağabeyim kalan başımdan beni tanıyacaktı. Evet iyice saçmalamaya başladım sanırım kafayı yemeye başladım kafamı? Ceset mi? Ağabeyim mi? Offf iyice kendimi kaybettim ben bu saçma düşünceler içinde kaybolmuşken su sesi geliyordu bir nota gibi kulağıma bir nini gibiydi evet şimdi ölmek çok güzel olacak. Ne su mu? Evet sonunda nehre yetiştim birkaç adım ötede olmalı. Ayağa kalktım zorda olasa hareket etmeye başladım yavaş adımlarla yürümeye başladım ben yürüdükçe su sesi dahada yakınlaşıyordu. Evet sonun da sanırım kurtuldum ırmağa doğru yürüdüm. Suyun az olduğu yöne doğru yürüdüm elimi yüzümü yıkadım suyun kuruyan bedenime dokunuşu ile kendimi toparlamıştım. Etrafa bakındım ve ırmağın tam orasında beyaz uzun bir çizgi gördüm bu da ne? bu çizgi bir kalkan duvarı gibi bir şey şakamı bu ben iyice halissilasyon görmeye başladım. Ayağa kalktım ve karşıya geçtim taşların üstüne basarak karşıya geçtim karşıdan bakınca o kalkan görünmüyordu sanırım iyice kendimi kaybetmeye başaldım arkamı tam döndüm ki karşımda teyzem...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
... Kana bulanmış kız...
Mystery / ThrillerGeceyle gündüz gibiydik ben ona imkansız o bana yasak.. Ateş ile su gibiydik ben ona uzak o ise bana tuzaktı. Karanlığın içinde geceyi aydınlatan ışık ' ti bütün umudum o ışık.... 💫💫