🌠Yıldız🌠

34 2 0
                                    

Teyzem bana sarılmaz beni hiç sevmezdi hatta hep tersler ağabeyime daha önem verirdi.  Uzun bir aradan sonra  ilk defa bana sarılmıştı bunun sebebi annemi kaybetmiş olmam olmalıydı. İkimiz de sıkıca sarıldık ve ben onda annemin kokusunu almıştım  bu da gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Sonra ikimiz de bir birimizden uzaklaştık,  teyzem “ hadi içeri geçin bakın sizlere neler hazırlattım” dedi içeri girmiştik teyzem muazzam ev döşemesi ve dekorasyonu  ile tam bir kraliyet sarayı görünümü vermişti evine  ben ve ağabeyim hayranlıkla etrafı izliyorduk bizim aksimize mükemmel bir evde yaşıyordu. Sonra salona geçtik masayı kurabiyeler,pastalar, kekler, börekler ve bir çok şeyle donatmıştı. Bize eliyle koltuğu gösterdi oraya oturmamızı söylüyordu. Sonra bize “ uzun bir yoldan geldiniz yemeğinizi yiyin ve sizin için hazırlattığım odalarınızda uyumaya gidin, yorgun olmalısınız” dedi.  Haklıydı çok yorgun ve güzel bir duşa ihtiyacım vardı. Bunun için hemen bir şeyler atıştırıp yukarı çıkabilirdim. Ağabeyim taze çikolatalı kurabiyelerden almıştı ve yemeye başlamıştı bende böreklerden aldım yemeye başladım börekleri yerken her lokması boğazıma diziliyordu çünkü annem öldüğü gün bana  bu böreklerden yapmıştı teyzem de annemin yaptığı börek kadar güzel yaptırmıştı. Teyzem “ Rosalia ! İyimisin?” dedi. O ana kadar beni izlediğini fark etmemiştim “ evet teyze iyim” dedim. Sonra devam ettim “ teyze tüm bu olanlar” dememe kalmadan cümlemi yarım bırakmıştı “ Rosalia  yemeğini ye ve git dinlen konuşmak için çok vaktimiz olacak. Sonra konuşuruz” dedi bütün bunları söylerken hafif tebessüm ederek söylemişti. Bende başımla onayladım ve ayağa kalktım ağabeyime baktım teyzeme baktım tebessüm ederek  oradan uzaklaştım teyzem hizmetlisine “ Angella ona odasını göster” dedi hizmetli de “ tamam efendim” diyip karşılık verdi. Angella benim önümde yürüyordu bende arkasında merdivenleri çıkmıştık teyzem mükemmel bir evde yaşıyordu altın rengindeki merdivenler mükemmeldi merdivenleri çıkmış ve sağa dönmüştük.  Odamı göstermişti kocaman pencerekeri olan kocaman bir odaydı içinde pembe renkte yatağım ve pembe renkteki duvarlar hayalimde ki odaydı ama teyzem tüm bunları nerden biliyordu.  Hizmetli  “ Bir arzunuz var mı efendim?“   diye sordu bende “ hayır teşekkür ederim” dedim. Oda tebessüm ederek arkasına dönüp gitti yatağın üstünde kıyafetler  vardı çok güzellerdi kitap dolabı vardı içinde bir sürü hikaye vardı yatağa uzandım ve tavana baktım çok yorgundum uykum geliyordu ama önce güzel bir duş  almalıydım. Ve ayağa kalktım banyoya doğru yürüdüm. Banyonun içindeki küvetin içini su doldurdum ve içine girmek için üstümü çıkardım. Kıyafetlerimi çıkartmış ayağımı suya koymuştum suyun çıplak bedenimi serinleten ve huzur veren bir etkisi vardı. Artık kendimi suyun ellerine bırakmıştım. Suyun vücuduma değmesiyle ne kadar çok rahatladığımı fark etmiştim sonra sırt üstü uzanarak başımı suya daldırdım orada ne kadar kaldım bilmiyorum ama gözlerim kapalı bir şekilde suyun altında beklemek her şeyi unutmama sebep oluyordu. Sonra ben suyun içindeyken yine o kızın sesi ve hatta siması belirmişti “Rosalia  yardım et” diyordu.  Onun sesiyle sudan fırlamış hızlıca nefes alıyordum. Nefesim kesilmiş ve korkmuştum. Sonra başımı çevirdim teyzem salondan bana bakıyordu beni görünce “ iyi misin diye bakmaya geldim, rahat mısın odan da?” diye sordu bende “ iyim teyze” dedim oda tebessüm ederek “ tamam o zaman sen dinlen, bir şeye ihtiyacın olursa  seslen” dedi. Sonra odadan çıktı gördüğüm kabuslar artık uyanıkken bile karşıma çıkıyor küvetten kalktım ve bornozu vücuduma sardım. Islak saçlarımdan su damlıyordu aynada oluşan buharı sildim ve arkam da o kızı gördüm kırmızı gözleriyle “ yardım et” dedi. Hızlıca arkamı döndüm ama hiç bir şey görememiştim sanırım uykusuzluktan artık hayal görmeye başladım.  Aynaya döndüm ve sararan yüzümü gördüm beyaz tenim sararmıştı sanırım çok yorgunum biraz dinlensem iyi olacak ıslak saçlarımı havlu ile kurttum ve yatağıma uzandım ve sanırım bornozumla uyumuştum. Sonra karanlık sadece karanlıktı her yer simsiyahtı, bir el saçlarımı okşuyordu bu annemdi  “hadi Rosalia  kalk zamanımız kalmadı” diyordu birden uykudan fırladım keşke biraz daha uyusaydım  annemi biraz daha görürdüm onu o kadar özlemiştim ki ona sarılıp koklardım.  Annemin kalk demesiyle ayağa fırlamıştım. Üstümde bornozla uyuya kalmıştım saate baktım gece 12.00 ydi  üstümdeki bornozu çıkardım ve yatağın üstündeki kıyafetlerden birini aldım üstünde çiçek desenleri olan sarı dizlerimin üstüne kadar gelen bir elbise aldım ve tam giyecekken ayağımda kırmızı bir iz gördüm bu iz bir yıldız gibiydi bu hangi ara olmuştu bu nasıl olmuştu? İzi inceledim ama anlam yükleyememiştim. Dizimin biraz aşağısındaydı   bu oraya nasıl geldi elimle silmeye çalıştım ama ben bastırdıkça canım acıyordu heralde bir yere çarpmış olmalıyım peki nasıl  bu yıldız şeklini alıştı ben onu incelerken bir ses duydum bu ses dışarıdan geliyordu.  Ayağa kalktım ve pencereden dışarıya baktım. Dışarısı aydınlıktı ve dolun aydı ama bir şey görememiştim. Elbiseyi hızlıca üstüme aldım ve kapıya yöneldim aşağı merdivenleri indim ve dışarı çıktım. Serin bir hava vardı  tüylerim diken diken olmuştu. Bunun sebebi korku mu? Yoksa başka bir şey mi bende bilemiyordum. Tam o sırada ayağıma çok kötü bir ağrı girdi hem de ayağımın üstünde ki yıldız izinin üstünde olmuştu. Ayağıma giren bu ağrı ile yere çöktüm ve öyle bir acıydı ki yerimde duramıyordum.  Bağırmaya başladım. Çalılıklar içinden  gelen sesleri işitiyordum. Gelen kişinin sesini duyuyordum  ben acı içinde kıvranırken beni kolları arasına aldı. kokusunu tanıyordum. Yaz akşamlarında deniz kokusu gibiydi.

... Kana bulanmış kız... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin