Bölüm 7: Beklenmedik Soru

246 41 13
                                    

Multimedia'da Naz

Okuyanlara çook teşekkürler :*


Aradan bir hafta geçmişti ve herşey oldukça sıradandı. Mike bir daha benimle konuşmamıştı, hatta yüzüme bile bakmamıştı. Pera'nın ağzını o konuda bıçak açmamıştı ve o ismini bilmediğim çocuk bana dik dik bakmaya başlamıştı. Artık emindim bu üçü arasında bir şeyler vardı ama ne? Bende Naz'sam bunu bulurum.

Slyvia'nın gözlerini televizyondan ayırıp bana baktığını farkedince sesli bir şekilde hemde Türkçe olarak düşündüğümü farkedip hafif utanarak,''Birşey yok. Sadece kendi kendime düşünüyordum,çizimlerim hakkında.'' diye yalan söyledim.

Bugün pazardı. Yani yarın okul vardı. Bir plan yapıp neler olduğunu öğrenmeliydim ama önce o çocuğun adını öğrenmeliydim. Bu çok zor olmayacaktı, yani olmamalıydı sonuçta Matematik ve Fransızca derslerinde aynı sınıftaydık.

Bunları düşünürken telefonum çaldı. Başak görüntülü arıyordu ve açıp bütün arkadaşlarımın telefon ekranına zar zor sığışmaya çalıştıklarını görünce istemsiz bir kahkaha attım. Benim açtığımı farketmemiş olacaklar ki kahkaham ile hepsi oldukları yerde bir durdular hemen sonrasında hiçbiri birşey söyleyemeyince Emir telefonu alıp

''Amerikalı genç nasılsın?'' dedi.

Emir'in gülen yüzü benim yüzümdeki gülümsemeyi daha da arttırırken ''İyiyim, çok sevgili enişteciğim. Sen nasılsın?'' diye sordum. Emir cevap veremeden telefon hızlı bir hareket etti ve bu sefer görüntüye Batu girdi.

''Hain bücür. Bıraktın gittin beni bu deli kızlarla.'' diyerek Başak ve Gizem'i gösterdi.

Bu şekilde yaklaşık 10 dakika konuştuktan sonra onlar dershanede oldukları ve ders saati geldiği için telefonu kapattılar bende saatin geç olduğunu söyleyip yatmak için odama çıktım.


Yatağıma yattığımda üzerimde arkadaşlarımı görmenin mutluluğu vardı. Onları çok özlemiştim. Gerçi ben herkesi çok özlerdim. Thomas'ı bile gittiğinden beri çok özlemiştim. Bazen keşke çalıştığı şirket Thomas'ı Fransaya göndermeseydi diye düşünmüyor değildim, çünkü onsuz ev eksik gibi geliyordu bana. Bunları düşünürken uyuyakaldım.


Sabah her zaman ki gibi Pera beni almaya geldi ve okula gittik. Okula vardığımızda okulumuzun bol neşeli düşük çeneli gözde öğrencisi Emily'nin balo broşürleri dağıttığını gördüm. Bir tane bana da verirken

"Kesin bekliyorum yeni kız. Bizim okulumuzun partileri meşhurdur." dedi ve göz kırparak uzaklaştı.

Pera'ya dönüp "Gidecek misin?" dedim ve bir eşi olmazsa eğer gitmeyeceğini öğrendim. Çok saçmaydı bir eşi yok ya da olmayacak diye dışlayacaklar mıydı yani?Bende eşsiz gitmeyi düşünmüştüm ama Pera'ya güvenerek gitmeyi düşünmüştüm, şimdi benim de planım sallantıya düşmüştü. 


Kolidorda yürürken ismini öğrenmeyi kafaya taktığım çocuğu gördüm. Pera henüz görmemişti ve ben kesinlikle ismini öğrenmeliydim. ''Nasıl öğrenirim acaba?'' diye kara kara düşünürken adının Kevin olduğunu ve Mike'ın arkadaşlarından biri olduğunu bildiğim çocuk,


"Hey Luke. " diye seslenmişti.


Vee bizim isim siz arkadaş ise Kevin'a bakıp o tarafa doğru yürümeye başladı.  İçimden sevinç dansı ediyordum dışımdan ise bu neşemin tek belirtisi yüzümdeki sırıtıştı.

SeninleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin